Güçlü ve etkili odalar istiyoruz

Deniz SİPAHİİZMİR'DEKİ meslek odalarının seçimleriyle ilgili bazı rakamlar vermiş; genel kurullardaki katılımın yüzde 15'lerde kaldığını yazmıştım.Makina Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Doğan Albayrak, Elektrik Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Macit Mutaf, İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Mehmet Karcı, bu konuda haklı olduğumuzu dile getirdiler.Meslek Odaları'nın toplumların gelişmesinde ayrı bir önemi bulunuyor.Bilginin bu kadar hızlı tüketildiği, teknolojik gelişimlerle her gün tanıştığımız bir ortamda dünyanın gerisinde kalmamız affedilemez.Objektif ve dışarıdan bir gözle bakıldığında seçimlerde alınan rakamların odalardaki motivasyonu yansıttığını iddia ediyorum.Katılımın az olduğu bir yerde; heyecandan, istekten söz etmek mümkün değildir.Birçok kişi de kabul ediyor ki; oda bünyesinde yaşanan siyasi atmosfer ve koltuk kavgası üyelerin kaygılarını artırıyor.*BAKIN Macit Mutaf, ne diyor:‘Genel Kurul'un ilk günkü oturumuna katılan 120 üye, elektrik sektöründeki son gelişmeleri tartışarak eleştiri ve önerilerini açıkladılar. Bu tartışma ortamı, etik ve örgütlenme raporlarında tekrarlanmadı. Aslında mühendis olmanın getirdiği evrensel değer yargılarımızla meslek örgütümüzden beklentilerimizi, değişim taleplerimizi, mühendisleri 2000'li yıllara taşıyacak, adaylara vereceğimiz görevleri açıklayabilir, tartışabilirdik...’Bizim de söylediğimiz budur.Kendi içinde organize olamayan, güçlü birliktelikler oluşturamayan örgütler; zaaflarıyla yaşamaya mahkumdurlar.Mutaf, devam ediyor:‘‘İlk kez yedi asil, yedi yedek üye adayıyla girilen seçimlere katılım az oldu. Üyelerimizin bir kısmı, fazla aday olmamasının demokratik olarak kullanacağı seçme hakkının elinden alındığı düşüncesi ile seçimlere katılmadı. Katılımın yüzde 11'lerde kalması, üyelerimizin siyasi kaygılarının mesleki kaygılarının önünde olduğunu göstermektedir..’*DEMEK Kİ, çok sayıda adayla, birden fazla listeyle gidilen seçimlerde ve özellikle siyasi yapılara göre şekillenen seçimlerde katılım daha fazla oluyor.Üyeler kadar adayların da seçilmek için gerekli çabayı göstermediği; yeteri kadar üyeye ulaşılamadığı sonucu da ayrıca tartışılması gereken bir konu.Odalarda demokratik katılım mekanizmalarının tek ölçüsünün seçimler olmadığını ben de kabul ediyorum.Ancak oda yönetimlerine düşen meslek uygulamalarında oluşan engelleri ortadan kaldırabilmek ve gelecekle ilgili vizyonlar açabilmek.*DOĞAN Albayrak, Mehmet Karcı da benzer sözleri dile getiriyor.Herkes üretmekten, yönetmekten bahsediyor ama pratikte bu süreci birlikte yapmakta zorlanıyor.80'li yıllarda toplumun örgütsüzleştirilmesine yönelik depolitizasyon çalışmaları yapanlar artık tersine kürek çekiyor.O yüzden...Çağdaş, demokratik, sanayileşen bir Türkiye...Planlı, sağlıklı, güvenli kentleşme...Bunun için de daha etkin ve güçlü odalar bekliyoruz.