Fatih'in çokuluslu başkenti

Güncelleme Tarihi:

Fatihin çokuluslu başkenti
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 31, 2000 00:00

Haberin Devamı

Prof. Dr. İlber Ortaylı Amme İdaresi Dergisi'nin 2 Haziran 1977 tarihli sayısında, İstanbul'un tarih içindeki nüfus yapısını anlatıyor. Fatih İstanbul'u aldıktan sonra buraya her yerden cemaatler yerleştirerek bir imparatorluk başkenti haline getirdi.

İstanbul'a fetihten hemen sonra İslam nüfusun yanı sıra, gayrimüslim nüfus grupları da getirilmiştir. Örneğin 1455'de getirilen İslam grupların yanında, aynı yıl kente ilk Yahudi cemaati yerleştirilmişti (Bahçekapı-Eminönü arası). II. Mehmed Ermenileri de Sulumanastır ve Samatya'ya getirtti. Hükümdar ilk olarak 1454'de Ortodoks-Rum patrikliğine Gennadios'u atandı. 1461'de bir Ermeni patriği ve hahambaşı da atanıyordu. İskan devam etti. Bununla beraber 16. yüzyılda bu iskan faaliyeti yavaş yavaş sona erecektir. Çünkü kentin nüfusu artık hadden aşırı bir düzeye çıkmıştı.

Tabiatiyle, Rum, Yahudi, Ermeniler şehrin çevre semtlerine yerleştirildi. Latinler Galata'da bırakıldılar. Esasen sürgünle gelen her grup, cemaatler halinde yerleştirilmekteydi (Bu özellik Müslüman nüfus için de söz konusudur. Müslümanlar cemaat halinde getirildiler. Her cemaat bir mahalle teşkil ediyordu). Galata'daki durumun da buna paralel olduğu görülür.

Azınlıklar 6 grup

İstanbul'daki azınlık nüfus resmen altı gruba ayrılmıştı. Bu azınlıkların cemaat örgütü kadar, yerleşme kalıplarını da belirlemektedir. Prof. İnalcık bu altı grubu şöyle sıralıyor:

1) Rum, 2)Ermeni, 3) Yahudi, 4) Galata Frenkleri, 5) Karaimler (Karay Yahudileri), 6) Galata Rumları.

Galata Frenkleri ve Rumları bu ayırımdan da anlaşılacağı üzere İstanbul'da değil Galata'da idi. Rum, Ermeni ve Yahudi cemaat örgütleri resmen tanınmış ve onaylanmış imtiyazlara sahipti. 16. yüzyılda bütün azınlık cemaatler, mahalle ve örgütleri bakımından artık İstanbul'un tipik görünümü içinde yerlerini almışlardı. Bu mahalleler belirtildiği üzere bütün geleneksel kentlerdeki gibi kentin cidarında yer alıyorlardı.

Nerede oturuyorlardı?

Doğudan batıya şehrin çevresini dolaşarak inceleyelim. Buna göre; başlangıçta Bahçekapı civarında İtalyanlar vardı. 15. asırdan sonra bütün yabancılar Galata tarafında toplanmıştı. Kefe'nin zaptından sonra Karaim cemaati Hasköy'e yerleştirildi. Yahudiler bugünkü Eminönü civarında idi. 17. asırda bir yangından sonra burada oturmalarına izin verilmedi. Valide Turhan Sultan burada cami yaptırdığından (Yeni Cami) Yahudilerin tümü Balat'a nakledildi.

Fetihden sonra kendilerine makam olarak Pammakaristos Kilisesi’ni seçen Rum patrikleri de bir zaman sonra Fener semtinde yerleştiler (16. asır). Fener'den batıya gittiğimizde Balat'a geliriz. Burası temelde bir Yahudi semti olmakla beraber Rumlar da yaşıyordu.

Yahudiler karşı sahilde Hasköy'de de yerleşmişti. 16. yüzyılda Yahudi nüfus 36.000 kadardı.

Şehrin batı yakasında surların dibinde Sulukule'de, Çingeneler ve Ermeniler vardı. Gene Türkçe konuşan ve ibadet eden Karaman Rumları da Narlıkapı ve Yedikule arasındaydılar. Sulumanastır'da ise Ermeniler bulunmaktaydı.

Bundan sonra Marmara sahilinde bulunan Samatya gelir. Bu semt Ermeni nüfusunun yoğun olarak yaşadığı semttir.

Ermeni nüfusu büyük olasılıkla 1453'ten sonra Rumlara karşı bir denge öğesi olarak geniş ölçüde yerleştirilmiş ve Rum Patriğinden sonra, 1561'de Bursa piskoposu Hovagim, Ermeni Patriği olarak atanmıştı.

CEMAATLER HANE YÜZDE

Müslim 8951 60

Rum 3151 21.5

Yahudi 1647 11

Ermeni 372 2.6

Kefeli Latin ve Karaim 267 2

Karaman Ermeni ve Rumu 384 2.7

Çingene 31 0.2

TOPLAM 14803 100

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!