İddianame kutsandı yargı taraf oldu

Güncelleme Tarihi:

İddianame kutsandı yargı taraf oldu
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 22, 2008 07:41

Hükümet Sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Genelkurmay Başkanlığı’nın geçen yılki ünlü 27 Nisan bildirisinde olduğu gibi, dünkü Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun bildirisine de aynı üslup ve sertlikteki karşı bildiriyle yanıt verdi.

Yargıtay’ın bildirisinin yayınlanmasının ardından Başbakan Tayyip Erdoğan, hukukçu bakanlarıyla olağanüstü toplantı yaptı. 1.5 saat süren toplantıdan sonra Meclis’te AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat ve Grup Başkanvekili Sadullah Ergin ile kameraların karşısına geçen Çiçek, Genelkurmay bildirisine hükümetin yanıtında olduğu gibi, Yargıtay’a karşı da önceden kaleme alınan metni okudu. Çiçek, şu açıklamayı yaptı:

Meşruiyeti yok Demokratik hukuk sistemimizde, kaynağını anayasadan ya da yasalardan almayan hiçbir yetki millet adına kullanılamaz. Ne anayasamız ne de yasalarımız Yargıtay Başkanlar Kurulu’na böyle bir görev ve yetki vermemiştir. Bu itibarla, yayınlanan bildirinin yalnızca demokratik meşruiyeti değil, hukuki meşruiyeti de yoktur.

Siyasi bildiri Bu, siyasi bir bildiridir ve hiçbir şekilde kabul edilemez. Anayasamıza göre yargı, millet adına karar vermektedir ancak bu durum, millet adına konuşma yetkisine sahip olduğu anlamına gelmez, doğrudan milletimizden aldığı temsil yetkisiyle görev yapan yasama ve yürütme organlarını hedef alma hakkını vermez. Yargıtay Başkanlar Kurulu, Anayasa Mahkemesi’nde görülmekte olan kapatma davası bağlamında iddianameyi kutsayan ve eleştirilmez kabul eden bir yaklaşımla iddianameden yana davaya taraf olmuştur.

Hukuk dışı tavır Anayasanın 10 ve 42. maddelerindeki değişiklikle ilgili davanın Anayasa Mahkemesi’nde karara bağlanma arifesinde yayınlanan bu bildiri, açıkça mahkemeyi etkilemeye yönelik hukuk dışı bir tavırdır. Anayasanın 138. maddesi bizzat kendileri tarafından açıkça ihlal edilmiştir. Ne yazık ki, bildiriyle Yargıtay Başkanlar Kurulu, kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırı olarak yasama ve yürütme organlarının yetkilerine de müdahale etmek istemiştir.

Neden sessiz kaldınız (CHP lideri Deniz Baykal ve eski Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu ima edilerek) Bazı emekli Yargıtay Başsavcılarının aleyhte görüşleriyle gazete sayfalarında, televizyon ekranlarında tartışılırken, hatta yüksek mahkemenin istenilen kararın verilmemesi halinde çatışma çıkacağı tehditlerine sessiz kalan Yargıtay Kurulu, davalı tarafın kamuoyuna mal edilmiş bir iddianame ve hakkındaki suçlamalara kamuoyu önünde verdiği cevapları bildiriye konu yapmıştır. Bu çelişkilerin izahı kabil değildir.

Muhalefet gibi davranma Yasama ve yürütme faaliyetlerine katılıp eleştiri ve öneri getirmek siyasi bir iştir. Yargıtay Başkanlar Kurulu, bir siyasi organ değildir, siyasi tartışmaların tarafı olamaz, kendini siyasi muhalefetin yerine koyamaz, bir muhalefet partisi gibi davranamaz. Yasama ve yürütme organlarının faaliyetlerini, anayasa ve yasa yapma süreçlerini tartışmak yargının işi değildir.

Siyasi tartışmaların tarafı Unutulmamalıdır ki, bu tür bildiriler, yargıyı kaçınılmaz olarak siyasi tartışmaların konusu ve tarafı haline getirmektedir. Yargı mensupları, görevlerini yaparken kendi siyasi görüşlerinden bağımsız ve tarafsız olmalıdır. Aksi takdirde, yargıyı siyasallaştıran bu tür bildirilerden en fazla zararı yine yargı kurumunun göreceği, vatandaşlarımızın yargıya güvenini sarsacağı bilinmelidir.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!