Hedi Slimane erkeklere uzun etekler giydirdi

Güncelleme Tarihi:

Hedi Slimane erkeklere uzun etekler giydirdi
OluÅŸturulma Tarihi: Ocak 31, 2004 00:00

Paris'teki 2004-2005 sonbahar-kış erkek moda haftasında bütün gözler, bu alanın en parlak isimlerinden Hedi Slimane'daydı. Christian Dior'un erkek bölümü olan Dior Homme'un baÅŸ tasarımcısı Hedi Slimane (40), babası Tunuslu, annesi Ä°talyan, büyükannesi Brezilyalı olan kozmopolit bir modacı.Gazetecilikle iÅŸe baÅŸlayan Slimane, sonra moda tasarımcılığına kaydı. Son birkaç yıldır, görülmemiÅŸ bir biçimde canlanan erkek modasının yükseliÅŸinde payı olan en önemli modacılardan biri.Geçen hafta Paris'te Hedi Slimane imzalı Dior Homme defilesine katılan izleyiciler, bu modacının ne kadar etkili olduÄŸunu kanıtlıyordu: Yves Saint Laurent ve Karl Lagerfeld, izleyiciler arasında en ön sırada oturuyorlardı. Lagerfeld, Slimane imzalı bir Dior Homme kıyafet giymekteydi.Podyum, Hedi Slimane'ın daha önce yaptığı gibi, etekler giymiÅŸ erkek modellerle doldu. Bu sefer Slimane, erkeklere plili etekler giydirmiÅŸti. Erkeklerin zaten giydiÄŸi Ä°skoç eteÄŸinden (kilt) esinlenmiÅŸ olan bu giysiler, upuzundu. Kadınlar giyse son derece muhafazakar olarak kabul edilecek kıyafetler erkeklerin üzerinde farklı bir etki yaratıyordu. Hedi Slimane, bu kıyafetlerle, erkek giyimine getirdiÄŸi yeni bakışı bir kere daha vurgulamış oldu. Bu konudaki görüşlerini şöyle anlatıyor: ‘‘Erkeklerde zarafete, modaya bir dönüş var ve bu beni çok sevindiriyor. Çünkü ‘gayriresmi cuma kıyafeti' denilen spor tarzdan nefret ediyorum, bu tarza karşı son yıllarda bir haçlı seferi yürüttüm. Erkeklerin daha sofistike, daha baÅŸtan çıkarıcı bir stile yönelmesini istiyorum. Bu konuda bir militan deÄŸilim, ama yeni bir erkeklik tanımının yapılması lazım.’’Slimane, kadın kıyafetlerinden esinlenmekten de gocunmuyor. ‘‘Bu kadın-erkek çeliÅŸkisinden hiç hoÅŸlanmıyorum’’ diyen modacı, androjen giyim tarzının da savunucularından biri. Ancak erkeklerin giyim merakı konusunda kadınlarla aşık atmaları pek mümkün deÄŸil. Bunu Hedi Slimane’ın kendisi de itiraf ediyor: ‘‘Son yıllarda erkekler kendi giysilerini kendileri seçip almaya baÅŸladılar. Çok iyi bir geliÅŸme ama iki tarafı keskin bir bıçak gibi. Çünkü kendileri alışveriÅŸ yapmaya baÅŸladıktan sonra daha az ÅŸey alır oldular. Eskiden anneleri ya da eÅŸleri onlar için daha çok alışveriÅŸ yapardı...’’2004-2005 kış erkek giyiminde çeÅŸitli stiller var. Hedi Slimane'ın rakibi Tom Ford'un YSL için yaptığı koleksiyon Dior'unkinden çok farklı. Geçen yıllarda Slimane gibi erkeklere etek giydirmiÅŸ olan Yohji Yamamoto, bu yıl onları 1920'lerin gansterlerine benzetti. Dior'un kadın bölümünün başında olan John Galliano, kendi erkek koleksiyonunun defilesinde bir model gibi sahneye çıktı.Bir modacı daha Givenchy'den arkasına bakmadan kaçtıFransız markası Givenchy'nin bir sorunu var: Tasarımcılarını iÅŸ başında birkaç sezondan fazla tutamıyor. Givenchy, arka arkaya Büyük Britanya'dan üç modacıyı transfer etti. Birincisi olan John Galliano, daha sonra Christian Dior'a geçti. Givenchy, Alexander McQueen'i aldı. Ancak bir süre sonra McQueen, artık dayanamayacağını belirterek kendi başına çalışmaya baÅŸladı. Bunun üzerine Givenchy, Galli modacı Julien MacDonald'ı transfer etti. MacDonald, geçen hafta Paris'teki defileler sırasında, mart ayında Givenchy'den ayrılacağını açıkladı. Kendinden önce McQueen'in yaptığı gibi çalıştığı ÅŸirketi suçlamaktan çekinmedi. Givenchy'de geçirdiÄŸi süreyi ‘‘en büyük düşmanımın bile başına gelmesini istemeyeceÄŸim bir kabus’’ diye nitelendirdi: ‘‘Givenchy'de geçirdiÄŸim ilk birkaç ay, ömrümün sonuna kadar rüyalarıma girecek...’’ MacDonald, buna raÄŸmen moda haftasında yine Givenchy'nin imajına uygun bir koleksiyon sundu. Kıyafetler siyah, beyaz ve sarı, mavi, pembe uçuk renklerde, muhafazakar bir görüntüye sahipti. Tüyler ve süslü bustiyerler göze çarpıyordu. Ä°zleyiciler kıyafetlere bakmaktan çok dedikodu yaptılar ve ‘‘Givenchy'nin ÅŸimdiki kurbanı kim olacak?’’ diye ÅŸakalaÅŸtılar.Eski 501’inizi sakın atmayın, antika olacakLevi's'ın klasik modeli 501'in tasarımı yenilendi. Bu, 130 yaşındaki jean pantolonun geçirdiÄŸi ilk deÄŸiÅŸim deÄŸil. Daha önce tam onbir defa üzerinde oynandı ama hep ilk kalıba sadık kalmaya çalışıldı. Biz de ocak ayı ortalarında Berlin'de düzenlenen Butter&Bread Tekstil Fuarı'na gittik ve bu deÄŸiÅŸimden sorumlu olanlarla konuÅŸtuk. Türkiye'de 1980'lerde bir Levi's 501 sahibi olmak meseleydi. Ya yurtdışına çıkan tek tük tanıdıklara sipariÅŸ verilir, ya da Amerikan Pazarı'na gidilirdi. Orijinalini sahtesinden ayırdığı söylenen binbir türlü hurafe ipucu dolaşırdı ortalıkta. Arka cepteki kırmızı etiketin ebadına varana kadar detaylı ipuçlarıydı bunlar. O zamanın 501'leri bugünkünden daha dar bir kalıba sahipti. Brad Pitt o yıllarda oynadığı bir 501 reklamı ile genç kızlar tarafından ilk defa keÅŸfedilmiÅŸti. Bugün 130 yaşında olan ve 11. kez deÄŸiÅŸime uÄŸrayan pantolon çok daha bol bir kalıba sahip. Nedeni ise günün modasının ve sokak giyimindeki trendlerin dayatması. Levi's Marka Direktörü Mark Garstka, ‘‘3.5 milyar adet sattıktan sonra markanın özünü oluÅŸturan öğeleri tekrar gözden geçirdik ve 501 jean'in anti-fit doÄŸasına uygun olarak kalıbı üzerinde tekrar çalıştık. Bu, yeni 501 giyenlerin bugünün trendleriyle daha uyumlu olmasını saÄŸladı’’ diyor. Peki tam olarak nedir deÄŸiÅŸen? Mark Garstka yeni pantolonun çok daha rahat olduÄŸunu söylüyor. Yaratıcı Ekip Direktörü Gary Harvey, 501'in kalıbında deÄŸiÅŸiklik yapılacağı zaman 1947 yılı modelinin düz paçalı ve anti-fit görünüşünden ilham almış. Yeni kesimin beli daha düşük, arka cepler biraz daha aÅŸağıda, düğmelerin olduÄŸu kısım daha kısa ve paçaları aÅŸağı doÄŸru daha düz. Böyle teorik olarak dinlerken iyi hoÅŸ da, giyince nasıl görünüyor ona da baktık elbette. Bacağın üst kısmı ve kalçalar bedene oturmuyor. Evet, bel biraz daha aÅŸağı çekilmiÅŸ. Ama yine de düşük belli bir pantolon deÄŸil. Nasıl kullanmak istediÄŸiniz size kalmış. Tam bedeninize uygun bir tane alırsanız, klasik kullanabilirsiniz. Kalçaları sıkı sıkı sarmıyor ama belinize oturuyor. Ama bir iki beden büyük alırsanız daha bol ve hip-hop bir görünüm elde edilebilir. O zaman bel de çok daha düşük görünüyor. Toplam 21 farklı rengi var. Gerçi Mark Garstka buna tam olarak renk demiyor ‘‘bitiş’’ diyor. Bu 21 pantolonu birbirinden ayıran sadece renk deÄŸil çünkü. Ãœzerlerinde bazı efektler de kullanılmış. Bazısı yamalayacak kadar eskitilmiÅŸ, bazısı yan dikiÅŸleri açılmış, bazısı da paçası sonradan uzatılmış gibi duruyor.1890 - 501 numarası ilk defa kullanıldı1901 - BeÅŸinci cep ilave edildi1933 - Kemer halkaları eklendi ve kalıp daraldı1937 - Askı düğmeleri çıkarıldı1944 - II. Dünya Savaşı'nda tasarruf amaçlı arkadaki kemer tokası, zımbalar ve arka cepteki kartal dikiÅŸ çıkarıldı.1947 - SavaÅŸ sonrası işçi pantolonu görüntüsünden çıkarak ÅŸu andaki modern görüntüsüne kavuÅŸtu. Dar kesim, zımbalar ve arka cep üzerindeki kartal dikiÅŸ yeniden kullanılmaya baÅŸlandı. 1955 - Dönemin tarzına uygun olarak, kalıp biraz bollaÅŸtı.1966 - Tekrar daraldı, bel düşürüldü ve paçalar daha düz indi. 1979 - Kalıp daha da daraltıldı ve bir kez daha diz kapağından daralarak paçalara inildi. 1983-1984 - Avrupa kendi 501'ini yaptı. Avrupa modelinin arka cepleri birbirine daha yakındı ve kalıp daha dardı. 1995 - 501 jean tekrar globalleÅŸti. Arka cepler ve bel çok hafif yükseltildi ve paçalar biraz daha daraltıldı.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!