Güncelleme Tarihi:
Bazı tohumlara Türk ünlülerinin isimlerinin verildiği ve bunların basında "ülkücü tohumlar" olarak yorumlanmasına dair Tarım ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp, bu yönde bir takım çalışmalarının bulunduğunu söyledi.
Gökalp, Lady Christie, Lady Marchie, Lady Rosata isimli patates tohumları bulunduÄŸunu ve isimlerini bu tohumları geliÅŸtiren ıslahçıların isimlerinden aldıklarını belirtti.Â
Türkiye şartlarına uygun tohum ve hayvan geliştirilmesi gerektiğini anlatan Gökalp:
"Size bazı hayvanların isimlerini vereyim, Jessey Glansey, Hollstein Hollanda sığırı. Ancak, bu hayvanlar, bizim Türkiye'nin iklim ÅŸartlarına, hastalık ÅŸartlarına istediÄŸimiz kadar adapte olmuyor, bunların yerli hayvanların genotobi ile birleÅŸtirilmesi yüksek verimli ve hastalıklara dayanıklı, buradaki haÅŸerelere dayanıklı yeni tiplerin geliÅŸtirilmesi gerek. Bu ABD'de de böyledir, dünyada da böyledir, ancak, niyeyse, bizim baÅŸlattığımız genetik mühendisliÄŸi, biyoteknoloji yarışı bazıları tarafından Türkiye'ye layık görülmemektedir.Â
Şimdi sizlerin Türk İneği diye söylediğiniz; Anadolu şartlarına uygun sığır ırklarının geliştirilmesi projesi başlatılmış, 27 ilimizinher 10 köyü seçilmiş, 270 köyde hayvancılıkta verimi artırıcı çalışmalara başlanmıştır." diye konuştu.
Hollanda'da bir ineğin 8 ton süt verirken Türkiye'de 800 kilo ile 1 ton arasında süt alındığını belirten Bakan Gökalp, ancak, dışardan gelen bu hayvanların Türkiye'de verimsiz olmadıklarını, yalnızca, çoğu hastalıklara karşı dayanıklı olmadıklarını söyledi.
Dışardan yine hayvan getirileceÄŸini belirten Gökalp, ancak, bu hayvanların Türkiye ÅŸartlarına seleksiyonlarının yapılması ve Türkiye ÅŸartlarına uyum saÄŸlayanların seçilmesi gerektiÄŸini vurguladı. Bunun için ilk defa Menemen'de bir merkez oluÅŸturulduÄŸunu da belirten Gökalp, ''niçin acaba bazıları Türkiye'nin biyoteknolojiden, genetik mühendisliÄŸinden dışlanmasını istiyor, bu yarışa girmemesini istiyor" diye sordu.Â
'BAÅžKA HANGÄ° Ä°SÄ°M VERÄ°LECEK?'
Tohumların ise her bölgede o yörenin iklim şartlarına, toprak, akım ve sulama şartlarına adaptasyon gösterdiklerini vurgulayan Gökalp, dışardan getirilen bir tohumun hemen üretime sokulması halindedejenerasyonla karşılaştığını, Türkiye'de buğdaydan çeltiğe kadar tohmunların ithal edildiğini söyledi.
Bu ithalatın yapılmaya devam edeceğini belirten Gökalp, ancak, bunların Türkiye şartlarına uygun olanlarının geliştirilmesi grektiğini vurguladı.
Türkiye'nin genetik mühendisliğinde de söz sahibi olması gerektiğini anlatan Gökalp, Türkiye'de yetiştirilen tohumlara verilen isimlerin bu tohumları ıslah eden bilim adamlarının isimleri olduğunu kaydetti. Gökalp, Tarım Bakanı olarak buradaki görevinin yalnızca bu isimleri tescil etmek olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Örnek olarak, Turan isimli tohum, bizim araÅŸtırmacımızın, Almanya'da ihtisas yapan, doktora yapan dünya çapındaki bir araÅŸtırıcımızın soyadıdır. Kırgız EskiÅŸehir'deki bir köyümüzün adıdır, Orhangazi Bursa'daki bir ilçemizin adıdır, Fırat, adına türküler yakılan, ÅŸarkılar söylenen, filmler çevrilen, yüzlerce barajımızı kurduÄŸumuz bir nehrimizin adıdır. Alparslan da yine bizim araÅŸtırmacımızın soyadıdır ve Alparslan da Anadolu'yu TürkleÅŸtiren kumandanın adıdır.Â
Peki bu adlar verilmeyecek de, hangi adlar verilecek, Hollanda bu adları verirken ve dünyaya böyle tescil ettirirken, bundan rahatsız olmayan bazı kafalar, bir genetik mühendisliği, biyoteknolji mühendisliği bilgilerinden dolayı Türkiye'de yapılan bu güzelliklere karşı çıkıyorlar."