Erdoğan Tekirdağ'da konuştu
Güncelleme Tarihi:
A.A
Oluşturulma Tarihi: Mart 16, 2009 18:08
AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Bu ülkeyi dünyanın ilk 10 büyük ekonomisi arasında görmek istiyoruz. 1 trilyon dolar GSYİH istiyoruz. 500 milyar dolar ihracat istiyoruz. İnşallah bunu da başaracağız” dedi.
Erdoğan, Tekirdağ'da partisinin Cengiz Topel Meydanında düzenlediği mitingde yaptığı konuşmada, Tekirdağ'ın yıllar boyunca en fazla vergi ödeyen iller arasında ilk onda yer almasına rağmen, yatırımlar noktasında 50'nci, 60'ncı sıralara ötelendiğini anlattı. Kamu yatırımlarından yararlanma sıralamasında Tekirdağ'ın 30'uncu sıraya yükseldiğini ifade eden Erdoğan, sanayi, turizm ve kültür şehri Tekirdağ'ı her bakımdan desteklediklerini söyledi.
Tekirdağ'ı da bir marka şehir yapmanın, bir dünya kenti yapmanın mücadelesini verdiklerini ifade eden Erdoğan, “Çünkü biz büyük düşünüyoruz. Biz 81 vilayetimizle birlikte, Türkiye olarak büyük düşünüyoruz” dedi.
Gücü tarihten, medeniyetten, kültürden aldıklarını belirten Erdoğan, “Bu ülkenin fertlerine, şehirlerine bunun için küçük düşünmek yakışmaz. Bu millet tarih boyunca zalimlerin karşısına dikilmiş, mazlumların yanında yer almış” diye konuştu.
Şu anda 46. mitingini yaptığını ifade eden Erdoğan, “Tekirdağ bugün buradan bir şey söylüyor. Ne diyor, ak, ak, ak” dedi.
Başbakan Erdoğan, bazılarının afra tafra yaptığını vurgulayarak, şunları söyledi:
“Aman yarabbim, gururdan yanından geçilmez. Ben bugün burada gerçekleri konuşacağım. Hakaret, makaret, bu işler benim kitabımda yok. Ben hakaretle uğraşmam, ama yanlışlarını söylerim. Yanlışlarını söyleyeceğim ki milletim bilsin. Ama benden Sayın Baykal'a, Sayın Bahçeli'ye hakaret duymayacaksınız. Sadece gerçekleri söyleyeceğim ki bunu milletim bilsin. Kardeşlerim, ne olacak? Bugün varız, yarın yokuz. Sonunda gideceğimiz yer neresi? Kara toprak değil mi? Oraya bizi gömmeyecekler mi? Benim boyum 1.85. Benimki biraz daha büyük olur. Bayramdan bayrama hatırlarlarsa öp de başına koy. Hoca efendi ne der? Cumhurbaşkanı, başbakan, bakan, milletvekili, belediye başkanı niyetine demez. 'Er kişi, hatun kişi niyetine' der, oraya gömer. Kefenin boyu da aynı, değişen bir şey yok. Öyleyse bu kibir niye, bu gurur niye? İnsanlara böyle tepeden bakılır mı? Tevazuda toprak gibi olacaksın toprak. Mesele bu.
İşte ben Tekirdağ'dan bunu seslenmek istiyorum. 6.5 yılda Türkiye'yi nereden aldık, nereye getirdik. Biz ülkemizi 780 bin kilometrekareyle düşünen, milletimizi 71.5 milyonu ayırt etmeden düşünen bir anlayışın temsilcileriyiz. Bizde ayrımcılık, ayrı gayrı yok. Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Boşnakıyla biz biriz ve beraberiz. Yunus'un diliyle 'Yaratılanı yaratandan ötürü severiz' anlayışımız bu. Mesele bu. Aslolan bu.”
“DÜN BAŞBAKANLIKTA 6. YILIMI DOLDURDUM”
Başbakan Erdoğan, hükümeti DSP, MHP, ANAP iktidarından aldıklarını, şu anda o iktidardan siyasette olanın sadece MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli olduğunu belirterek, “Bak hepsi gitti, değil mi? GSYİH biz aldığımızda ne kadardı biliyor musunuz? 230 milyar dolar. Yani 79 senede 230 milyar dolara ulaşmışız. Dün Başbakanlıkta ben altıncı yılımı doldurdum. Yaklaşık AK Parti olarak da 6.5 yıldır iktidardayız” dedi.
