Her yönüyle komplo

Güncelleme Tarihi:

Her yönüyle komplo
Oluşturulma Tarihi: Eylül 26, 1998 00:00

Haberin Devamı

Çakıcı ile görüşmesiyle Ankara'da deprem yaratan Eyüp Aşık, dün Tekel Genel Müdürlüğü'nde düzenlediği basın toplantısında, Çakıcı'nın hâlâ kendisine haber gönderdiğini ve tehdit ettiğini söyledi. Aşık, ‘‘Mafyayla savaşanlar en önemli savaşçısını belki de kaza kurşunuyla kaybetti. Özür dilemiyorum, ama çok kırgınım. Çetelere hiçbir zaman, hiçbir yardımım olmamıştır. Bugün tartışılan olayın her yönüyle bir komplo olduğu görülecektir’’ dedi.

Mücadelesini bundan sonra sade bir vatandaş olarak, hukuk çerçevesinde sürdüreceğini belirten Aşık, istifa kararından kesinlikle dönmeyeceğini de vurguladı. Aşık, reyting peşindeki medyanın Çakıcı'yı kahraman ilan ettiğini belirtti. Aşık'ın sözlerinin ana hatları şöyle:

YARDIM ETMEDİM

Çetelere hiçbir zaman, hiçbir yardımım olmamıştır. Mafya ve çetelerle mücadele, siyasi hayatımın en öncelikli işlerinden olmuştur. Bunlarla ilgili çok az kişinin alacağı riskleri üstüme almışım. Benim politik tarzım bunu gerektirmiştir. Çetelerin, çete mensuplarının hepsi düşmanımdır. Hepsinin de ben düşmanıyım. Bunun pek çok etkisini ve riskini yaşamama rağmen hiç yılmadım.

YEŞİL BELGESİ BENDEN

1990'da Yeşil'le ilgili devlet arşivine ilk belgeyi ben koydum. Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım'ın Tunceli'de yaptığı eylemleri dönemin TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı olarak inceledim.

SUSURLUK BENDEN

Susurluk olayından sonra hemen her tarafta bilgi akışı durdu. Zamanın başbakanı ve yetkililerinin bilgiye ulaşamadığı ve basının belgeye ulaşmada zorluk çektiği dönemde, en büyük gayreti gösteren birkaç kişiden birisiyim.

BİLGİLER DEVLETTE

PKK itirafçıları, Sabancı olayının katili, Çakıcı ile pek çok görüşmeler yaptım. Aldığım bilgileri devlete yarar ümidiyle hep ilgililere bildirdim.

KAÇ DEMEDİM

Kasedin son cümlesine bakarsanız, benimle telefon temasını çok önemli bir şey söyleyeceğini ifade ederek kurduğu görülmektedir. Ayrıca, kasedin hiçbir yerinde benim ona kaç dediğim şeklinde bir ifade yoktur. Kaldı ki ABD'ye giden Türk güvenlik güçlerinin elindeki belgelerin noksan olması nedeniyle, ABD operasyona izin vermediği için ellerinden kaçmıştır.

ÇETELER SAVAŞ AÇTI

Sadece Alaattin Çakıcı değil, yakalanan bütün çeteler bize savaş açtı. Bu çeteler bizim zamanımızda türemediler. Fakat bizim zamanımızda çökertildiler.

YİĞİTLİK YAPTIM

Bundan önce 1,5 gün düşündüm. Olayın nasıl algılandığını merak ettim ve kendi kendime, bir yiğitlik yapmak gerektiğini düşündüm. Bu olayda suç yoktur, gayrı ahlaki bir şey yoktur.

ÜÇ AYRI DİLEKÇE

Ben üç ayrı dilekçe yazdım. Birini Başbakanlık'a bakanlıktan istifa ettiğimi belirtir şekilde, birini TBMM Başkanlığı'na milletvekilliğinden istifamı ifade ederek, üçüncüsünü de DGM Başsavcılığı'na yazdım. Bunda da çetelere, mafyaya yardım ettiğime dair haberlerin yer aldığını belirterek, ‘bunların suç duyurusu kabul edilip soruşturma başlatılmasını arz ederim’ dedim. Ayrıca, milletvekilliğinden istifa prosedürünün gecikmesi halinde çağrıldığım anda dokunulmazlık zırhına bürünmeden giderek ifademi vereceğimi belirttim.

6-7 kez görüştüm

Hiçbir zaman Çakıcı'yı aramadım, öyle 100 kere konuşmadım, tamamını söyleyemeyeceğim ama 6-7 kere olabilir. Yüzyüze hiç görüşmedim sadece telefonla konuştum. Muhalefet ve iktidar dönemlerinde de olabilir. Muhalefet döneminde başlayıp iktidar döneminde süren konuşmalar var. Kasetin bazı yerleri doğru, ama bazı bölümlerini hatırlayamadım. Çakıcı'nın verdiği bilgileri, hiçbir zaman Tansu Çiller ve DYP aleyhine kullanmadım.

ABLAM-ENİŞTEM

Bana abi demesi eleştiriliyor. Benimle yaptığı görüşmede, bazıları hakkında ‘ablam’ ve ‘eniştem’ ifadesini de kullanıyordu. Ben bunları ciddiye almıyordum ve önemsemiyordum. Ne ben Çakıcı'ya güvenmiştim, ne de Çakıcı bana güvenmişti.

TÜRKBANK OLAYI

Benimle ilk teması Türkbank olayındadır. Çakıcı o dönemde Türkbank'ın el değiştireceğini ve bu olayda bir hükümet yetkilisinin 20 milyon dolar rüşvet istediğini bildirmek için beni aradı. Bunu televizyonda açıklamamız istendi. Ancak yeterli bilgi yoktu. Mesut Bey de çıkıp grupta Türkbank'tan pis kokular geldiğini söyledi. Banttaki açıklama budur.

SABANCI SUİKASTI

Sabancı cinayeti konusunda bir kişi beni İzlanda'dan aradı ‘Suikastçilerden biriyim’ dedi. Silahı bıraktıkları yeri tarif etti. Ben de bunu savcılıklara ilettim. Bu bilgilerden 10 gün sonra Sabancı'nın katili yakalandı. PKK itirafçısı da bana Yeşil'in yaşadığını ve hala kullanıldığını söyledi. Ben de Yeşil yaşadığını ve kontrol altında olduğunu açıkladım. Bu Yeşil kontrolümüz altında şeklinde anlaşıldı.






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!