Huzura 13 kurşun

Güncelleme Tarihi:

Huzura 13 kurşun
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 13, 1998 00:00

Haberin Devamı

Gerek terör, gerekse ekonomi, eğitim ve insan hakları alanlarında atılan olumlu adımlar, şer güçlerini harekete geçirdi. İHD Genel Başkanı Akın Birdal, dün dernekteki odasında iki kişi tarafından kurşun yağmuruna tutuldu ve ağır yaralandı. Huzura kurşun sıkanlar, daha sonra kaçtı.

İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı Akın Birdal, dün dernek binasındaki odasında silahlı saldırıya uğradı.

Birdal'a yönelik kanlı saldırı, İHD'nin Tunalı Hilmi Caddesi'nde bulunan 104 numaralı binanın dördüncü katındaki Genel Merkezi'nde saat 12.15'te meydana geldi. Genel Merkezin kapısını çalan kimliği belirsiz iki kişi, ‘‘Biz İstanbul'dan geliyoruz. Gözaltına alınan bir yakınımızla ilgili olarak Akın Bey'le görüşmek istiyoruz’’ dediler. 20-25 yaşları arasında, düzgün bir Türkçe'yle konuşan saldırganların talepleri İHD'de çaycılık yapan Mutullah Dövmez tarafından Birdal'a iletildi.

13 EL ATEŞ

Birdal'ın kabul etmesi üzerine saldırganlar odaya girdiler. Saldırganlar yaklaşık 4-5 dakika sohbet ettikten sonra, Birdal, sekreteri Türkan Demir'den derneğin Ankara Şubesi'nin telefon ve adresini istedi. Demir istenilenleri Birdal'ın odasına götürüp masasına bıraktı. Saldırganlar tam odadan çıkarken Birdal'a peşpeşe kurşun yağdırmaya başladılar. Saldırganlardan biri 7 el, diğeri 6 el ateş etti. Bu sırada ayakta kapıya kadar gelmiş bulunan Birdal, odanın kapısını kapatmayı başardı. Ancak saldırganlar odanın içinde bulunan Birdal'a ateş etmeye devam ettiler. Bu sırada kapıda da sekiz mermi deliği açıldı.

POLİS ÇAĞIRIN

Saldırganların ateş ettiği sırada Akan Birdal sekreterine, ‘‘Polise haber verin, polis çağırın’’ diye bağırdı. Genel Merkez silah sesleriyle yankılanırken, başkentin en işlek yerlerinden birisi olan Tunalı Hilmi Caddesi'ndeki trafik gürültüsü nedeniyle saldırı çevreden hiç kimse tarafından farkedilmedi.

ÖLÜYORUM KURTARIN

Birdal, ‘‘Ölüyorum, kurtarın beni’’ diyerek yardım istedi. Birdal arkadaşlarının kucağında acı içinde kıvranırken, sekreter Türkan Demir tanık olduğu olayın şoku içinde Hızır Acil Servis'i aradı. Birdal vurulduğu sırada merkezde olan Yönetim Kurulu üyesi Meral Bekar ile çaycı Muhtullah Dövmeci ilk aşamada Birdal'ın başının altına bir yastık koydular. Birdal'ın ‘‘Nefes alamıyorum’’ yakınması üzerine de gömleği yırtılarak rahat nefes alması sağlanmaya çalışıldı. Birdal daha sonra, gelen ilk yardım ekibi tarafından sedyeye konularak ambulansa taşındı ve Tunus Caddesi üzerindeki Sevgi Hastanesi'ne kaldırıldı. Hastaneye geldiğinde nabız ve tansiyonu alınamayan Birdal'ın sağ göğsüne aldığı kurşun yaraları nedeniyle kol ve bacağa giden ana arter damarlarında kesikler meydana geldiği ve aşırı kan kaybettiği belirlendi.