Mitinge katılanların “Kıskananlar çatlasın” tezahüratları üzerine de Erdoğan, “'Çatlamasın, çatlamasın. İnşallah onları da bu çatının altına alalım” diye konuştu.
Erdoğan, 79 senedeki 230 milyar doların üzerine 6.5 yılda 520 milyar dolar ilave ettiklerini belirterek, şöyle devam etti:
“Sayın Bahçeli ne diyor? '750 milyar oldu da senin cebine ne girdi' diyor? Böyle şey olur mu? Sayın Bahçeli, senin kılavuzun kim, Allah aşkına. Bu kılavuzu değiştir, yanlış kılavuz seçmişsin kendine. Ekonomi denilen bir şey var. Bir ekonominin büyüklüğü GSYİH ile ölçülür. Güçlü devlet olmak onunla ölçülür. Herhalde bunları bilmen lazım. 'Borç, borç, borç' diyorlar. Biz göreve geldiğimizde GSYİH'ya göre 100 liranın 64 lirası borçtu. Yani yüzde 64. Şimdi ne biliyor musunuz? Yüzde 25. Bak nereden nereye düştü. Bu hesap bununla yapılır. Şimdi diyor ki 'Borçlandılar' hayır bizim borcumuz azalıyor, ama Türkiye'nin GSYİH'sı büyüyor, buna bak. Onun için atalarımız ne demiş, 'Borç yiğidin kamçısıdır' demiş. Ne demek yiğit? Gelirin, gücün iyiyse borç önemli değil demek.
Eğer Sayın Bahçeli'nin, Sayın Baykal'ın söylediğine bakarsak dünyanın en borçlu ülkesi Amerika. 9 trilyon dolar borcu var Amerika'nın. Ama kimse ona
diyebiliyor mu 'Sen borçlusun' diye. Niye? En güçlü ülke. Onun GSYİH'si devasa da onun için. 'Hiç önemli değil' diyor. Hesabı kitabı millete iyi anlatalım, milleti aldatmayalım, dürüst davranalım. Yüzde kaç faiz vardı Sayın Bahçeli'nin döneminde? Yüzde 63. Devletin borçlanma faizi. Bana desin ki 'doğru konuşmuyorsun.' Şimdi 13-14. Aradaki farka bak, yüzde 50. Kimin cebinden çıkıyordu bu faiz? Benim milletimin cebinden çıkıyordu... Şimdi bu cebinde kalıyor benim vatandaşımın, cebinde. İşte bizim yaptığımız olumlu hareket bu.”
Başbakan Erdoğan, enflasyonun yüzde 30'dan yüzde 7.7'ye gerilediğini ifade ederek, enflasyon canavarının daha önce Ayşe bacının, Fatma bacının cebindeki parayı erittiğini anlattı. Erdoğan, “Biz bunu yaptık. Konuşsana bunu niye konuşmuyorsun, konuş. Dürüst davranalım, dürüst. Merkez Bankası'nın (MB) hatırlayın o gecelik faizlerini. Bir gecede yüzde 7 bin 500. Kim ödedi bunu? Benim halkım ödedi. Şimdi 11.5” dedi.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın da Bahçeli'nin de “Diyor ki IMF, IMF, IMF” diyerek verip veriştirdiklerini ifade eden Erdoğan, Bahçeli'nin hükümeti kendilerine devrettiğinde Türkiye'nin IMF'ye borcunun 23.5 milyar dolar olduğunu, bunun şimdi 8 milyar dolara gerilediğini söyledi. Erdoğan, “23.5 milyar dolar nire, 8.5 milyar dolar nire. Buraya düşürdük. Peki, MB'de ne vardı? MB'nin içi boşalmıştı. 26.5 milyar dolar vardı. Şimdi 67 milyar dolar var. Nereden nereye? Eğer bu yolsuzluğun hortumları kesilmeseydi bu borçlar ödenir, MB'nin parası böyle artar mıydı? Bu yatırımlar, duble yollar, okullar, hastaneler yapılabilir miydi, enerji hatları çekilebilir miydi?” diye konuştu.
DÜNYANIN İLK 10 BÜYÜK EKONOMİSİ
Türkiye'nin ihracatının 36 milyar dolardan 132 milyar dolara geldiğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Hiç şahit olmadığımız olayları bize yaşattılar, ama biz bunu hamdolsun tersine çevirdik. Bugün Türkiye dünyanın en büyük 26. ekonomisiyken bizim dönemimizde 17. sıraya çıktı. Avrupa'nın 6. büyük ekonomisi olduk, hamdolsun. Bazı köşe yazarları diyor ki 'Başbakan, hamdolsundan başka bir şey bilmiyor' Ben de o köşe yazarlarına diyorum ki 'Hamdolsun, böyle yazarlar oldukça hamdolsun' Bundan daha güzel ne olabilir?
