Fransa yaptı ama bizde olmaz

Güncelleme Tarihi:

Fransa yaptı ama bizde olmaz
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 18, 2001 01:52

Hürriyet Yazarı Serdar Turgut'un geçenlerde ortaya attığı ‘‘teknokrat hükümeti’’ önerisi Türk basınında büyük bir tartışmaya kaynaklık etti.

Geride bıraktığımız üç gün içinde pek çok köşe yazarı Serdar Turgut'un önerisini değerlendirirken, çoğunluk görüşü Turgut'u eleştiren bir çizgide şekillendi. Buna karşılık, Türkiye'nin önde gelen internet haber sitelerinden Habertürk'ün düzenlediği ankette Turgut'un ‘‘teknokrat hükümeti’’ önerisine destekleyenler, karşı çıkanları geride bıraktı. Akşam gazetesinden Coşkun Kırca da Fransa’nın zamanında bu formülle kurtulduğunu söyledi.

Ertuğrul Özkök (Hürriyet)

Şimdi sıra ekonomiyi kurtarmakta

Serdar Turgut ve ben azınlıkta kaldık. Serdar, bu hükümetten umudunu kesti ve ekonomik krizi çözmek üzere bir ‘‘ara dönem hükümeti’’ kurulmasını önerdi. Ben ise ‘‘ara dönem hükümeti’’ istemedim, ama bu hükümet bu kafada giderse, Serdar haklı çıkacak diye yazdım. Hala da aynı şeyi söylüyorum. Madem demokrasiyi bu kadar seviyoruz, madem demokrasiyi bu kadar savunuyoruz, bunu ispatlamak kolay. Formülü şu: Tarihimizin bu en ağır ekonomik krizini demokratik yoldan çözmek... Bu eleştirilerin muhatabı artık Serdar ve ben değilim. Biz lafta da kalsa, demokrasi tutkusunu ateşledik. Şimdi sıra, bu tutkuyu, lafta kalmaktan çıkarıp herkese ispat etmekte. İspat edemeyenin de üç dakika o koltukta oturmadan kalkıp gitmesinde. Serdar ve ben hezimete uğradık, Türkiye demokrasisi kurtuldu. Şimdi sıra ekonomiyi kurtarmakta...

Oktay Ekşi (Hürriyet)

Bir demokratın kalemine yakışmıyor

Serdar Turgut, dönmüş dolaşmış, çözümü hiçbir demokratın ağzına ve kalemine yakışmayan bir formüle bağlamış. Açıkça söyliyelim: Demokratik sistemin kurallarından sapan her formül, bu memlekete yapılacak kötülüklerin en büyüğü olur. Merak edenin önünde Türkiye'nin 12 Mart 1971 müdahalesinden sonra, merhum Prof. Dr. Nihat Erim tarafından kurulan Teknokratlar Hükümeti deneyimi ve dersi duruyor.

Ferai Tınç (Hürriyet)

Bu konuyu Arjantin bile tartışmıyor

Arjantin, tarihinin en ağır ekonomik krizini yaşıyor, ama teknokrat hükümet formülünü tartışmıyor. Bırakalım bu demode çözümleri. Seçimimizİ yaptık biz. AB'ye aday ülkeyiz. Ara formüllerle politikacıları azad etmek yerine, izlemek ve hesap sormak daha doğru değil mi? Serdar Turgut gibi bir liberal, Ertuğrul Özkök gibi derininde demokrat ruh barındırdığına inandığım bir insan eğer ara formül arayışı içine girmişlerse bunun altında yatan neden, siyasete değil siyasilere güvensizliktir.

Derya Sazak (Milliyet)

Bunun nedeni Akdeniz tembelliği

‘‘Ara rejim sendromu’’na kapılan çevreler ne düşünürse düşünsün, AB adayı Türkiye'nin demokrasiden başka çıkışı yok. Çözüm demokraside! Kriz tırmanırsa seçime gidilir. Krizi elbette aşacağız. Ara rejimsiz, muhtırasız! Onca müdahaleden sonra demokrasinin uzlaşmaya dayalı rejim olduğu üzerinde anlaşmış olmalıyız. Sosyal patlama kaygısıyla ‘‘darbe tellallığı’’ yapılmasın. Ara rejim sendromuna kapılanlar, çözüm üretemeyen parlamentolar için tek yolun seçim olduğunu gözden kaçırıyor. Akdeniz tembeli olmayalım. Askere davetiye çıkarmayalım!

