Gerçekten torununuz mu?

Güncelleme Tarihi:

Gerçekten torununuz mu
OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 18, 2003 00:00

Bu haber, o fotoÄŸrafı görünce baÅŸladı. Hürriyet Cumartesi'de yazan Nora Romi, bir yazısı için fotoÄŸraf gönderdi. Annesinin bir iki arkadaşı torunlarıyla görünüyordu. Ne var bunda demeyin. Çok ÅŸey vardı. Ä°ÅŸte yeni büyükanneler karşımızdaydı. Güzel, çekici, fit duran zinde kadınlar. KonuÅŸmalarımızda ortaya çıktı ki onlar hiç de az deÄŸillerdi. Masal anlatır, ninni söyler, beyaz saçları, ton ton yanakları olur diye hafızalarımıza kazınmış büyükanneler hızla tarihe karışıyordu. Åžimdi süper büyükanneler zamanı. Lizet Romi, Nilüfer Pasiner, Filiz Barut, Saniye Elmas, Sarika Haviyo, Zali Bahar ve Canan Gerede... Hem torunlarına bakıyor hem de hayattan geri kalmıyorlar. Torunlarıyla alışveriÅŸe çıkıyor, NiÅŸantaşı Cafe'lerinde keyif sürüyorlar. Kilolarına dikkat ediyor, anti aging kurallarını uyguluyorlar. İçlerinde golf oynamadan güne baÅŸlamayanlar bile var. YaÅŸları 50 ile 60 arasında deÄŸiÅŸiyor. Ama hepsi taÅŸ çatlasa 45 gösteriyor. Güzel, zinde, saÄŸlıklı ve üstelik büyükanneler. 7 süper babaanne ve 7 torunuyla TeÅŸvikiye Zanzibar'da buluÅŸtuk. Ve diÄŸer insanlardan sık sık duydukları soruyu bir kez de biz sorduk: Ä°nanmıyoruz, bu çocuk gerçekten torununuz mu?LÄ°ZET ROMÄ° (Tekstil ihracatı yapıyor) Sinan'la çocuklarımın çocukluk günlerini yeniden yaşıyorumHürriyet Cumartesi okurları Lizet Romi'yi (50) yakından tanıyor. O yazarımız Nora Romi'nin annesi, Sinan'ın anneannesi. Lizet Hanım üç yıl önce anneanne oldu. ‘Hiç hazırlıklı deÄŸildim. Kendimi genç hissetme sevdasına fena kaptırmıştım. Hatta torunumu çok seveceÄŸimi bile düşünmüyordum. Ama artık hayatımın en deÄŸerli ÅŸeyi Sinan. Ben Sinan'la çocuklarımın çocukluk günlerini yeniden yaşıyorum. Çocuklarım doÄŸduÄŸunda özgürlüğüm kısıtlanıyor diye düşünüyordum. Åžimdi bana ikinci bir ÅŸans verildi. Sinan'la birlikte her ÅŸeyin keyfini çıkarıyorum. Ben Sinan'ın annesi deÄŸil yalnızca anneannesi olmak istiyorum' diyor. Lizet Romi torunuyla çok eÄŸlendiklerini söylüyor. Sinan zıplamak istediklerinde birlikte zıplıyorlar, birlikte maç seyrediyorlarmış. En büyük zevkleri birlikte yemek yemek. Sinan NiÅŸantaşı'ndaki tüm restoranların mönülerini biliyormuÅŸ. Eve dönerken kitap, oyuncak ve Nora'ya çiçek alıyorlarmış. Sinan, anneannesine 'anneanne' diye sesleniyor. Ama bazen kelimedeki iki annenin arasında bir es veriyormuÅŸ. Lizet Hanım onun anne anne demesine bayılıyor. Soruyorum, nasıl böyle genç kalıyorsunuz? Yanıt net: 'Bir kere iyi bir DNA var. Benim anneannem 96 yaşında öldü elinin üzerinde bir tek leke yoktu. ‘Ben yaÅŸlanmak istemiyorum' diyerek yaÅŸlanmayı durduramazsınız. Önemli olan zayıf olmak. Spora gidiyorum. GüneÅŸten hep kaçtım. Hiç sigara içmedim.'SANÄ°YE ELMAS (Ev Hanımı)Ben tenis oynarken kızım doÄŸurduSaniye Elmas (54) hem babaanne hem de anneanne. Ä°lk torunu Can Deniz 13 ay önce doÄŸmuÅŸ. 