Hakkári’nin Sümbül Dağları’nda TÜBİTAK kitapları

TÜBİTAK'ın yayımladığı aylık Bilim ve Teknik Dergisi'nin temmuz sayısında, gençlerin bilime olan ilgisini, genç yaratıcıların başarısını okuyunca çok sevindim.Gerçekten herkesin karamsarlığa gömüldüğü bu günlerde yayımlanan böylesi haberler, yarına güvenle bakmamızı sağlayacak gençlerin varlığını gösteriyor.Bilim ve Teknik'i okurken, sadece sporcu ve popcu genç kuşağın değil, bilimle uğraşan bir kuşağın da çalışmalarını gazetelerimizde, dergilerimizde, televizyonlarımızda çok az yansıttığımız kararına varıyorum.TÜBİTAK Popüler Bilim Kervanı 2. Seferini Tamamladı haberinden birkaç notu ileteyim.Kervan önce Malatya İnönü Üniversitesi'ne uğramış, bakmışlar ki geniş ve pırıl pırıl bir kitap satış bürosunda bütün TÜBİTAK kitapları sergileniyor, üstelik liste fiyatının altında satılıyor.İşin sırrını sormuşlar. Rektör Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu şöyle cevap vermiş:‘‘TÜBİTAK kitaplarından 10 milyar zarar etsem ne olur? Okuyanların kafasında kalan izler bana yeter!’’* * *‘‘O hızla 15 gün Doğu ve Güneydoğu'yu arşınladık ama biz daha Malatya Modeli'ni diğer üniversitelerde nasıl uygulayabileceğimiz hakkında düşünüp tartışıyoruz.’’TÜBİTAK'çılar böyle yazmış.Destekleyenlere teşekkürler, ya engelleyenler.Diyarbakır'da ana caddede sergi açacaklar, ne yazık ki sorumlu yurt müdürü masa vermemiş, bakanlıktan yazılı izin alınmasını istemiş.Doğu'daki, Güneydoğu'daki devletle vatandaşı arasına tel örgüler koyan bu zihniyetten hálá kurtulamadık.Neyse aklı başında birileri de var, onlar ödünç masa vermişler ve 900 civarında kitap satmışlar.Van'daki Şehit Koray Akoğuz Lisesi'nin müdürü, cumartesi olmasına rağmen afişler ve yerel radyo ilanlarıyla sergiyi duyurmuş, vatandaşlar, öğrenciler akın etmiş.Hele Hakkári'nin Sümbül Dağları eteklerinde Hakkári Lisesi'nde okuyan gençlerin kitaplara bakışı, ilgisi.Fotoğrafın ayrıntısını belki anlatamayacağım. TÜBİTAK kitaplarının başında çocuklar ve ardında karlı dağlar...Ovakışla İlköğretim Okulu'nu da ziyaret etmişler.* * *BURADA iki zihniyetin teşhirini yapacağım.Birisi bürokrasi batağında debelenen, ora halkını, gençlerini bilimden yoksun bırkan Diyarbakır'daki bir yurt sorumlusu, diğeri de iletişimin her türlüsüyle halkı, çocukları kitapla buluşturan bir okul müdürü.Kitapları zararına satan bir üniversite rektörü.Fatih Hilmioğlu ve Şehit Koray Akoğuz Lisesi müdürüne, artık duymaktan bıktığım bir sözü söyleyebilirsiniz:Türkiye sizinle gurur duyuyor. Çünkü siz bilimin halka, topluma, gençlere yayılması için olağanüstü çaba harcıyorsunuz.* * *KARARA varamıyorum.Hangisi gerçek Türkiye?Ben her zaman olumlu grafikleri belleğime yerleştiririm.