Hükümete suikast uyarısı

BÜYÜK Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, "ülkede tam anlamıyla siyasi suikastlar ve  provokasyon ortamının bulunduğunu” belirtti, bu konudaki kaygılarını İçişleri Bakanı Beşir Atalay'a makamında  anlattı. Yazıcıoğlu, "Provokasyonlar konusunda tehlikeli bir viraja girildi. Bu ortamda açılan gedikten çok rüzgar girer, eylemler daha rahat yapılır" dedi.

"ÇOK TEHLİKELİ VİRAJDAYIZ"

Adapazarı'nda meydana gelen olaylar konusunda da bakana bilgi verdiğini belirten Muhsin Yazıcıoğlu, “hurriyet.com.tr”ye yaptığı açıklamada şunları söyledi:

Adapazarı olayları: Adapazarı’na bir hafta içinde üç şehidimiz geldi. Alperen Ocakları tarafından ‘şephitlere saygı, Teröre lanet’ konulu bir basın toplantısı yapıldı. Aynı günün akşamı DTP’nin Adapazarı’da düzenlediği salon toplantısına halktan büyük tepkiler geliyor. Ben,

olaylarla ilgili bütün video çekimlerini izledim. Olay yerinde o gün basın toplantısını yapan hiçbir arkadaşımız yok. Orada bulunanlar, o yörenin insanı. Bunlar arasında MHP’li de, BBP’li de, diğer partilere mensup da kimseler var. Yani orada toplananlar sadece bir siyazsi partinin mensubu değil, oradaki vatandaşlardır. Orada yaşanlar konusunda DTP yetkililerine gerekli bilgiler verilmesine rağmen, çok bilinçli bir biçimde bana karşı saldırı başlattılar.

Kendilerini gizlerler: İçişleri Bakanı Beşir Atalay’dan randevu alıp, bazı provokasyon duyumlarımız ve kaygılarımızla ilgili olarak kendisine bilgi verme ihtiyacı duydum. Bugün ülkemizin geldiği nokta  provokatif eylemler için çok uygun bir ortam. Provokasyonu yapanlar soğukkanlı olur, kalabalık içinde kendilerini gizlemeyi başarır, bilinçli hareket ederler. Toplumu harekete geçirenlerin ortaya çıkarılabilmesi için çok dikkatli hareket edilmesi gerekiyor.

Büyük kaygılarımız var : Toplumsal olaylar konusunda da çok ciddi kaygılarımız var. Yürütme ile yargının karşı karşıya gelmesiyle daha da tehlikeli bir viraja girilmiş oldu. Bu güvenliksiz ortamında açılan gediklerden çok rüzgar girer. Provokasyonlar daha rahat yapılır. Giderek iş çığırından çıkmaya başladığı için İçişleri Bakanı Atalay'a kaygılarımızı ve bu konuda alınması gerekli önlemleri anlattım."

Kapımızı kilitleyip oturacak değiliz: Türkiye öyle bir hale geldi ki, bayrağı ayaklar altına alana tepkti göstermeyeceksiniz, şehide saygısızlık edene tepki göstermeyeceksiniz, terör olaylarına karşı ve onların destekçilerine karşı bile tepki gösterilmemesi isteniyor. Evet, yasadışılığa, şiddete, anarşi yaratılmasına karşıyız. Ama tepki gösterilmesin diye bir şey de olamaz. Tepkilerin doğmasına yol açanların hiç mi günahı yok? PKK’nın bez parçalarıyla, örgütün başının fotoğraflarıyla yürüyenlerin hiç mi kabahati yok. Acaba İngiltere’de, ABD’de Usame Bin Ladin’in fotoğraflarıyla yürüyüş yapılmasına bu ülkeler izin verir mi? Yani tepki olmasın diye kapıyı kilitleyip evde oturmamız isteniyor.
Devletin vatandaşın hakkını korumak zorunda: Şu unutulmamalı, devlet vatandaşın hakkını korumak zorunda. Eğer korumuyorsa, kendi hukukunu kendisi korur. İşte, Devletin, vatandaşın hakkını koruması için İçişleri Bakanı ile görüşme yaptım. Çünkü, çok kritik bir dönemdeyiz. Ciddi kaygılarım var. Değişik duyumlar ulaşıyor. Bakan kaygılarımızı, önerilerimizi dinledi. Özellikle provokasyonlar konusunda polisin eğitimine ağırlık verildiğini ve bu konuda yetişmiş elemanları bulunduğunu kaydetti.

Tehlike daha da büyür: �MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün devreye girmesiyle ilgili çağrısı oldu. Bu da, Devlet Beyin, "gidişattan büyük bir kaygı duyduğunun işareti" dir. Yargı siyasetten, siyaset yargıdan şikayetçi. Yargı mensupları kendilerinin dinlendiğini, izlendiğini belirtiyor. İktidar da yargının kendi görev alanının dışına çıktığını öne sürüyor.  İşte tam anlamıyla tehlikeli virajdayız. Cumhurbaşkanı bu konuda girişimde bulunur, başarılı olamazsa tehlike daha da büyür. Cumhurbaşkanı, alt yapıyı iyi oluşturduktan sonra liderlerle bir araya gelmeli.

Tahriklere karşı uyarıyoruz: Alperen Ocakları’nda eğitim çalışmalarında ortamın hassasiyeti nedeniyle tahrik ve kışkırtmalara karşı çok dikkatli olunmasını istiyoruz.  Tahriklerin, kışkırtmaların nerelerden,. Nasıl gelebileceği konusunda uyarıyoruz. Mahalle aralarında ocaklarımız yok.

Güneydoğu’ya gidiyoruz: 31 Mayıs’ta Bitlis’te miting düzenleyeceğiz. Aynı günün akşamı Muş’ta salon toplantısı gerçekleştireceğiz. 1 Haziran’da Bölge Divanı toplantısını Bingöl’de yapacağız. 2 Haziran’da Diyarbakır’da esnaf ziyaretlerinde bulunacağız. Yani, Güneydoğu’ya biz geçmişte de gidiyorduk, yine gideceğiz.  Orada, güven, özgürlük, refah projelerimizi anlatmaya devam edeceğiz.