Hamsterlar ölmesin

Güncelleme Tarihi:

Hamsterlar ölmesin
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 04, 1998 00:00

Haberin Devamı

İkisi de aynı okuldan mezundu. Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi bölümünü bitirdikten sonra evlendiler. Zeynep-Serhat Pala çifti çalışıyordu. Çocuk sahibi olmak için pek erkendi. İki kişilik ailelerini genişletmek de istiyorlardı. İşleri nedeniyle sürekli evden uzak kaldıkları için köpek alamadılar. Kediyi de evde yalnızlığa mahkum etmek istemediler. Sonunda hamster da karar kaldılar.

Bakımı kolaydı. Evde yalnız kalmasında problem yoktu. Ucuzdu. Gerektiği zaman yanlarında taşıyacak kadar da küçüktü.

Biri dişi, diğeri erkek, iki hamster aldılar. Evin yeni çifti çok sevimliydi. Çok da iyi anlaşıyorlardı.

Ellerini çabuk tuttular. Şasimi adını verdikleri dişi 9 yavru dünyaya getirdi. Pek mutlu oldular.

Yavrular büyürken Şasimi yeniden hamile kaldı. 2 hafta sonra 8 yavru daha dünyaya getirdi.

Bir şeyler yolunda gitmiyordu.

Şasami'nin keyfi kaçtı.

Pala Çifti paniğe kapıldı. Neyi yanlış yaptıklarını öğrenmek için hamsterlmer hakkında kaynak aradılar. Ama Türkiye'de böyle bir kaynak yoktu.

İki doğum arasında en az üç ay süre bulunması gerektiğini öğrendiklerinde Şasami çoktan ölmüştü.

Bu beklenmedik ölüm onların hamster tutkusunu kırmadı. Araştırmacı çift, ‘‘Başka hamsterlar ölmesin’’ diye kolları sıvadı. İşlerinden arta kalan zamanda, ınternette hamster avına çıktılar. Dosyalar dolusu bilgi topladılar. Yurt dışındaki arkadaşlarından hamsterlar hakkında yazılmış kitaplar istediler.

Bir süre sonra baktılar ki, hamster konusunda hayli yol almışlar. Bunca bilgiyle, onların hamterlarırının hayatı garanti altında.

Kendileri gibi hiç bir şey bilmeden hamster alanlara da faydalı olmak için, ellerindeki bilgileri bir kitapta toplamaya karar verdi Zeynep-Serhat Pala Çifti.

Hamsterların beslenme, üreme alışkanlıkları, yaşama mekanları, davranış biçimleri konusunda pek çok bilginin yeraldığı kitap, şu sıralar baskı aşamasında.

Yalnızlığı seviyorlar

Zeynep Pala, hamsterları asosyal olarak nitelendiriyor. Yalnız yaşamayı seviyorlar. Yaşadıkları bölgeyi kendilerinin kabul ederek, tek hakim olmak istiyorlar. Aynı çevredeki hemcinsler birbirlerine karşı çok vahşi olabiliyor. Çöl hayvanları oldukları için suyu sevmiyorlar. Kendilerini yalayarak temizliyorlar. Ama çok temiz hayvanlar. Düzen onlar için esas kural. Kafeslerinde herşey yerli yerinde. Peçetelerden kendilerine kafesin bir köşesine yatak yaparak orada uyuyorlar. Koku yapmıyorlar. Ses bile çıkartmıyorlar.

Yaklaşık 100 gram olan dişi hamster bir doğumda, 2-3 gramlık 8-10 yavru dünyaya getiriyor. Doğumdan sonra dişi ve erkek hamsterleri ayrı ayrı bölümlere almak gerekiyor. Böyle olmazsa erkek yine çiftleşmek istiyor. Bu da dişi hamsteri yorarak ölümüne neden oluyor. Her iki doğum arasında 3 aylık bir zaman geçmesi gerekiyor. Tüysüz doğan yavrular, uzunca bir süre annelerinin tüylerinin altında yaşıyorlar.

Zeynep Hanım hamsterlerin ideal ev hayvanları olduklarını vurgulayarak, ‘‘Kuyrukları yok denecek kadar kısa. Birçok

kadın fare ya da sıçana benzeyen hayvanları evine sokmak istemez. Ama bu son derece yanlış. Tombul yanaklarıyla çok sempatikler. Fiyatları da çok ucuz. 1 milyon ile 3 milyon arasında değişiyor. Bakımları, beslenmeleri çok kolay. Koku yapmıyorlar. Tatile giderken hamsterinize bakacak birisini aramanız da gerekmiyor. Yeterince yem ve suyunu kafeslerine koyup, 4-5 gün tatile çıkabilirsiniz’’ diyor.

2000 TÜRÜ VAR

Hamsterler iyi bakılırlarsa en fazla 3 yıl yaşayabilirler. 2000 ayrı türleri var. Bunların içerisinde en bilinenleri ve yaygın olanları Suriye, Rus ve Çin hamsterleri. Ev hayvanı olarak en çok beslenen hamster türü de Suriye hamsterlerinin altın renkli olanları. Rus hamsterlerinin diğer hamsterlerden en farklı özelliği asosyal olan çoğu hamster türüne inat sosyal hayvanlar olmaları. Çin hamsterleri ise özellikle fareye benzeyen görüntüleri ve hastalıklara karşı çok dayanıklı olan yapıları nedeniyle labaratuvar hayvanı olarak kullanılıyorlar.