Güngör Uras (Milliyet)

Türkiye’ye 30 milyar dolar kaybettirir

Ezkaza teknokrat hükümeti kurulur, Türkiye erken seçime giderse, gitti ‘‘30 milyar dolar daha’’ demektir. Milli geliri 180 milyar dolara düşen Türkiye'de 30 milyar dolar kayıp demek, ülkenin ve de halkın varlığının altıda birini daha kaybetmesi demektir. Olması gereken, bu hükümetin ve bu kadroların, yeni bir siyasi bunalıma yol açmadan, dışarıya ve içeriye verdikleri sözün ve kağıtlara koydukları imzanın arkasında durarak ülkeyi soktukları çukurdan çıkarmalarıdır.

Nuray Mert (Radikal)

Demokrasi henüz lüks tüketim

Anlaşılan o ki, aslında bu ülkede demokratlığı kimseye bırakmayan birçokları da dahil olmak üzere, demokrasi çoğu kimse için tamamen ikna olunmuş bir politik çerçeve değil. Demokrasi, bizim için henüz lüks tüketim maddesi hükmünde. Öyle olduğu için, zaruret halinde terk edilmeleri önerilebiliyor. Bu da bir anlayış, ama üzerinde kara kara düşünmemiz gereken bir anlayış.

Coşkun Kırca (Akşam)

Bu formülle Fransa kurtuldu

Teknokrat hükümeti demek muhakkak demokratik olmayan usüllerle iktidara gelen hükümet demek değildir. Bunun ileri Batı demokrasilerinde de misalleri vardır. En önemli misal 1958'de Fransa'da General De Gaulle'ün iktidara gelişidir. De Gaulle, Cezayir'de çıkan bir büyük kriz sonucunda askerlerin iktidara gelmelerini önlemek için Cumhurbaşkanı Rene Coty tarafından Başbakan Pierre Pflimlin istifaya çağrıldıktan sonra başbakanlığı kabule davet edilmiştir. Meclis De Gaulle tarafından kurulan hükümete güvenoyu vermiştir. Bu suretle 1958 Anayasası'nın kabulü mümkün olmuş ve Fransa bir krizler ülkesi olmaktan kurtulmuştur.

Güngör Mengi (Sabah)

Pire için yorgan yakılmaz

Çare asla demokrasiyi askıya alan formüllerde aranmamalıdır. Ekonomik istikrar programını IMF desteğini alarak yürütürken başarısızlığın faturasını demokratik rejime çıkarmaya teşne bir aymazlık, Türkiye'nin en değerli aktifi olan uluslararası desteği de kaybettirebilir. Çok daha kolay çareleri işletemediği için demokrasiyi gözden çıkaran bir Türkiye yalnız rezil olmaz, yalnızlığa, yoksulluğa ve karanlık bir geleceğe de mahrum olur. ‘‘Teknokrat hükümeti’’ gibi ara rejim formülleri, pire için yorgan yakmaktır.

Gülay Göktürk (Sabah)

Duymak bile üzücü

Entelektüelin düzeyi, meseleleri hangi vadede görebildiği ile ölçülür. Entelektüel, sıradan bilinçten, sebep-sonuç ilişkilerini doğru kurmasıyla, bugüne tarihin bilgisi ve bilinciyle bakmasıyla; kısa vadede çözüm gibi görünen bazı formüllerin orta ya da uzun vadede çözdüğünden çok daha derin sorunlar üreteceğini bilmesiyle ayrılır. İşler sarpa sardığında, ‘‘bu memlekete bir diktatör lazım’’ diyen adamlar zaten kahvehanelerde bol miktarda var. Ama bu sözleri entelektüelden duymak üzücü oluyor.

Orhan Birgit (Cumhuriyet)

Tek kelimeyle hazin

Türkiye'de 20 yıl öncesinin ‘‘ara rejim’’ine dönme tartışmalarının başlamış olması, tek kelime ile ‘‘hazin’’dir. Bir teknokratlar kabinesi için olası Başbakan adayı, bu parlamentonun içinden saptanacak ve Cumhurbaşkanınca görevlendirilecektir. Hükümeti kurmakla görevlendirilen Başbakan adayı, daha sonra kendisine uzatılan listedeki teknokratların isimlerini, yeniden cumhurbaşkanına sunacak ve kurduğu hükümet için TBMM'den güvenoyu isteyecektir! Öyle bir hükümetin, hem de bu çağda oluşumunu adeta tribünlerden izlemiş bir parlamentodan güvenoyu alması mümkün müdür?
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!