'Torunum erken doÄŸdu. Hazırlıksız yakalanmıştım. Ben tenis oynarken kızımın doÄŸuma gittiÄŸi haberini aldım.' Saniye Elmas kızı ve oÄŸluyla aynı apartmanda oturuyormuÅŸ. Dolayısıyla iki torununu da her gün görüyor. 'YaÅŸadığım sürece torunlarımı her gün göreceÄŸim. Çünkü büyüdüklerinde beni unutmalarını istemiyorum' diyor. Torunlarıyla birlikte olduÄŸu zamanlarda onlara ÅŸarkı söyleyip hikayeler anlatan Saniye Elmas'ın gün içindeki en önemli görevi bakıcıları kontrol etmek. Saniye Hanım'ı torunlarıyla görenler gözlerine inanmıyor. Hele bir de üzerinde eÅŸofmanları varsa büyükanne olduÄŸunu ispat etmekte epey zorlanıyor: ‘‘YaÅŸam tarzıyla çok alakalı. Mutlu bir evliliÄŸim ver. EÅŸim ile aynı yaÅŸtayım. Ãœniversiteden arkadaşız. Aslında ben ekonomistim ama çocuklarım doÄŸunca çalışma hayatını bıraktım. Kayak, golf ve tenis yapıyorum. Çok aktif yaşıyorum. Genç hissediyorum genç yaşıyorum. Beni genç gösterecek kıyafetler giyiyorum. Ä°ÅŸte benim gençlik sırrım.' FÄ°LÄ°Z BARUT (Ev Hanımı)Torunumun bir annesi olduÄŸunu unutuyorumFiliz Barut (51) altı ay önce anneanne olmuÅŸ: 'Ä°lk öğrendiÄŸimde pek sıcak bakmadım. 9 ay boyunca kendimi anneanne olma fikrine alıştırdım. Torunumu kucağıma aldığım ilk an bütün korkularım bitti. Anneanne olmak çok keyifli bir ÅŸey. Åžimdi bütün arkadaÅŸlarıma tavsiye ediyorum.' Filiz Hanım, bazen Kerem'in bir annesi olduÄŸunu unutuyormuÅŸ. Filiz Hanım, günün büyük bir bölümünü torununun yanında geçiriyor. Kerem büyüdüğünde onunla birlikte alışveriÅŸ merkezlerine gitmeyi ve birlikte yemekler yemeyi planlıyor. 51 yaşında olup da 35'inde gösteren kaç kiÅŸi tanıyorsunuz? Filiz Hanım onlardan biri. 'Çok hareketliyim. Haftada üç gün tenis oynamaya çalışıyorum. Bakım kremlerimi hiç aksatmıyorum. Bir de modaya uygun giyinmeye çalışıyorum. EÅŸofman ve jean giyiyorum.' CANAN GEREDE (Yönetmen) Torun büyütmek de bir prodüksiyonAÅŸk Ölümden SoÄŸuktur, Robert'in Filmi gibi filmleriyle tanıdığımız yönetmen Canan Gerede'nin dört torunu var. Kızı Bennu Gerede ile damadı Koray Erkaya'nın ikiz bebekleri Daren ve Dilan doÄŸduÄŸunda Canan Gerede bütün iÅŸlerine ara vermiÅŸ. O gün bugündür kızı, damadı ve torunlarıyla birlikte yaşıyor. 'Anneanne olmayı çok istiyordum. DoÄŸdukları andan itibaren hep Bennu'ya yardım ettim. 3 yıldır sinemayla ilgilenmiyorum. Çünkü bana göre bu da bir prodüksiyon. Bir insan büyütüyorsunuz, hatta dünyanın en önemli prodüksiyonu bu.' Torunları ona Canan ya da Nona (Ä°talyanca'da anneanne) diye sesleniyorlar. Canna Gerede torunlarını park yerine Kapalıçarşı ya da Sultanahmet'e götürüyor. Eski binalara bakıp, müze geziyorlar. Miro'yla sürekli Ä°ngilizce konuÅŸuyor. Canan Gerede'ye genç kalabilmenin sırrını soruyoruz. 