Her şey değişti

Güncelleme Tarihi:

Her şey değişti
Oluşturulma Tarihi: Eylül 05, 1999 00:00

Haberin Devamı

Geçirdiği kazayla hayatı değişti 23 yaşındaki Özlem'in. Hayalleri, idealleri yıkıldı. Uzun süren ölüm kalım savaşını kazandı ama şimdi bağımlı olduğu yatakta her şeye bir başka gözle bakıyor.

KONSER dönüşü trafik kazası geçirdi. Ölümle yaşam arasında gitti geldi. Bir buçuk aydır yatakta. Kaza hayata bakışını değiştirdi. Özlem'in isyanı yaşadıklarına!

Ehliyet almak istemiyor artık. Televizyonda çıkan tüm trafik kazalarına isyan ediyor. ‘‘Haberlerde duyuyoruz, 'Ucuz atlattık. Yalnız iki ölü var' deniliyor. O kadar basit mi? Söz konusu olan iki yaşam. Ya da 'Yaralı olarak kurtuldu' diyorlar. Kurtulup kurtulmadığını kim bilebilir ki? Hiç gelip baktın mı yaşadıklarına? Kendisinin ve sevdiklerinin çektiklerine?’’

Yaşamı ikiye bölündü

İsyanın en anlamlısı 22 yaşındaki Halkla İlişkiler Uzmanı Özlem Yanardağ'ınki. Onun isyanı, trafik terörüne, isyanı trafik canavarlarının sokaklarda elini kolunu sallaya sallaya dolaşmasına izin verenlere!

Kazadan önce, kazadan sonra diye ikiye ayrılıyor Özlem'in yaşamı. 11 Ağustos'ta gerçekleşecek ağabeyi Metin'in düğününe hazırlanıyordu, kazadan önce. Üniversite bitirme tezini tamamlamaya çalışıyordu. Kariyeriyle ilgili yeni çalışmalar içine girmeye hazırlanıyordu. Ve de kilo almak için çabalıyordu, kazadan önce. Aşırı alkol alarak direksiyon başına geçmekten çekinmeyen, kırmızı ışığı hiçe sayan bir zihniyetin kurbanı olarak 24 Temmuz'dan bu yana yataktan kalkmadı, kazadan sonra. Babaannesi ölüm kalım savaşı veren torununun acısına dayanamayarak öldü. Mezuniyeti tehlikeye girdi.

Kaza anı ve sonrası

‘‘Yaşar'ın Rumelihisarı'ndaki konseri için 24 Temmuz gecesi buluştuk beş arkadaş. Konser öncesi sahilde balık ekmek yedik. Eğlenceli geçen konser sonrası dönüş yoluna arkadaşımız Cem Göksungur'un arabasıyla çıktık. Ben sürücü koltuğunun hemen arkasında oturuyordum. Beşiktaş'a kadar nasıl geldiğimizi hatırlıyorum. Barbaros Bulvarı'nda kırmızı ışıkta durduk. Yeşil ışık yanınca hareket ettik. Sonrası bir karanlık.’’

Yardıma muhtaç

Alcatel Halkla İlişkiler Bölümü çalışanlarından Özlem, hemen kaldırıldığı Taksim İlkyardım Hastanesi'nde 9 gün ölüm kalım savaşı verdi. Beş arkadaş arasında durumu kritik olan bir tek Özlem'di.

Özlem, kazadan 10 gün sonra çıktı yoğun bakımdan. 19 gün sonra da taburcu oldu. Problemleri devam ediyordu ama. Aile içinde de sorunlar yaşıyorlardı. Elektrik motor tamircisi Çetin Bey, torununun acısına dayanamayan annesi İffet Hanımı da toprağa vermişti.

Şimdi evinde Özlem. İdrar kesesinde meydana gelen yırtılmadan dolayı bir hafta önce yine hastanedeydi. Yeni bir ameliyat geçirip geçirmeyeceği meçhul. Hálá yatağa bağımlı ve yardıma muhtaç bir halde yaşamını sürdürmeye çalışıyor.

