İskelemizi geri istiyoruz

Güncelleme Tarihi:

İskelemizi geri istiyoruz
Oluşturulma Tarihi: Aralık 23, 1998 00:00

Haberin Devamı

Emirgan iskelesi bir gece yıkıldı ve 10 yıl geçmesine rağmen yerine yenisi yapılmadı

Boğaziçi'nde oturmanın en keyifli yanı bir yerden bir yere vapurla ulaşma imkanıdır. Ne var ki Emirganlılar 10 yıldır bu keyiften mahrum yaşıyorlar. 1988 yılında eski iskele bir gecede kaldırılmış ve yerine yenisinin yapılacağı söylenmişti. Aradan koskoca 10 yıl geçti. Emirgan o gün bugündür iskelesiz. Boğaziçi'nin iskelesiz tek semti.

Emirganlılar iki yıldır Muhtar Baki Kızgınkaya öncülüğünde yıkılan iskelelerini yeniden yaptırabilmek için mücadele veriyor. Muhtar Baki Kızgınkaya, ‘‘Sadece vapur iskelemizi değil mutluluğumuzu da elimizden aldılar. Bizi öksüz bıraktılar. Vapur iskelesinin kaldırılmasıyla Emirgan'daki yaşam altüst oldu’’ diyor.

Baki Kızgınkaya, 69 yaşında ve 36 yıldır Emirgan'da yaşıyor. 1992 yılında Emirgan muhtarlığı görevine gelmiş. Asıl mesleği fotoğrafçılık olan Kızgınkaya, artık kendini halka adamış. En büyük isteği de iskelelerine tekrar kavuşabilmek.

Emirgan İskelesi, 1988 yılında zamanın belediyesi tarafından bir gecede ansızın yıkılmış. İskelenin yıkılmasına neden olarak da kaldırımı daraltması gösterilmiş. Yoldan geçen bir vatandaşın üzerine bir arabanın çamur sıçratması ve bu kişinin iskelenin kaldırılmasını isteyen bir dilekçe vermesiyle Emirganlılar iskelesiz kalmışlar.

İskelenin 150 yıla yakın bir geçmişi olduğunu ve bu yıkımın tarihe yapılan saygısızlık olduğunu söyleyen Kızgınkaya, ‘‘Tarihi eser yıkılır mı? Biz tarihi esere saygıyı yitirdik. İskeleyi yıkmak yerine kazıklarla denize doğru kaydırabilirlerdi. Yıkarak neyi hallettiler?’’ diye konuşuyor.

Kızgınkaya 1993 yılında Şehir Hatları İşletmesi Genel Müdürlüğü'ne dilekçelerle başvurduğunda kendisine iskelenin 1995 programına alındığı söylenmiş. Ancak hiçbir gelişme olmayınca 1996 yılında bir imza kampanyası başlatılmış. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ve Şehir Hatları Genel Müdürlüğü'ne 700 imzalı birer dilekçe gönderilmiş. Ancak bugüne kadar olumlu ya da olumsuz bir cevap gelmemiş.

Unutulan semt

İskelenin olduğu dönemlerde Anadolu Kavağı, Rumeli Feneri, Kanlıca ve Eminönü'ne vapur seferleri düzenlenirmiş. Emirganlılar'ın bu hakkı on yıldır ellerinden alınmış durumda. Emirgan'da 48 yıldır yaşayan Fikret Ulutaş, ‘‘Biz gençliğimizde otobüs diye birşey bilmezdik. Sadece vapur kullanırdık. Şimdi otobüsleri görüyorsunuz, hınca hınç dolu. Trafik deseniz berbat. Eminönü'ne bir saatte gidebiliyorsunuz. Oysa vapur varken 20 dakikada gidebiliyorduk. Bunların da ötesinde iskelenin Emirgan'ı süsleyen, tamamlayan bir niteliği vardı’’ diyor. Çocukluğunu Emirgan'da geçiren Berç Garo Şigaher ise, ‘‘İskelemizin daha modern gemilerle ve daha iyi programlarla hayata geçirilmesini istiyoruz. Deniz ulaşımına yeterince önem verilse yeni köprü yapılmasına gerek kalmaz’’ diye konuşuyor.

Boğaz’da buzlar

Muhtar Kızgınkaya ise, denizyolu ulaşımının sorunsuzluğuna dikkat çekerek, ‘‘Yıllarca vapurla gidip geldim. Sadece iki gün vapurun çalışmadığını hatırlarım. Nedeni de boğaza buzların gelmesiydi. En kötü şartlarda bile vapur çalıştı. Hergün kazaların yaşandığı karayolu yanında bir tek vapur kazası bile yaşamadım’’ diyor. İskele için verdiği mücadeleden vazgeçmeyeceğini ve yılmayacağını belirten muhtar sözlerini şöyle tamamlıyor:

‘‘Emirgan'ın nüfusu 20 bin ve burada yaşayan herkesin tek isteği iskelelerine tekrar kavuşabilmek. Yeni bir kampanya başlatacağım. Bu kampanyada başarılı olmazsa Ankara'ya gidip ne yapıp edip iskeleyi yaptırtacağım. Emirgan'ın eski güzelliklerine kavuşabilmesi için bu şart. İskelemizi geri aldığımız zaman dünyalar bizim olacak ve bayram yapacağız.’’

EMİRGÁN

Boğaziçi'nin Rumeli yakasında, Baltalimanı ile İstinye arasındaki semt. İdari olarak Sarıyer İlçesine bağlı bir mahalle olan Emirgân, geçmişte Emirgân köy yerleşmesi ile birlikte halen ayrı mahalleler olan Boyacıköy, Baltalimanı ve Reşit Paşa'yı da kapsamıştır. Emirgân'da 16. yy'ın başlarına kadar yerleşme yoktu. 16. yy'ın ortalarında Nişancı Feridun Bey'e bağışlanan bu alanda, bir yazlık köşk, bir av köşkü ve yazlık bahçelerin yapımı ile semt iskân edilmeye başlandı. IV. Murad, 1635'te Revan kalesi'ni hiç çarpışmadan Osmanlılara teslim eden Emirgûneoğlu Tahmasb Kulu Han'ı İstanbul'a getirmiş, adını ‘‘Yusuf Paşa’’ olarak değiştirip Feridun Bey Bahçesi'ni ona bağışlamıştır. Bu dönemde ‘‘Emirgûne Bahçesi!’’ adıyla anılan semtin adı Emirgân kalmıştır. Bugün Emirgân'da, sahil boyunca yer alan çoğu 1950'ler sonrasında yapılmış olan yalılardan başka elçilik binaları, çeşitli ticari kuruluşlar, çok sayıda çay bahçesi, 1 Rum ve 1 Ermeni kilisesi ve çeşmeler bulunmaktadır.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!