DAMARLARA BY-PASS

Prof. Dr. Kamil İmamoğlu ile Prof. Dr. İlhan Paşaoğlu başkanlığında yapılan ilk operasyonda, Birdal'ın tahrip olan damarlarına by-pass yapıldı. Daha sonra, bacağına isabet eden kurşunların yarattığı tahribatı gidermek için ortopedistlerden oluşan ikinci ekip ameliyata girdi. Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Füsun Sayek de ameliyata girerek bir süre doktorları izledi. Sayek, Birdal'ın durumunun çok ağır olduğunu belirterek, ‘‘Yaşasa bile sakat kalacak’’ dedi.

6 KURŞUN İSABET ETTİ

Ankara Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Mesutoğlu Hürriyet'e, Birdal'ın silahlı saldırıya uğramasıyla ilgili olarak açtıkları soruşturmada, terör bağlantısı kurulması halinde, dosyayı DGM'ye göndereceklerini açıkladı. Mesutoğlu, olayı şöyle anlattı: ‘‘İki kişi genel merkez binasına girmek istemişler. Ancak kapıdan şubeye gitmeleri söylenmiş. Gider gibi yapıp geri dönmüşler. Odaya girip Akın Birdal'a ateş etmişler. Sekiz tane duvarda, beş tane kapıda kurşun izine rastlandı. Yaralının da iki tane göğsünde, iki tane bacağında, bir tane omzunda, bir tane sıyırıp geçen çok sayıda mermiye rastlandı. Soruşturmayı çok yönlü sürdürüyoruz.’’

Bu arada Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral, emniyet görevlilerini telsiz emriyle uyardı ve ‘Hastane önünde toplanan kalabalığa fazla yaklaşılmamasını ve müdahale edilmemesini’ istedi. Hastane önündeki kalabalık ‘Akın dayan, yanındayız’ sloganı attı.

SİLAHLAR TEMİZ

Emniyet'e, saldırıdan sonra çevrenin dikkatini çekmeden dışarı çıkıp kaçmayı başaran iki saldırganın yabancı plakalı siyah bir Mercedes'le kaçtığı ihbarı ulaştı. Emniyet Mercedes için alarma geçti ancak ihbar asılsız çıktı. Olay yerindeki boş kovanlarda yapılan balistik incelemede, iki silahın da daha önce herhangi bir olayda kullanılmadığı anlaşıldı. Eşkale uyan iki kişi gözaltına alındı. Bu kişiler saldırı sırasında İHD'de bulunan görevlilerle yüzleştirildi. İHD görevlileri şüphelilerin olayla ilgisi olmadığını söyledi. Bunun üzerine şüpheli kişiler serbest bırakıldı.

Akın Birdal

İHD Genel Başkanı Akın Birdal, 1948'de Niğde'de doğdu. 1970'te Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi'ni bitirdi. Birdal, öğrencilik yıllarında Niğde Gençlik Derneği Başkanlığı yaptı. 1974-1977 yılları arasında Ziraat Mühendisleri Birliği ve Ziraat Mühendisleri Odası yönetimlerinde çalışan Birdal, Köy Kalkınma Kooperatifleri'nin kuruluş çalışmalarına katıldı. Birdal, aynı dönemde Halkevleri Merkez Yönetimi Kurulu'nda görev yaptı. 1979'da öğretim görevlisi olan Birdal, 12 Eylül 1980'den sonra cezaevine girdi ve 1 yıl cezaevinde kaldı. Birdal, 1981-1984 yılları arasında bakkal dükkanı işletti. 1986'da İnsan Hakları Derneği'nin kuruluş çalışmalarına katılan Birdal, o tarihten 1992'ye kadar genel sekreterlik yaptı. 3 dönemdir İHD Genel Başkanlığı'nı yürüten Birdal, dernek başkanı olarak yaptığı konuşma nedeniyle Konya DGM'ce 1 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Birdal eski RP milletvekili Fethullah Erbaş ile birlikte rehin askerlerin kurtarılması için Kuzey Irak'a gitmiş PKK'lılarla görüşmüştü.