'Torun insanı çok verimli kılıyor. Benim enerjim yenilendi. Sabrını ölçebiliyorsun. Kendi çocuÄŸunda uygulayamadığın ÅŸeyleri uyguluyorsun. Genç kalmak aktif olmakla ilgili bir ÅŸey. Benim kafam hiç durmaz. Her gün 25 dakika evde egzersiz yaparım. Fitness salonlarında ağırlık çalışırım, çok yürürüm.'ZALÄ° BAHAR (Ev Hanımı) EÄŸlenceli ve güldüren babaanne'Ben babaanneyim. Ä°lk torunum Can 3,5 yıl önce doÄŸdu. Babaannelik fikrine hazırlıklı olduÄŸumu zannediyordum ama onu kucağıma ilk aldığım an elim ayağım birbirine dolandı. 'Ben ÅŸimdi babaanne mi oldum' diye günlerce kendime sordum.' Zali Bahar (55) ilk torunun dünyaya geliÅŸini böyle anlatıyor. Zali Hanım, torunlarını güldüren bir babaanne. 'Karşılarına geçip taklitler yapıyorum, masal kahramanlarını canlandırıyorum. Benim o hallerime çok gülüyorlar' diyor. Zali Behar her çocuÄŸu kendi anne ve babasının büyütmesinden yana. Bu sebeple Can ve Lal'in ne yemekleriyle ne de eÄŸitimleriyle ilgileniyor. Ama bu durumun babaanne olmakla da ilgili olduÄŸunu itiraf ediyor: 'Kabul edelim anneanne olmakla babaanne olmak çok farlı.' Zali Behar genç görünmesinin sırrını minyon olmasına baÄŸlıyor. Hiçbir zaman kilo sorunu olmamış. O, yiyen ama kilo almayan kadınlardan. Cilt bakımına çok önem veriyor. GerektiÄŸi zaman estetik de yaptırabileceÄŸini söylüyor.SARÄ°KA HAVÄ°YO (Ev Hanımı) Çok isteyerek babaanne olduSarika Haviyo (53) çok isteyerek babaanne olmuÅŸ. 'Hayattaki en büyük arzum oÄŸlumun ve kızımın çocuÄŸunu kollarıma almaktı' diyor. O ÅŸimdi hem anneanne hem babaanne. 'Torun demek asosyal bir yaÅŸantı demek. ArkadaÅŸ toplantılarına bir süre ara verdim.' Gelecekte Donita ile yapacağı alışveriÅŸleri, gideceÄŸi tatilleri ÅŸimdiden planlıyor. Sarika Haviyo genç ve güzel kalmak için her gün 50 dakika yürüyor, sebze ve meyve ağırlıklı besleniyor, saçına ve makyajına özen gösteriyor.NÄ°LÃœFER PASÄ°NER (Sigortacı) Bunalıma giremezdimNilüfer Pasiner'in (52) iki torunu var. 48 yaşında anneanne olan Nilüfer Hanım bu duruma çok kolay alışmış: ‘Ben çok çalışan, çok spor yapan aktif bir insanım. Anneanne oldum diye bunalıma giremezdim.' Torunlarıyla favori oyunları saklambaç ve hayaletçilik. Haftada en az iki gün görüşüyorlar. Erkin (4) ve Defne (2), Nilüfer Hanım'ı anneanne veya 'Neyno' (Nilüfer'in kısaltılmış hali) diye çağırıyormuÅŸ. Nilüfer Pasinler 30 yıllık tenisçi, kışın kayak yapıyor ve her gün golf oynuyor. Bol zeytinyağı, sebze, meyve ve akÅŸamları kırmızı ÅŸarap. ‘İşin sırrı bu' diyor. Nilüfer Hanım kızının iÅŸine asla karışmıyormuÅŸ. 'Kendisi nasıl istiyorsa öyle yetiÅŸtirsin. Biz çocuklarımızın peÅŸlerinde tabakla dolaşırdık. Åžimdi kızım eÄŸer yemek istemiyorlarsa 10 dakika sonra sofrayı kaldırıyor.' Bütün bunlar olurken kendinizi nasıl tutuyorsunuz, diyoruz. Cevap hayli komik: 'Dilimi ısırıyorum.'Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!