YEMEK SEÇMİYORLAR

Oburluklarıyla ünlü hamsterlar, çeşitli tohum ve tahıllardan, böceğe, fındıktan muza kadar hemen hemen herşeyi yiyorlar. Kendi ağırlıklarının yarısı kadar yiyeceği de, sırtlarına kadar uzanan keseciklerde saklıyorlar. Yiyeceksiz kaldıkları zaman bu keseden besleniyorlar.

Şişmanlığa karşı jimnastik

Hamster’lar yemeyi ve uyumayı çok seviyorlar. Kilo alma potansiyelleri müthiş. Eğer onu, hareket etmeye zorlayacak aksesuarların bulunmadığı bir kafese kapatırsanız, normal ağırlığı 100 gram olan hamsterınız kısa sürede şişmanlayacaktır. Onları formda tutmak için hareket etmelerini sağlamalısınız. Hamster’lar, tekerlek şeklindeki oyuncaların içine girip oynamaya bayılıyorlar. Merdiven çıkmak da, onlar için en güzel oyunlardan biri. Doğadaki yuvalarını hatırlatan, oyun tünellerini, büyük pet shoplardan bulabilirsiniz. Hamster’ınız, tünellerle donatılmış, iki-üç katlı, katlar arasında merdivenler bulunan kafeslerde hem daha mutlu olacaklar, hem de şişmanlamayacaklar.

HAİN KEDİ

Beyefendinin nohut oda, bakla sofa bir evi var. Üstelik sekizinci katta. Hayvan beslemek istiyor. Hem de yoğun çalışıyor. Günün büyük bölümü evde kimse yok.

'İlle de köpek' diye tutturmuş.

'Yapma' diyorsun. 'Hayvana yazık olur.'

Onun yerine kedi beslemesini tavsiye ediyorsun.

'Nankör' diyor.

Kediler hain olurmuş.

Bu lafı çok sık duyuyorum.

Fena da kızıyorum.

Yanlış bir şey söylememek için, bir ustaya havale ediyorum.

Nurullah Ataç'ın 'Kedi' başlıklı yazısından yaptığım bu alıntı, sanırım 'Hain kedi' suçlamalarına bir son verecek.

‘‘Kedi için hayındır derler. Yemek yerken gözlerini kapatması da kendisine edilen iyiliği bilmemek içinmiş. Hiç hazetmem öyle sözlerden. İnsanoğlunun kendini gözünde ne kadar büyüttüğünü, kediye bir nokta yemek vermesini de büyük bir iyilik sayıp karşılık beklediğini gösterir. Biraz da karşılık beklemeden iş görmeğe, ettiğiniz iyiliği iyilik saymamaya alışın. Kedi size bağlanacak, minnettar olacak da ne çıkacak? Oynamasını seyrediyorsunuz, siz de onunla oynayıp eğleniyorsunuz; okşuyorsunuz, yumuşacık tüyleri elinize zevk veriyor. Daha ne istersiniz? Bir de kediden, ille bir fayda mı gelecek?’’

EĞİTMEN GÖZÜYLE

Onu tanıyor musunuz

Birlikte yaşadığınız köpeğinizin belirli hareketlerinin anlamını doğru algılarsanız, ikinizin hayatı da düzene girer. Bunun için köpeğinizin vücut dilini iyi bilmeniz gerekir.

BAŞINI YANA YATIRIYOR Bu pozisyonda, köpeğinizin sizi dinlediğini söylesek de, aslında kafası biraz bulanıktır.

GÖZ KIRPIYOR 'Ne haber', 'Benden iyilik' anlamına geliyor. Onun dünyasında her şeyin yolunda gittiğini ifade ediyor. Köpeklerin, kendi aralarında göz kırpmaları hayra alamet değildir. Her an 'Hır' çıkabilir.

KISA HAVLIYOR Kısa bir 'Hav', köpeğin ırkına, cinsiyetine, pozisyonuna, havasına göre 'Merhaba', 'Hoşçakal', 'Evet', 'Hayır', 'Ne dedin', 'Boşversene' anlamına gelebilir. Çoklukla, can sıkıntısını ya dasabırsızlığı belirlemek için yapılır.

ULUYOR Kırmızı alarmdır. Bir şeyleri erkenden sezdiğini gösterir. Yakınlarda kızgın bir diyşi sezebilir. Şiddetli yağmuru, soğuk veya sıcak havayı, hatta bir depremi haber veriyor olabilir.

İNSANLARIN ÜZERİNE ATLIYOR Bu daha çok insanların iki ayak üzerinde, ön ayaklarıyla kendilerini davet ediyor görünmesinden kaynaklanır. O da iki ayağı üzerine kalkıp, ön ayaklarıyla, bizimle temas etmeye çalışır. Çaresi, onu hep yarda sevmek, ayakta reddetmektir.

UYKUDA TİTRİYOR TEKMELİYOR Köpek bir avcıdır. Avcı rüyasında bir tavşan ya da tilki kovalıyor olabilir.

KUYRUĞUNU KOVALIYOR Köpeklerde çok sık görülen amanedeni kesinlikle saptanamayan davranışlardan biridir. Bence en önemli neden o an oynayabileceği bir av arayıp da bulamayan bir köpeğin av egzersizi olabilir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!