HAMAS’la açıkça görüşelim kararı

Güncelleme Tarihi:

HAMAS’la açıkça görüşelim kararı
Oluşturulma Tarihi: Şubat 19, 2006 00:00

Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, Başbakan Erdoğan’ın, HAMAS Lideri Meşal’in Türkiye ziyaretini 13 Şubat’ta Bakanlar Kurulu’na getirdiğini söyledi. Ziyaretin gizli kalması tartışıldı. Her şeyin açık ve şeffaf olması kararlaştırıldı. Bakanlar, 3 gün bu sırrı sakladılar.

HAMAS Lideri Halid Meşal’in büyük gürültü kopartan Ankara ziyaretinin üstündeki sis perdesi aralandıkça ilginç ayrıntılar yakalıyorum. Birkaçını aktarayım.

Başbakan Erdoğan, Meşal’in gelmek istediğini Bakanlar Kurulu’na ne zaman getirdi? Kabinenin Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener’e sordum. Şener "13 Şubat Pazartesi günü getirdi" dedi. Yani, olayın bomba gibi patlamasından 3 gün önce.

Önce Erdoğan, "HAMAS Lideri gelmek istiyor ne dersiniz?" diye soruyor. Sonra Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, HAMAS’ın sandıktan çıkışıyla yaşanan krizi anlatıyor. Gül’ün tahlilin ise bir başka kaynaktan dinledim: "İki tarafın da hatası var. Seçim yapıldı. Eğer HAMAS bir terör örgütüyse seçime sokulmamalıydı. Ya da seçim ertelenmeliydi. Şimdi Filistin halkını demokratik olarak HAMAS temsil ediyor. O zaman tanım gerekiyor. Terör örgütü mü, yoksa Filistin halkını mı temsil ediyor? HAMAS da çelişki içinde. Madem iktidar olmak istiyordu. İktidarı yakaladı. Madem direniş örgütü olarak kalacaktı, o zaman neden seçime girdi? Girmeseydi. Eğer iktidar olduysa kendisini değiştirmelidir. Bu mesajı HAMAS’a vermeliyiz. Aksi takdirde kriz kontrolden çıkacak."

GİZLİ Mİ GÖRÜŞELİM?

Bakanlar Kurulu’nda tartışılan birkaç soruyu daha aktarayım. "Filistin’de gerginlik olursa bu Türkiye’nin ekonomik performansına yansımaz mı? Siyasi ve ekonomik istikrar sağlamış olan Türkiye Ortadoğu’daki gerginliğin faturasını neden ödesin? Geç kalmadan tansiyonu düşürmeye çalışmak yanlış mı olur?"

İşte bütün bunlar da tartışıldı. Tartışılan bir başka soru daha: "Gizli mi, açık mı görüşelim?"

Görüş, açık ve şeffaf diplomasiydi. "Bir kere gizlersek yanlış anlaşılır. Açık görüşülsün gizli, saklı bir şey yapmadığımız ortaya çıksın" dendi.

MİT’E BİLGİ

Peki HAMAS’ın gelişini MİT ve Genelkurmay da biliyor muydu? Bu sorunun yanıtını Abdüllatif Şener’den aldım. Şener, "Türkiye bir aşiret devleti değil" diye söze başladı ve "Devletin bütün kurumlarıyla gerekli iletişimin sağlanması normaldir. Bu bağlamda elbetteki Bakanlar Kurulu’nda da konuşulması olağandır" diye ekledi. Yani 3 gün boyunca bütün bakanlar ağızlarını çok sıkı tuttular.

KIRMIZI BÜLTENLİ

Bir önemli ayrıntı daha vereyim. Meşal Interpol tarafından Kırmızı Bülten’le aranıyor. Bu bilgiyi önce bir İsrailli diplomattan duydum. Sonra da üst düzeydeki bir Türk yetkiliyle konuştum. O da doğruladı. Neden mi?

İsrail, "Meşal’i eylem talimatlarını veren lider" diye Interpol’e bildirdi ve en büyük eylem olarak da 28 Mart 2002’de Netanya şehrindeki Park Otel’e düzenlenen intihar saldırısını gösterdi. HAMAS’ın üslendiği ve 140 kişinin yaralanıp 21 kişinin öldüğü korkunç saldırı. Meşal Ankara’dayken, İsrail derhal yakalanması için Dışişleri’ne ya da Türk Interpolü’ne girişimde bulundu mu? Bulunmadı. Neden mi?

EYLEMLER SÜRERSE

İsrailli diplomat, "Şu anda aranıyor olabilir. İsrail’i tanımayı ve silahı bırakmayı kabul ederse durum değişir" dedi. Özellikle de Ortadoğu’da her şey o kadar hassas dengeler üzerine oturuyor ki, barış için uzlaşma kapısını herkes açık tutuyor. Eğer Filistin halkının desteğiyle seçim sandığından çıkan HAMAS eylemlerini sürdürürse her şey değişebilir. Meşal yeniden Ankara’ya gelirse bu kez tutuklanabilir. Kimbilir?
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!