İpek kozasıyla 300 kadına dokundu

Güncelleme Tarihi:

İpek kozasıyla 300 kadına dokundu
Oluşturulma Tarihi: Kasım 20, 2023 07:00

Özlem Can, 25 yaşından sonra çıktığı ipek kozası yolculuğunda hem sanatçı bir ruha kavuştu hem de 300’den fazla kadına dokundu. Kadınlarla birlikte çıktıkları doğa keşiflerinde elde ettikleri ipek kozasının ham halinden 200-300 yıl dayanabilen tablolar, dekoratif ürünler, yapay çiçekler üretiyor...

Haberin Devamı

Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde doğup büyüyen, 17 yaşında evlenen ve iki çocuğu olan Özlem Can, 25 yaşına geldiğinde hem ev ekonomisine katkı sağlamak hem de kendi ayakları üzerinde durabilmek için bir arayışa girdi. ‘Diyarbakır tarihinde çok önemli bir yeri olan ipek kozasından bir şeyler yapılamaz mı?’ sorusuyla yola çıktığı yolculuğunda adeta yeni bir sektör yarattı. İpeğin kumaş, kravat, eşarp ve çarşaftan ibaret üretimine yeni bir soluk getiren Can, ipek kozasından tablo, bebek ürünleri, ipek çiçek, biblo ve daha pek çok ürün üretmeye başladı. 15 sene boyunca ipek kozası eğitimi veren Can, 300’den fazla kadını eğitti, 40 civarı ipek kozası eğitimcisi yetiştirdi. ‘Pasur İpek’ ismiyle yeni bir dükkân açan Can’a hikâyesini sordum.

İKİ ÇOCUKTAN SONRA BAŞLADI

Haberin Devamı

“Liseyi bitirip, 17 yaşında evlenip, iki çocuk sahibi olduğumda aklıma ileride sanatçı olabileceğim gelmezdi” diyerek başlıyor sözlerine: “Kulp küçük ama Diyarbakır’ın çok önemli ilçelerinden. Türkiye’nin yaş ipek kozası yetiştiriciliğinin yüzde 60’ı burada yapılıyor. 25 yaşında hem çalışmak hem bir şeyler üretme isteğiyle arayıştayken elişi sanatları kursuna gittim. Burada farklı elişleri öğrendim, ahşap ve daha farklı elişleri türlerinde sergilerimiz oldu. Bu sergilerde benim işlerim çok beğenilince kaymakamlık benden eğitimci olmamı istedi.

Kendimi geliştirerek elişleri konusunda eğitimci oldum. Ama kafamda daha farklı bir şeyler vardı. Diyarbakır’ın tanıtımına katkı sunan bir şey olsun istiyordum. İpek kozasından dekoratif ürünler yapmayı denedim. Başarılı da oldu. İpek kozasından aklınıza gelebilecek her türlü dekoratif ürün yapılabiliyor. Resmi dairelerde duvara asılacak bayraklardan tutun da bebek ürünlerine, kıyafetlerden aksesuvarlara, yapay çiçeğe kadar her şey yapılabiliyor.”

İpek kozasıyla 300 kadına dokundu

Özlem Can

KRAVATTA, EŞARPTA KALMASIN

İpek kozasının Diyarbakır kültürü için çok önemli bir malzeme olduğunu belirten Can, “Eskiden ipek sadece fular, mendil, çarşaf olarak kullanılıyordu. 16. yüzyıldan beri Diyarbakır ipek dokumasında öncü bir kent. Osmanlı döneminde Diyarbakır ipeği yine çok önemsenen bir ürün. 1993 yılında Almanya’nın Münih kentinde Süryanilerin ürettiği ipek ürünler dünyada birincilik kazandı. Ancak ben ipek üreticiliğinin kravatla, eşarpla sınırlı kalmamasını istedim. Bunun ham, henüz ipliğe çevrilmemiş halinden de birçok ürün üretilebileceğini düşündüm” diyor. 

Haberin Devamı

DİYARBAKIR’IN TANITIMINA KATKI

Halk eğitim bünyesinde verdiği eğitimlerle her yıl onlarca kadını ipek kozası ustası yapan Can, “Her yıl 3-4 kadının eğitmen olmasını sağladım. İşyerleri açtılar, yaptıkları ürünleri sattılar. Aslında ekonomik özgürlüklerini ellerine aldılar. Ben bu işle birlikte Diyarbakır’ın Türkiye’nin en büyük ipek kozası merkezi olduğunun da altını çizmek istiyordum, bunu da başardığımı düşünüyorum” diye konuşuyor.

300 KADINA ÖĞRETTİ

Şimdiye kadar 300’ü aşkın kadını eğittiğini belirten Can “Yaptığımız sanat bir yandan çok büyük bir terapi. Hem çalışma imkânı olmayan kadınlara bir kapı oluyor hem de engelliler için, dezavantajlı kadınlar için bir rehabilitasyon oluyor. Örneğin 5 yaşında çocuğunu kaybetmiş bir kadın öğrencim vardı. 4 sene boyunca hiç evden dışarı çıkmamış. Tanıştığımızda konuşamıyor, yürüyemiyordu. Bu işe öyle bir sarıldı ki onun tekrardan konuşmaya ve yürümeye başladığını, yüzünün güldüğünü görmek beni çok mutlu etti” dedi.

Haberin Devamı

200-300 YIL BOZULMUYOR

İpek kozasından üretilen ürünlerin 200-300 yıl deforme olmadan sağlam kaldığını belirten Can, ayrıca boyada da kimyasal ürün kullanmadıklarını anlatıyor: “İpek kozalarımız tamamen doğal. İpeklerimiz doğalken boyası neden kimyasal olsun? Denemelere başladım. Çiçek köklerinden, yapraklardan, kabuklardan renk elde edip ipekleri bunlarla boyamaya başladım. Örneğin kırmızı gül sayesinde ipekleri açık pembeye boyayabiliyorum. Bu sayede doğanın bize verdiği mucize renkleri de tanımış oldum.”

İpek kozasıyla 300 kadına dokundu

Diyarbakır’da kendi işyerini kuran Özlem Can burada hem eğitimlere devam ediyor hem de satış yapıyor. Özlem Can kendisi gibi eğitici olan kadınların ekonomik olarak ayakta durmalarına katkıda bulunduğu için mutlu olduğunu söylüyor.

Haberin Devamı

DOĞADA KEŞFEDİYORLAR

- Doğadan elde ettikleri ürünleri bulabilmek için öğrencileri ile birlikte doğa keşiflerine çıkan Özlem Can, “Örneğin Kulp’un ünlü çiçeği ters lale. Sadece 15-20 gün dağlık arazide bulunur. Biz bunu ipekten yapmak istedik, bu yüzden ters laleye dokunmamız, ölçüsünü almamız, çiçeği anlamamız gerekiyor. Ancak endemik bir bitki, çok yükseklerde yetişiyor. Sabah 5’te çıktık 3 bin rakımın üzerinde ters laleye rastladık. Öğrencim olan hanımlarla bu tip doğa gezilerimiz oluyor” diyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!