Kritik 24 saat

Doktorlar, Akın Birdal'ın sağlık durumuyla ilgili olumlu bir şey söylemek için zamana ihtiyaç bulunduğunu söylediler. Sağlıklı bir insanda ortalama 5.5 kilogram kan bulunduğunu belirten doktorlar, Birdal'a 12 ünite (4 kilogram) kan verildiğini, bu nedenle sağlığı hakkında kesin bir yargıya varabilmek için en az 24 saate ihtiyaç bulunduğunu kaydettiler. Birdal'ın tedavisinin sürdürüldüğü Sevgi Hastanesi Başhekimi Tevfik Ali Küçükbaş, olumlu gelişmeler gözlemlediklerini, bununla birlikte hayati tehlikenin sürdüğünü belirterek şunları söyledi: ‘‘En büyük korkumuz beyinde hasar kalması üzerineydi. Onunla haberleşebilmek için yaptığımız çabalara ufak da olsa olumlu cevaplar aldık. Umarım ki ilk 24 saat sonrasında çok daha iyi durumlara gelmiş olacağız. 24 saatlik bir dönem ilk önce hedef aldığımız dönemdir.’’

2 saldırganın robot resimleri çizildi

Akın Birdal'ın vurulmasından hemen sonra olay yerine gelen Ankara Cumhuriyet Savcısı Hamza Uçar, incelemelerde bulunup tanıklarla konuştu. Saldırganlarla en uzun süre karşı karşıya kalan Dernek Genel Merkezi Sekreteri Türkan Demir ve diğer tanıkların tanımlamalarına göre saldırganların eşkalleri belirlendi. İki kişinin robot resimleri çizilerek, tüm emniyet birimlerine, basın ve yayın kuruluşlarına dağıtıldı. Emniyet Genel Müdürlüğü Bilgi İşlem Daire Başkanlığı uzmanlarının hazırladığı robot resimlere göre eşkaller şöyle:

1. saldırgan:

170 cm boylarında, 25-26 yaşlarında, siyah saçlı, buğday tenli, ela gözlü, kot pantolonlu, lacivert montlu, etine dolgun.

2. şahıs:

175 cm boylarında, 25-26 yaşlarında, zayıf yapılı, montlu, kot pantolonlu, düzgün tıraşlı, yuvarlak yüzlü, siyah saçlı, kısa alınlı, siyah düz kaşlı.

Polis odada saldırganların kullandığı bardaklar ve dokunabilecekleri yerlerde de parmak izi araştırması yaptı.

Sakık'ın çark ettiği ifade, çok ağırdı

Şemdin Sakık'ın, ilk ifadesinde Akın Birdal'la ilgili olarak şunları söylediği ileri sürülmüştü: ‘‘Akın Birdal benden daha PKK'cıdır. Abdullah Öcalan'ın onunla defalarca telefonda konuştuğuna şahit oldum. Bazen de Öcalan ona bir kurye gönderir ve bazı konularda nasıl davranması gerektiğini söylerdi. Apo HADEP'e bir ölçüde güvenir ama, İnsan Hakları Derneği'ne sonsuz güven duyar, 'Benim Türkiye'deki tabancamdır. İHD sayesinde Avrupa'da kendimize bir yer bulduysak, bunda Akın Birdal'ın rolü büyük. Bazı Türk gazeteciler gibi bize destek için para istemiyor. Gönüllü çalışıyor' derdi. Ancak bazen yapılacak faaliyetler için ona para gönderirdi. HADEP bile bu ölçüde Öcalan'ın kontrolünde değildir. Bir keresinde Öcalan sinirli bir şekilde, ‘Akın Birdal boşuna bizim HADEP ile işbirliği yapın sözümüze karşı çıkmamış. Bu adamlar Ankara'nın havasına uyup bize ihanet etmek mi istiyor' demişti. Bir de İHD'de bir kadın varmış, adını hatırlamıyorum. Akın Birdal bu kişiden devlet ajanı olabilir diye şüpheleniyormuş. Öcalan'dan bu kişinin korkutulmasını istemiş, ne oldu bilmiyorum.’’

Ancak Sakık, Diyarbakır DGM’de bu ifadesinden çark etmişti.






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!