Ergün'den "TÜBİTAK'ta fişleme" açıklaması

Güncelleme Tarihi:

Ergünden TÜBİTAKta fişleme açıklaması
Oluşturulma Tarihi: Ocak 31, 2012 16:20

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, TÜBİTAK'ta çalışanlara yönelik fişleme yapıldığı iddialarını değerlendirirken, “Türkiye bunlardan kurtuluyor. Eminim, Türkiye'nin yakın geleceğinde artık hiç kimse birini fişlemeyi ve onunla ilgili bir şantaj yapmayı, onu şu veya bu amaçla tehdit etmeyi aklından bile geçiremeyecek” dedi.

Haberin Devamı

Ergün, TBMM'de, gazetecilerin, “TÜBİTAK'ta çalışanlara fişleme yapıldığına” dair iddialara ilişkin sorularını yanıtladı.

“Yeni bir olay değil” ifadesini kullanan Bakan Ergün, “Bunlar Türkiye'nin son yıllarda kurumlarında var olan bir takım sorunların açığa çıktığını ve hemen hemen büyük bir bölümünün yargılandığını biliyoruz. TÜBİTAK içerisinde de bazı kişiler personeli fişleyerek, hangi özelliklere sahip olduğunu, hangi amaçlar kullanılabileceğini, onlara ne tür şantajlar, tehditler yapabileceklerini bilgi olarak topladıklarını, bu yaptıklarının da yanlarına kar kalmadığını, yargı konusu olduğunu, yargılamanın devam ettiğini biliyoruz” diye konuştu.

Türkiye'de birçok kurumun içerisinde bu tür olaylar olduğuna dikkati çeken Ergün, bu olayların önemli bölümünün de bugün yargı konusu olduğunu söyledi.
Olayın faillerinin yargılanmasının sürdüğünü, bu nedenle çok fazla bir şey söylemeyeceğini belirten Ergün, şöyle devam etti:
“Türkiye bunlardan kurtuluyor. Eminim, Türkiye'nin yakın geleceğinde artık hiç kimse birini fişlemeyi ve onunla ilgili bir şantaj yapmayı, onu şu veya bu amaçla tehdit etmeyi aklından bile geçiremeyecek. Bu yöntemle, anti-demokratik yollarla hükümetleri devirmeyi, hükümetleri devirmek için medyayla, askerle, bir takım bürokratik mekanizmalarla, suç örgütleriyle işbirliği yapmayı aklından bile geçiremeyecek. Türkiye, o istikamete doğru ilerliyor. Eğer bir gün birinin aklına böyle bir şey gelirse 'anti-demokratik yollarla hükümetleri devireyim' diye veya 'insanları fişleyeyim' diye. Eminim o gün o kişi, 'benim aklımdan zorum mu var' diye kendisine soracaktır. Buna tevessül etmeyecektir.

Memnuniyet verici tarafı şu ki artık bunlar yapanın yanına kar kalmayan işlerdir ama geçmişte bu işlerden çok insan mağdur oldu, çok insan zarar gördü. Eminim bu yargılama süreçleri, zarar gören insanların da bir ölçüde adalet duygularını güçlendirecek, onların vicdanlarını rahatlatacaktır. Belki bir takım kayıpları olduysa, bu tip işlerden dolayı o kayıplarının da telafisi belki mümkün olabilecektir.”

“Virüs barındıran bilgiler”

Ergün, bir gazetecinin, “Ne zaman ortaya çıkarıldı? 'Yeni bir olay değil' dediniz?” sorusunu yanıtlarken, “Şu anda bu konu 'askeri casusluk davası' ile ilgili yargılama konusudur. O kişilerden bir kısmı bu askeri casusluk davasında sanık durumundadır ve tutuklu olarak yargılananlar da var bunların içerisinde. Bu mesele yargıda devam ediyor. Bu davanın bir askeri casusluk davası olarak devam ettiğini biliyoruz” yanıtını verdi.

