Gümüş ekran...Mucizenin böylesi

Güncelleme Tarihi:

Gümüş ekran...Mucizenin böylesi
Oluşturulma Tarihi: Ekim 30, 1997 00:00

Gerçeklerin dışına taştığımızda, fantazinin o özgür ülkesine adım atıveriririz.Gerisi bizim hayal gücümüzün, rehbersiz seyahatidir.Nihavend Mucize bu tür bir film.Atıf Yılmaz'ın ironisini, ince alayını yansıtan, yönetmenin tipik işlerinden biri.Öldükten sonra kocasına dönen kadın ya da kardeşi, anne ya da teyzesi, herkesi şaşırtır. Doğrusunu belki de sadece oğlu/yeğeni bilmektedir.Bir takım rastlantılar ve onun içine yedirilmiş, masum, yumuşak, cinsellikten uzak aşklar.Atıf Yılmaz'ın hayatın gülünç yanına bakışını ben severim. Günlük yaşamımızda dikkat etmediğimiz mutsuzluklara, kırgınlıklara sebep olan davranışlar toplamının sergilenmesidir.Suzan (Türkan Şoray) belki de birinci hayatında, dar bir aile düzeni içinde, küçük mutluluklarla yetinmiş, evinin dışındaki dünyayı görmemiştir. Bir otomobil kazasında ölünceye kadar böyle bir yakınması da olmamıştır.Asım (Şükran Güngör) Suzan'la mutludur ama onun ötesini zaten bilmez.Nihavend Mucize'nin bence önemli bir mesajı var. Sevginizi, sevdiğinizi söylemekten korkmayın, yarınlara bırakmayın.İris (Lale Mansur) ile Erol'un (Haluk Bilginer) serüveni bunun tipik bir örneği.Sevgilisine ilgisiz kalan, ancak başka bir erkekle başbaşa görünce aşkını hatırlayan Erol'un hali bir çoğumuzun başına gelmiştir. Duygularımızın tahrikini nedense hep başkalarından bekleriz.Nihavend Mucize'deki Suzan sevecen, yaşanmamışlığını bile ölçüler içinde yaşayan, isyan biçiminde değil de yeni duyguların keşfi olarak tanımlayabileceğimiz özgür bir karakter örneği. Türkan Şoray bu zor karakteri ustalıkla taşıyor beyazperdeye.Gerçekten de inandırıcı ve sevimli haliyle filmi sürüklüyor.Türkan Şoray'ı seyretmek için bile bu filme gidilebilir. Ben, Nihavent Mucize'yi Ankara'ya seyahatim nedeniyle orada izledim. Yeni açılan Büyük Fener sinemasından söz etmek istiyorum. Bu sinemada Nihavent Mucize'yi izlemek benim için hoş bir rastlantıydı. Çünkü sinemanın salonlarına verilen isimlerle bu film çok iyi çakışıyordu. Salonların adları; Atıf Yılmaz, Şener Şen ve Türkan Şoray'ın adlarını taşıyordu.İronisiyle, oyunculuğuyla ve hayal gücüyle seyredilebilecek bir film yapmış usta yönetmen Atıf Yılmaz.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!