Gazi Orduevi'ndeki 30 Ağustos resepsiyonundan izlenimler

Güncelleme Tarihi:

Gazi Orduevindeki 30 Ağustos resepsiyonundan izlenimler
Oluşturulma Tarihi: Eylül 01, 1998 00:00

Haberin Devamı

Çakıcı, bir molotof kokteyli bile atmadı

Gazi Orduevi'nin gece karanlığında bozkıra bakan bahçesinde smokinlerini çekmiş gazetecilerle, yine smokinli Başbakan Mesut Yılmaz arasında Alaattin Çakıcı'yı konu alan sohbet bütün sıcaklığıyla sürüyordu.

Yılmaz, gazetecilerin Çakıcı'yla ilgili sorularından bunalmıştı, ‘‘Çakıcı'nın devlet için yaptığı hiçbir iş yoktur’’ dedi. ‘‘Bir molotof kokteyli bile mi atmadı?’’ diye sorulduğunda, ‘‘Hayır, bir molotof kokteyli bile atmamış’’ yanıtını verdi.

Bir başka gazeteci ‘‘Çeteler bölücülük ve irtica ile eşdeğerde bir tehdit mi?’’ diye sorduğunda, şöyle karşılık verdi Başbakan:

‘‘Bırakın bu Çakıcı'yı artık, bakın Galatasaray bir sıfır önde...’’

Tam bu sırada Başbakan'ın imdadına Trabzonlu Devlet Bakanı Prof. Hikmet Sami Türk yetişti ve konu Trabzonspor'un bu yıl ligde yaptığı kötü başlangıca kaydı.

Prof. Türk, Trabzonspor'un kısa zamanda toparlanacağı görüşündeydi, ‘‘Haftaya İstanbulspor maçında göreceksiniz’’ dedi.

Başbakan'ın sohbeti, basındaki gelişmelere ve Yeni Yüzyıl gazetesinin müteahhit Korkmaz Yiğit tarafından satın alınmasına kadar uzandı. Yılmaz, bu konuda kanaatini aktaran bir gazeteciye uyarıda bulunmaktan kendini alamadı:

‘‘Böyle konuşma, bakarsın bir gün senin patronun olur...’’

Gazeteciler konuyu yeniden çeteye getirmek istediklerinde, Yılmaz'ın direncini kıramadılar. Yılmaz, bu kez ‘‘Galatasaray iki sıfır...’’ dedi.

Yılmaz'ın neşesi yerindeydi ve subay hanımlarının eşiyle birlikte fotoğraf çektirme taleplerinin hiçbirini geri çevirmedi.

Bu arada bazı subay hanımlarının kendisinden en önemli ricaları ‘‘Çetelerin üzerine gidin’’ oldu.

MİT'i savunacak ama ah şu 12'nci madde

Havai fişek gösterisi sürerken gazetecilerin ilgi odağı MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun oldu. Son günlerde teşkilatı Çakıcı ile birlikte başlayan büyük bir tartışmanın içine çekilen Atasagun kısa sürede kendisini gazetecilerin kuşatması altında buldu.

Atasagun'un hemen yanında, MİT'i sorgulayıcı yazılarıyla dikkat çeken Radikal'in Ankara Temsilcisi İsmet Berkan duruyordu. Bir gazeteci ‘‘Uzmanınız yanınızda duruyor...’’ diye takılınca, Atasagun iğneleyici bir yanıt verdi:

‘‘Evet, beyefendiyi hergün okuyup, hatalarımız eksikliklerimiz nelermiş görüyoruz ve bunları gidermeye çalışıyoruz.’’

Atasagun'un MİT hakkında yaratılan olumsuz havadan rahatsız olduğu belliydi. MİT Müsteşarı, yine de soğukkanlı yanıtlarla gazetecilerin soru yağmurunu karşılamaya çalıştı.

Şu husus ilginç: Atasagun, teşkilatı açısından savunulamayacak bir durum görmüyor. Atasagun'a göre, sorun teşkilat yasasının konuşmalarını yasaklamış olmasından kaynaklanıyor; bu da teşkilatı kamuoyu karşısında savunmasız duruma düşürüyor.

Nitekim Atasagun, sohpetin bir yerinde ‘‘Ben bir basın toplantısı yapsam hepsini yanıtlarım, üstelik bunu iyi yaparım. Ama teşkilat yasamızın 12. maddesine göre benim konuşmam suçtur’’ demeyi ihmal etmedi.

Atasagun, bu savunmayı getirirken, MİT yönetiminde ‘‘Yaraya neşter atılırken basın neden bu kadar üzerimize geliyor?’’ sorusunun sıkça sorulduğu biliniyor.






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!