Bir başka gazetecinin, “Sayın Bakanım, 'kayıpların telafisi mümkün olacak' dediniz. Nasıl olacak bu?” sorusu üzerine Bakan Nihat Ergün, “Sadece bu işle ilgili söylemiyorum. Eğer geçmişten bu yana fişlemelerden zarar gören insanlar olmuşsa, o fişlemeler dolayısıyla haklarında bir takım hukuksuz teşebbüslerde bulunulmuşsa -TÜBİTAK ile ilgili söylemiyorum, başka kurumlar da olabilir- bu kişiler şüphesiz bu yargılamaların sonunda şüphesiz haklarını da arayabileceklerdir. Hak iddiasında bulunurlarsa bu hakları bir şekilde kendilerine iade edilebilecektir” şeklinde konuştu.

“TÜBİTAK son zamanlarda çipli pasaport için Ar-Ge çalışması yapıyordu ancak ihale TÜBİTAK'a verilmedi. Uluslararası kamuoyunda Fransız şirket ile ilgili eleştiriler var, 'yetersiz kaldığı' yönünde. Nasıl değerlendirdiniz?” sorusunu şöyle yanıtladı:
“Bilgilerin, istifade edilebilir bilgi olması için birkaç özelliği birden taşıması lazım. Bilginin, doğru, tam ve temiz olması lazım. O zaman o bilgiden istifade edilir. Bu bilgilerin hepsi doğru değil, hepsi tam değil. Bir kısmı da içinde virüs barındıran bilgiler, temiz değil. Onun için bu bilgileri temiz hale getirmek gerekir. Bir kere TÜBİTAK böyle bir ihaleye girmedi. Yani TÜBİTAK böyle ihaleye girip de ihaleyi alamamış, TÜBİTAK'a verilmemiş bilgisi son derecen yanlış bir bilgi.
TÜBİTAK, şunu yaptı: Darphane'nin çipli pasaport ihalesiyle ilgili şartnamesi hazırlanırken, güvenli bir çip ve yazılım için hangi şartların gerektiğini o şartnameye koyarken darphaneye yardımcı oldu. O şartnamenin hazırlanmasında. Şartnameye TÜBİTAK'ın çipte ve yazılma olması gerektiğini belirttiği özellikler konuldu. Firma, bu özellikleri karşıladı mı karşılamadı mı, bunu ihaleyi yapan taraf ortaya koyacaktır. Eğer çipli pasaportlarda bir güvenlik zafiyeti varsa bu ancak o kurum tarafından bilinebilir.

Güvenlik zafiyetinin oluşup oluşmadığını biz bilmiyoruz. Bize de böyle bir şikayet gelmedi şimdiye kadar. Eğer güvenlik zafiyeti olup olmadığıyla ilgili TÜBİTAK'a araştırma konusu olarak gelirse, biz birçok konuda olduğu gibi TÜBİTAK olarak bu çiplerin bir güvenlik zafiyeti taşıyıp taşıyamadığını da araştırırız.”

“Sağduyulu Fransız senatörler...”

Ergün, “Fransa'da yeni aşamaya gelindi. Yeterli imza toplandı, Anayasa Konseyine başvuru için. Nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusunu, “70'den fazla
senatörün imza verdiği haberi ulaştı. İyi bir gelişme. Fransız Senatosunda tartışmalar sırasında bu kanun teklifinin Anayasa'ya ne kadar aykırı bir teklif olduğu Anayasa Komisyonu ve Başkanı tarafından da ve diğer senatörler tarafından da dile getirilmişti” şeklinde yanıtladı.

Söz konusu yasanın, düşünceyi açıklama özgürlüğü açısından son derece sakıncalı olduğunun dile getirildiğini anımsatan Bakan Ergün, şöyle konuştu:
“Ben şahsen Anayasa Konseyi'nin bu konuyla ilgili Fransız Anasayası'nın garanti altına aldığı hak ve özgürlükleri gözeten bir karar vereceğine inanıyorum. Bu siyasi bir atraksiyon zaten. Bu siyasi atraksiyonun anayasal süreçlerde ortadan kalkacağını düşünüyorum. İyi bir gelişme oldu. Fransız senatosunda sağduyulu, hak ve özgürlüklerden yana, tarihin senatolarda yazılamayacağını düşünen ve tarih üzerinden bu tür siyasi sonuçlar elde etmenin yanlış olduğunu düşünen, aklı selim Fransız senatörlerinin de var olduğunu gördük. Umarım iyi bir sonuç alırlar.”

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!