Eritilmiş naylonla işkence yapmışlar

Güncelleme Tarihi:

Eritilmiş naylonla işkence yapmışlar
Oluşturulma Tarihi: Şubat 17, 2000 00:00

Haberin Devamı

Hizbullah'ın vahşi işkence yöntemleri yakalanan teröristlerin itiraflarıyla gün ışığına çıkıyor. Tetikçi İdris Hasar, bir imamın vücuduna eritilmiş naylon damlatılarak öldürüldüğünü, iffetsiz kızların yüzüne de jilet atıldığını anlattı.

HİZBULLAH'ın kurbanlarına uyguladığı işkence yöntemleri, örgüt mensuplarının itiraflarıyla ortaya çıkıyor. Diyarbakır'da 7 kişinin öldürülmesi, 10'u aşkın kişinin satırla yaralanması eylemlerine katılan Hizbullah tetikçisi İdris Hasar, örgütten ayrılan imam Sabahattin Turan'ın vücuduna eritilmiş naylon damlatılarak işkence ile öldürüldüğünü, cesedinin de Dicle Nehri'ne atıldığını söyledi.

SATIR EĞİTİMİ İdris Hasar, din düşmanları olarak gösterilen kişilere yönelik satırlı eylem yapılması için örgütten talimat aldığını, eylemin gerçekleştirilmesi için önce satır taşınması ve kullanılması yönünde eğitim aldığını da söyledi. Hasar, ‘‘Ara sıra Mustafa kod adlı Hasan Gürbüz ile çarşıda geziyorduk. Gezerken yanımıza satırları alıyorduk. Satırları nasıl taşımamız gerektiği gösteriyordu. İleride bizim de aynı şekilde din düşmanlarına karşı eylemimiz olacağını, bu yüzden çok dikkatli olmamız gerektiğini söylüyordu. Gürbüz'le çarşıda bir süre satırla dolaştık’’ dedi.

KIZLARI JİLETLİYORDUK Hizbullah tetikçisi, 'Din düşmanı' olarak gösterilen birçok kişiyi satırladıklarını, kız öğrencilerin ise iz bırakması için yüzlerini jiletlediklerini anlatarak, talimat üzerine Silvan'a gidip cinayet işlediklerini söyledi. Hasar şöyle konuştu: ‘‘Sorumlumuz olan Ubeydullah kod adlı Ümit, dine hizmet ederken gerekirse savaş dahi yapılabileceğini, bu uğurda şehit olmaya hazır olmamız gerektiğini, bu nedenle herkeste hazır birer satır bulunmasını istedi. Bir süre sonra din düşmanı kafirlere karşı cihat yapılacağını, cihat sırasında silah kullanacağımızı belirtip, belinden çıkardığı silahı bana verdi. Askeri alanda faaliyet göstermeye başladıktan sonra 'din düşmanı' diye kim olduklarını bilmeden birçok kişiyi öldürdük. Okullarda ise PKK'lıları etkisiz hale getirme amacıyla bir çok erkek öğrenciyi satırla yaraladık. İffetsiz hareketlerde bulunan kız öğrencilerin yüzlerine ise jilet atılıyordu.’’

İMAMA NAYLONLU İŞKENCE Hasar, imam olarak görev yapan Sabahattin Turan adlı eski örgüt üyesinin naylonlu işkence ile vahşi şekilde öldürüldüğünü de şöyle anlattı:

‘‘Sabahattin Turan ile imam hatip okulundan tanışıyorduk. Kendisinin benim gibi Hizbullah mensubu olduğunu biliyordum. Ubeydullah kod adlı Ümit, benim daha önceden tanıdığım Sabahattin Turan'ın yerini mutlaka öğrenmemi istedi. Turan'ın Hazro'ya bağlı Bayırdüzü Köyü'nün bir mezrasında gönüllü imamlık yaptığını, ancak kendisinin Diyarbakır'da bir akrabasının evinde kaldığını söyledim. 10 gün sonra Ümit, bana Dicle köprüsünde buluşma teklifi yaptı. Buluşma yerine bir otomobil geldi. Üç Hizbullah mensubu araçtan Turan'ı çıkardılar. Önce sağ olduğunu zannettim, ancak yanına yaklaşınca öldürüldüğünü farkettim. Kendisi giyinikti. Gördüğüm kadarıyla vücudunun bazı kısımlarında naylon yanık izleri vardı. Yanlarında getirdikleri beyaz torbayı cesedin kafasına geçirip nehir kenarına attılar.’’