Bu nasıl adalet?

‘‘Trafik kazalarını öyle kanıksamışız ki, kanunlarımıza kadar etkilemiş. Adam öldürenler, üç ay sonra çıkıyor. Demek ki beni yaralayan firari sanık, yakalansa dahi iki ayda çıkacak. Bu nasıl adalet? Kaybettiğimiz günler, hálá çektiğim sağlık sorunları ne olacak? Kim ödeyecek? Beş pırıl pırıl arkadaştık. Hepimiz sağlık problemlerini bir yana bırakın, umutlarımızı kaybettik. Tüm gelecek düşlerimiz değişti. Arabaya binemiyorum. Ehliyet almayı aklımın ucundan dahi geçirmiyorum.’’

Tüm davetiyelerin dağıtıldığı ama kaza nedeni ile ertelenen ağabeyinin düğünü 11 Eylül'de. Özlem'in düğünde göbek atıp atamayacağı bile belli değil. Günün ilk ışıklarından itibaren Özlem'e adanan yaşamın sahibi annesi Nazan Yanardağ, kızının yaşadığına şükrediyor. Haykırışları yaşadıklarına:

‘‘Görünmeyen deprem, trafik kazalarını durduralım artık.’’

Depremi de yaşadı

Kazada iç kanaması olan, köprücük kemiği, leğen kemiği ve iki kalça kemiği de kırılan Özlem, 17 Ağustos'ta yaşadığımız deprem felaketi sırasında yine yatağa bağımlı halde bulunuyordu. Annesi ve babası tarafından çarşafın uçlarından tutu-larak bahçeye çıkarıldı. Hijyenik koşulların olmaması, boylu boyunca kıpırdamadan yatmak zorunda olması sebebiyle ikinci gece eve dönmek zorunda kaldı. ‘‘Annem, babam ve ağabeyim de benimle birlikte evde geçirdiler geceleri. Bir şey olacaksa, hep beraberken olsun diye’’ diyor elini sıkıca tuttuğu annesine bakarken.

Hiç umut vermediler

Özlem'in ölüm kalım savaşı verdiği ve hiç hatırlamadığı bugünleri annesi Nazan Hanım anlatıyor: ‘‘O gece telefonla hastaneden aradılar. ‘‘Acil olarak kan bularak gelin, kızınızı ameliyata alıyoruz’’ dediler. 15 dakika içinde kan tedarik edip Taksim İlk Yardım Hastanesi'ne gittik. Ameliyata almışlardı. Hiç umut vermedi doktorlar.’’ ‘‘Yavrumun ölümünü düşünmek dahi istemiyordum. Yoğun bakıma aldılar, ameliyat sonrası. Sonra bir ameliyat daha geçirdi. Tam 9 gün boyunca kapı kenarlarında yattık babası, ağabeyi ve ben. Tek bir tepki vermiyordu Özlem. Doktorlara kızımın durumunu sorduğumuzda ‘‘Burasının Yoğun Bakım Servisi olduğunu unutmayın’’ diyorlardı.

Cezasını çekmeli

Serkan Mehmet Erdem, Özlem'in de aralarında bulunduğu beş kişiyi yaralayan otomobilin sürücüsü. Erdem gözaltına alınmış ancak nöbetçi savcılık tarafından ifadesi alındıktan sonra, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. Şu anda hakkında gıyabi tutuklama kararı bulunan Erdem'in babası Hasan Erdem ise oğlunun cezasını çekmesini istiyor: ‘‘Bu olaydan ders alarak çıkmalı. En büyük tesellimiz bir ölüme sebebiyet vermemiş olması.’’ İnşaat Mühendisi Hasan Erdem, kişisel olarak affa karşı olduğunu, oğlunun yaptığı hatanın da affedilecek gibi olmadığını söyledi.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!