Gayet sıradan bir çiftiz ben onun yemeklerine o da benim göbeğime söylenir

Güncelleme Tarihi:

Gayet sıradan bir çiftiz ben onun yemeklerine o da benim göbeğime söylenir
Oluşturulma Tarihi: Ekim 21, 2007 00:00

Klaus Wowereit (54), Alman politikasında yıldızı parlayan isimlerden biriydi. 2001’de Berlin eyalet başkanlığı için adı geçiyordu. Adaylığının duyurulacağı parti kurultayı, tarihe geçti. Çünkü Wowereit burada hayatının en önemli açıklamalarından birini yaptı. Sosyal Demokrat Partili delegelere, Almanya’ya önce başkanlığa gelirse gerçekleştireceği planları anlattı. Sonra politik hayatının, slogan haline gelecek en ünlü cümlesini söyledi: "Halen bilmeyenler varsa, söyleyeyim: Eşcinselim ve böylesi gayet iyi!"

Aslında bu sır değildi, biliniyordu. Alman politikacıları arasında başka eşcinseller de vardı. Ama Wowereit cinsel tercihini kamuoyuna açıklayan ilk politikacı oldu. Çünkü muhafazakar rakiplerinin eşcinselliğini seçim kampanyasında koz olarak kullanacağını, bulvar basınında çarşaf çarşaf haberlerinin çıkacağını biliyordu. Durumdan alnının akıyla çıkmanın tek yolu vardı: Gerçeği baştan açıklamak. O da bunu yaptı. Sonuçta çok popüler oldu, 2001 seçimlerinden galibiyetle çıktı. Berlin Eyalet Başkanlığı’nı üstlendi. Geçen yılki seçimde, muhafazakar rakibi mükemmel aile hayatını sergileyerek oy toplamaya çalışıyordu. Çabası nafileydi. Wowereit seçimden yine zaferle çıktı. Sosyal Demokratlar Almanya genelinde oy kaybederken, hatta federal şansölyeliği bile Merkel’e kaptırmışken, onun bu başarısı, Alman gazetelerine şu soruyu sordurdu: "Wowi ilk eşcinsel şansölye mi olacak?"

Popülerliği gitgide artan Klaus Wowereit, gazeteci Hajo Schumacher’le hayat hikayesini yazdı. Almanya’da 20 Eylül’de piyasaya çıkan kitap, kısa zamanda ikinci baskısını yaptı. İsmi "...Ve böylesi gayet iyi". Kitap klasik politikacı biyografilerinden farklı. Wowereit, sadece politikaya bakışını değil, erkeklere ilgisini nasıl keşfettiğini, hep geri planda kalan 14 yıllık hayat arkadaşı Jörn’ü ve ona olan aşkını da anlatıyor. Wowereit’tan sonra üç Alman politikacı daha eşcinsel olduğunu açıkladı, ancak onun kadar puan toplayamadı.

FAKİR DELİKANLININ BAŞARI HİKAYESİ

Berlin Eyalet Başkanı Klaus Wowereit’ın hikayesi, fakir ve hayatın türlü zorluğunu yaşamış delikanlının, başarıya ulaşma serüveni. Beş kardeşin en küçüğüydü. İşçi annesi onları tek başına büyüttü; çünkü babası annesini terk edip yeni bir aile kurmuştu. Berlin Duvarı inşa edilince, Doğu’da kalan babasını hayatı boyunca sadece birkaç kez görebildi. Ablası böbrek yetmezliğinden, ağabeylerinden biri trafik kazasında öldü. Bir başka ağabeyi ise kaza sonucu, tekerlekli sandalyeye mahkum kaldı. Wowereit senelerce hem felçli ağabeyi, hem de kanser olan annesinin bakımını üstlendi, onlarla yaşadı. Hukuk eğitimi sırasında Sosyal Demokrat Parti’nin gençlik kollarına üye olması hayatını değiştirdi. En genç belediye meclis üyesi olarak başlayan politika kariyerinde, Berlin Eyalet Başkanlığı’na kadar yükseldi. 2006’da seçimlerden gene zaferle çıkıp, bir dönem daha Eyalet Başkanlığı’nda kalınca Almanya’nın en çok satan gazetesi Bild, manşetine; "Wowi ilk eşcinsel şansölye mi olacak?" başlığını taşıdı. Karizmatik ve sevilen bir politikacıydı; Sosyal Demokratların oy kaybını durdurabilirdi. Wowereit kitabında bu yakıştırmaya cevap verirken, açık bir kapı bırakıyor: "Bir politikacının kariyerini uzun dönemde, noktası noktasına planladığı inancı tamamen bir efsane. Gelecekte neler yapacağınızı düşünmek, sadece sinirlere iyi gelir. Tek bildiğim insan işini iyi yapmalı, gerisi gelir".

