IMF Türkiye ülke raporlarını açıkladı

Güncelleme Tarihi:

IMF Türkiye ülke raporlarını açıkladı
Oluşturulma Tarihi: Kasım 17, 2007 12:35

IMF Türkiye’yle stand-by anlaşması gereği hazırlamak durumunda olduğu ülke raporlarını yayınladı. IMF’nin Türkiye ülke raporlarında, mali sistemin son beş yılda güçlendiği belirtilirken uluslar arası entegrasyonunu da daha fazla sağlayacağı olasılığı bulunduğu bildirildi.

Haberin Devamı

Raporda, “Bu süreç, sağlamlığının korunması için dikkatli bir şekilde yönetilmelidir” denildi. Raporda ihracatçılar dışındakilere dövizle kredi verilmemesi kısıtlamalarının çeşitli yöntemlerle aşıldığı ifadesi yer alırken saydamlığın iyileştirilmesine ihtiyaç bulunduğu uyarısı yapıldı.

SON BEŞ YILDA BELİRGİN GÜÇLENME

Uluslar arası Para Fonu’nun 6’ncı Gözden Geçirme ve Enflasyon Konsültasyonu ve 4’üncü Madde çerçevesinde hazırladığı ülke raporlarıyla Mali Sistem İstikrar Değerlendirmesi ülke raporu yayınlandı.

Hazırlayan uzmanların görüşlerini yansıttığı belirtilen, 3 Mayıs tarihine kadar elde edilen verilen ışığında hazırlanan “Türkiye: Mali Sistem İstikrar Değerlendirmesi” adlı raporda, Türkiye’nin mali sisteminin son beş yılda belirgin şekilde güçlendiği belirtildi. Raporda bu gelişmenin hızlı bir şekilde sürdüreceği, uluslar arası entegrasyonunu daha fazla sağlayacağı olasılığı bulunduğu belirtilirken, “Bu süreç sağlamlığının korunması için dikkatli bir şekilde yönetilmelidir” denildi.

RİSK FAKTÖRLERİ VE HASSASİYETLER

“Risk faktörleri ve hassasiyetler” bölümünde mali sistemin, önlem gerektirebilecek herhangi bir büyük ve acil tehdit karşısında bulunmadığı vurgulanırken, hassasiyetlerin ise varlığını koruduğu kaydedildi. Bu sonucun kapsamlı bir “stres testi” sınamasıyla elde edildiği belirtilen rapora, “Bir dizi kurum, izleyen şu unsurlara bağlı olarak şoklardan önemli biçimde etkilenebilir” denildi. Rapora özetle şöyle devam edildi:

“-Özellikle büyük cari işlemler açığına bağlı makroekonomik istikrarsızlık. Türkiye sermaye akışına ve böylece uluslar arası yatırımcı duyarlılığına bağlı kalmayı sürdürüyor. Ayrıca enflasyonun daha alt düzeylerde sabitlenmesi gerekmekte, kamu borç stoğu, azalmaktaysa da görece yüksek bulunmaktadır.

-Makroekonomik ve mali piyasa istikrarsızlığının mirası: Son beş yılda ekonomi yönetiminin kredibilitesi güçlenmişse de tasarrufçular ve yatırımcıların güveni hala kırılganlığını korumaktadır.

-Konut kredi ve kredi kartı sektörleri dahil yeni alanlara yönelik hızlı kredi genişlemesinden kaynaklanan riskler yeni borçluları içine almaktadır. Kredi büyümesi haziran 2006’dan bu yana yavaşlasa da hızı sürmektedir. Rekabetçi baskılar (örneğin, Mortgage Yasası sonrası artabilecek konut kredileri) düşük karşılık standartlarına yol açabilir.

-Bankaların taşıdıkları faiz oranı riski: Risk temelde bir yanda kamu menkul kıymetleri ve konut kredileri, diğer yanda mevduat hesapları arasındaki vade uyumsuzluğu nedeniyle yüksektir.”

Raporun “Ülke riski” bölümünde büyük kamu sektörü borcunun, dış şok ya da iç siyasi belirsizliklerden kaynaklanan değer kayıpları gibi durumlarda karlılık, borç ödeme yeterliliği ve likidite üzerinde hassasiyet oluşturduğu kaydedildi.

Dövizle kredinin banka kredilerinin yaklaşık üçte birini oluşturmayı sürdürdüğü belirtilen raporda, bu durumun bankaları kredi riski üzerinden dolaylı olarak döviz riskiyle karşı karşıya bıraktığı da kaydedildi. Raporda, “Öyle görünüyor ki ihracatçı olmayanlara dövizle borçlanma kısıtlamaları kimi zaman, örneğin offshore döviz kredisi vererek ya da dövize endeksleme yaparak aşılıyor” denildi.

SAYDAMLIĞIN VE KURUMSAL YÖNETİMİN HALA İYİLEŞTİRİLMEYE GEREKSİNİMİ VAR ?

Raporun bir bölümünde ise saydamlık ve kurumsal yönetimin (corporate governance) hala iyileştirilmeye gereksinimi bulunduğu belirtilirken, “Bir dizi ilerleme sağlanmış olsa da halka açık olmayan şirketlerin bilançoları tamamen saydam değildir” denildi.

KISA VADELİ ÖNERİLER ?

Büyük hissedarların kimi zaman piyasanın gidişatı ve borç verme gibi alanlarında sınırlı ayrıcalıklardan yararlanmaktan yarar sağladıkları kaydedilen raporda, “altı ay ve bir yıl içindeki” kısa dönemde atılması tavsiye edilen adımlar şöyle ifade edildi:

“Tüm sektörler (Yüksek öncelik): Yeni Mortgage Yasası’nın tamamlanması ve yürürlüğe konulması, Sigorta Yasası’nın geçirilmesi. Özellikle mortgage kredileri için sağlam normlar oluşturulması ve denetim, gözetimle ilgili önlemler alınması.

Bankacılık (Yüksek öncelik): Yeni Bankacılık yasası düzenlemelerinin yerine getirilmesi. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun, bankalara risk yönetimleri dahil, yeni yasal ve düzenleme çerçevesiyle uyumlu bir şekilde nezaret etmesi için bir plan geliştirilip uygulanması.

Bankacılık (Yüksek öncelik): Batan bankalarla ilgili işlemler konusunda prosedürlerin gözden geçirilip ıslah edilmesi, zamanında ve uygun maliyetli bir çalışma için tüm ilgili unsurların etkin katılımının sağlanması.

Bankacılık (Orta öncelik): Döviz bağlantılı ulusal para cinsinden kredilerinin döviz kredileriyle aynı kısıtlamanın konusu yapılması.

Kurumsal yönetim: (Yüksek öncelikli): Büyük hissedarlarının düzenleyici işlevlerinin fazla ayrıcalıkları ortadan kaldıracak şekilde gözden geçirilmesi.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!