Hizbulvahşiler linç edilecekti

VAN'da pazartesi günü güvenlik güçleriyle girdikleri çatışmada yakalanan İsmail Balka ve Gürsel Aldemir'e, 2 ay önce öldürdükleri MHP Merkez İlçe Başkan Yardımcısı Sülhattin Kızıltaş'ı öldürdükleri yerde tatkibat yaptırıldı. Kar başlığı giydirilen 2 terörist, cinayetin işlendiği Kızıltaş'ın İstasyon mahallesindeki evinin önüne getirildiklerinde gergin anlar yaşandı, MHP'li başkanın yakınları teröristleri linç etmek istedi.

İsmail Balka, yaralı olduğu için tatbikat yerine sedyede getirildi. Balka ile Gürsel Aldemir, kent merkezinde gerçekleştirdikleri cinayetleri ve kaçırdıkları kişileri nasıl sorguladıklarını soğukkanlılıkla anlattı. Tatbikat sırasında Kızıltaş'ın annesi Necibe, eşi Naime ve kızı Ayşe Kızıltaş ile diğer yakınları, Hizbullahçı teröristleri linç etmek istedi. Güvenlik güçleri araya girerek teröristleri hızla olay yerinden uzaklaştırarak linci önledi.

Balka ve Aldemir, daha sonra geçen pazartesi günü sabaha karşı operasyon düzenlenen örgüt evinin bulunduğu Vali Mithatbey Mahallesi ile Edremit İlçesinin Elmalı Köyü'ndeki çiftlik evine götürüldü. Teröristler, örgüte ihanet eden militanların çatışmanın yaşandığı üç katlı evde sorgulandığını açıkladı. Teröristler, bodrumdaki sığınakta da cezaya çarptırılan militanları işkence yaparak öldürdüklerini itiraf ettiler.

Van'da yakalanan Hizbullah militanlarından Cömert Yorgun'a da Özgür Gündem Gazetesi muhabiri Orhan Karaağar'ın 19 Ocak 1993'te öldürüldüğü Cevdet Paşa Mahallesi 2 Nisan Caddesi'nde tatbikat yaptırıldı. Yorgun, bıçakla işlediği cinayeti tüm ayrıntılarıyla anlattı.

Van'da bir erkek cesedi bulundu

VAN'da Hizbullahçı teröristlerin ifadeleri ve yer göstermeleri sonucu 2 yerde yapılan kazılarda bir erkek cesedi ile kemik parçaları çıkarıldı. Van'da 1992 yılından bu yana 8 cinayet işledikleri belirlenen Hizbullah terör örgütünün İstanbul'da yakalanıp Van'a getirilen Bilal Yarar ve Cömert Yorgun'un yer göstermeleri sonucu, Bostaniçi Beldesi ve İstasyon Mahallesi'nde kepçelerle önceki gün kazı çalışmaları başlatıldı. Kazıda, toprağın 2 metre derinliğinde 25 yaşlarında bir erkek cesedi bulundu. Cesedin, Hizbullah'ın boğarak katlettiği 100. Yıl Üniversitesi öğrencisi Tayfur Tokpınar'a ait olduğu sanılıyor.

İstasyon Mahallesi’nde 3 yıl önce ortadan kaybolan imam Tahir Çakır'ın cesedi arandı. Arazide kemik parçaları bulundu. Araştırma sürüyor. VAN / DHA

Adana'daki ev bilgi işlem merkeziymiş

ADANA'da önceki gün tespit edilen bahçe içindeki 2 katlı hücreevinin Hizbullahçı teröristler tarafından bilgi işlem merkezi ve sorgu evi olarak kullanıldığı ortaya çıktı.

Hizbullah'ın üst düzey yöneticilerinden Hüseyin Atasoy'a ait olduğu belirlenen hücreevindeki bilgisayarların 2 ay önce, diğer eşyanın da 10 gün önce türbanlı, montlu 2 çocuklu bir kadın tarafından bir kamyona yüklenip götürüldüğü belirlendi. Polis, evdeki sorgu kasetleri ile bilgisayarların nereye götürüldüğünü belirlemek için çalışmalarını sürdürüyor.

Mahfessığmaz Mahallesi'ndeki hücre evindeki kazıda ceset bulunamadı. Mutfaktaki buzdolabının, kaçırılanların sorgulandığı sığınağı gizlediği anlaşıldı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!