BAŞIMIZ DÖNENE KADAR ÖPÜŞTÜK

Kitabın en ilginç kısımları kuşkusuz Wowereit’ın ilişkilerini anlattığı bölümler. Kitapta bu bölümlerden bolca var. Wowereit lise öğrencisiyken kızlarla beraber olduğunu, hatta evinde düzenlediği bir partide Sabine isimli kızla başı dönene kadar öpüştüğünü söylüyor. Zaten orta yaşlarına kadar iki kadınla uzun yıllar süren ilişkiler yaşıyor, ama gerçekten mutlu olmuyor; sadece mutluymuş gibi yapıyor. "Bunun üstüne bir erkekle ilk defa uzun süreli bir beraberlik yaşamaya karar verdim. Ama ilk denemeler başarısız oldu. Zaten bir şeyi planlarsan hiç gerçekleşmez. Ben de bir noktadan sonra aramaya son verdim ve kendimi kaderin ellerine bıraktım."

JÖRN’ÜN OLDUĞU YER BENİM EVİM

Kader, Wowereit’ın karşısına hayatının aşkı, Jörn Kubicki’yi (41), biraz bekledikten sonra çıkarıyor. Kitabına Jörn’e olan aşkını anlatarak başlıyor, "Güven kaynağım, arkadaşım, akıl hocam, beni hayata bağlayan kişidir. Onun olduğu yer, benim evim." İlerleyen bölümlerde nasıl tanıştıklarını da anlatıyor, "Artık partner arayışıma son vermek üzere olduğum bir zamanda, karşıma Jörn çıktı. Görkemli bir andı. 29 Mart 1993’te, Yorck Caddesi’ndeki Bar Centrale’de karşılaştık. İlk anda birbirimizden inanılmaz hoşlanmıştık. Sonraki günlerde Jörn, ailesini Güney Almanya’ya götürmek için bir kaç günlüğüne Berlin’den ayrıldı. Birbirimizi inanılmaz özlüyorduk. Ergenlik çağında gibi acı çekiyordum. Ama ayrılık acısının iyi bir tarafı da vardı; ne istediğimi artık biliyordum. Jörn benim bir karar vermemi sağladı. O andan itibaren görünmekten çekinmiyor, her davete beraber katılıyorduk."

EYALET BAŞKANLIĞINDA EŞCİNSEL BAYRAĞI DALGALANIYOR

Berlin Eyalet Başkanlığı’nın binasının ana girişinde dört bayrak dalgalanıyor: AB, Almanya, Berlin Eyalet Bayrağı ve eşcinsellerin yedi renkli Gökkuşağı. Bu bayrak, Berlin’de Klaus Wowereit devrinin en önemli simgelerinden. Kitabında eşcinseller eşit haklara sahip olmadan bu bayrağı indirmeyeceğini söylüyor: "Homoseksüeller halen ayrımcılığa maruz kalıyor. Bu yüzden gelecekte de Christopher Street Day’e katılmaya, eşcinsel sokak festivallerine gitmeye ve Eyalet Başkanlığı Binası’nda Gökkuşağı bayrağını dalgalandırmaya devam edeceğim."

FAKİR AMA SEKSİ

Berlin’in Alman Federal Hükümetine 60 milyar dolar borcu var. Yani ekonomik anlamda büyük sorunlar yaşıyor. Önceki senelere göre iyileşme var ama daha ödenmesi gereken borç miktarı o kadar fazla ki, rakipleri Wowereit’ı bu konuda sık sık eleştiriyor. Wowi’nin bu eleştirilere cevabı da artık slogan haline geldi, "Berlin fakir, ama seksi". Kitapta bu cümlenin fakirliğe bir övgü olmadığının altını çiziyor, "Sadece bütün bu borçlara ve ekonomik zorluklara rağmen, Berlin’i bir cazibe merkezi haline getirdiğimizi anlatmak istedim" diyor.

"FİRST LADY" LAFINA GÜLÜYORUZ

Klaus Wowereit’ın partneri Jörn için "First Lady" yakıştırması yapılıyor. Kitapta, "Bu lafa gülmeye çalışıyoruz. Hem artık Angela Merkel’in kocası Prof. Joachim Sauer de var. Yani Jörn’ün kadın toplantılarında çektiği çileyi paylaşan başka biri daha oldu" diyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!