FP: Yılmaz'ı destekleriz

Dünya Basın Konseyleri Birliği'nin İstanbul'daki 7'nci Uluslararası Kongresi ve 4'üncü Genel Kurulu'nun dün yapılan son toplantısına katılan Fazilet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan, Başbakan Mesut Yılmaz'a türban ve çeteler konusunda her türlü desteğe hazır olduklarını belirtti. Ceylan Inter Continental Otel'deki kahvaltılı toplantıda bir konuşma yapan Kutan, çıkışta gazetecilerin türban konusunda ANAP-FP diyalogu ile ilgili sorusu üzerine, FP Grup Başkan Vekillerinin, ANAP'lılara bir ziyarette bulunacaklarını söyledi. Kutan, ‘‘Sayın Mesut Yılmaz ‘Ben türban meselesini halledemiyorum, yetkim yok, çeteler konusunda etkin olarak mücadele edemiyorum, yetkim yok' diyor, dün basın toplantısında da açık olarak ifade ettim. Hangi yetkilere ihtiyacı var ise o yetkilerin temin edilmesi için biz FP olarak bütün gücümüzle destek vereceğiz’’ dedi.

YASALAR DEĞİŞTİRİLMELİ

Konuşmasında basın özgürlürlüğünü demokrasinin olmazsa olmazlarından gördüklerini belirten Kutan, ‘‘FP olarak teröre bulaşmadıkça ve şiddet eylemleri teşvik etmedikçe her türlü düşüncenin serbestçe ifade edilmesini istiyoruz’’ dedi. Kutan, Basın Kanunu, Terörle Mücadele Yasası ve Anayasa’daki düşünceyi suç sayan her hükmün karşısında olduklarını söyleyerek, gerekli değişikliklerin yapılmasını istediklerini belirtti. ‘‘Resmi iktidarların yasakladığı düşünceler, pekala doğru düşünceler olabilir’’ diyen Kutan, demokratik devletin vatandaşlarına resmi bir ideoloji dayatmaması gerektiğine inandıklarını söyledi. Kutan, toplantıdan ayrılırken yöneltilen, ‘Sizce Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin resmi idolojisi var mı?' sorusunu şöyle yanıtladı: ‘‘Gerçek anlamda, tam yüzde yüz olmasa bile elbette var. Devletin bazı kurumları bir dayatma içinde. Üniversitelerde konulan başörtü yasağı gibi. Bunun idelojiyle alakası yok, bu insan hakları ihlali.’’ Konuşmasında basını hükümetin emrinde vatandaşlara karşı bir silah olarak kullanmanın özgür basına ve demokratik anlayışa saygısızlık olduğunu söyleyen Kutan, ‘‘Basın haber iletmekle yükümlüdür, taraf tutmakla değil. Hele hele taraflardan birini yok etmeye kendini adamış, bütün haberlerini ve manşetlerini buna göre ayarlamış bir basın, demokrasiden söz ederken nasıl inandırıcı olabilir?’’ dedi.