Bak, müteahhitlikte dünyada neredeyiz biliyor musunuz? Üçüncü sıradayız. Çin'den, Amerika'dan sonra üçüncü sırada Türk müteahhitlik firmaları. Bunlar durup dururken mi oldu? Dünyayı fellik fellik dolaşarak oldu. Devlet başkanlarıyla, hükümet başkanlarıyla görüşerek oldu. Oralarda Türk müteahhitleri işler aldılar, hamdolsun büyük bir gayretle yürüyorlar. Bütçe açığını düşürdük, borç yükünü azalttık. AB kriterlerini hamdolsun karşılamaya başladık ve bütün bunlarla beraber popülizme tevessül etmedik. Rehavet içinde olmadık, asla şımarmadık. Başarılarımız bizi motive etti. Ulaştığımız seviyeler bizi mutlu etti. Bu milleti, bu ülkeyi inşallah çok daha iyi seviyelere getireceğiz. Azimle, kararlılıkla, istikrar içinde geleceğe doğru emin adımlarla ilerliyoruz. Bu ülkeyi dünyanın ilk 10 büyük ekonomisi arasında görmek istiyoruz. İnşallah bunu da başaracağız. 1 trilyon dolar GSYİH istiyoruz. İnşallah bunu da başaracağız. 500 milyar dolar ihracat istiyoruz. İnşallah bunu da başaracağız.”
“16 BANKAYI FONA DEVRETTİNİZ”
Başbakan Erdoğan, bugünlerde tüm dünyada şiddetli bir küresel krizin etkili olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
“Ben dedim ki 'Bu bizi teğet geçecek' Sayın Baykal, 'Ne teğeti' dedi. Bir diğeri aynı şekilde bunu kullandı. Dünyanın tüm ülkeleri bu krizden az ya da çok etkileniyor. Tüm dünyada borsalar iniyor, işsizlik artıyor, büyüme geriye doğru gidiyor, bankalar, finans, sigorta şirketleri tek tek iflas ediyor, el değiştiriyor. Bu küresel dalgaya, şoka rağmen Sayın Baykal, Sayın Bahçeli, Türkiye'de şu ana kadar bir banka battı mı? Sayın Bahçeli iktidarın döneminde 16 bankayı fona devrettiniz, fona. O zamanın rakamıyla 40 milyar dolara faiziyle beraber mal ettiniz. Bu parayı benim vatandaşım ödedi. Ama hamdolsun Türkiye güçlü ekonomisiyle sapasağlam ayakta duruyor, durmaya da devam edecek.
Dikkat edin CHP, MHP ve onların yandaş medyası bu krizi kendileri için bir fırsata çevirmenin gayreti içindeler. Kusura bakmayın. Biz tüyü bitmemiş yetimin hakkını yedirtmeyeceğiz. Ne yiyeceğiz, ne yedirteceğiz. Krizi istismar ederek, kriz üzerinden oy devşirmenin, rant sağlamanın gayreti içerisinde olanlar, bunu bulamayacaklar. Moralleri bozarak, karamsarlık pompalayarak milletten oy alacaklarını zannediyorlar. CHP'si, MHP'si, onların yandaş medyası hiçbir zaman bu ülkenin sevinciyle sevinemedi. Türkiye'nin şu son 6.5 yılda elde ettiği başarılar milletimizi sevindirdi, ama bunları sevindiremedi. Şimdi de kriz üzerinden kendilerine fırsat devşirmenin gayreti içerisindeler. Siz bunların zaten dönemini de çok iyi biliyorsunuz. Siz bunların çıkardıkları o krizleri çok iyi biliyorsunuz. Bu ülkeyi nasıl üç kuruşa muhtaç ettiklerini çok iyi biliyorsunuz.”
Tekirdağ'ı da bir marka şehir yapmanın, bir dünya kenti yapmanın mücadelesini verdiklerini ifade eden Erdoğan, “Çünkü biz büyük düşünüyoruz. Biz 81 vilayetimizle birlikte, Türkiye olarak büyük düşünüyoruz” dedi.
Gücü tarihten, medeniyetten, kültürden aldıklarını belirten Erdoğan, “Bu ülkenin fertlerine, şehirlerine bunun için küçük düşünmek yakışmaz. Bu millet tarih boyunca zalimlerin karşısına dikilmiş, mazlumların yanında yer almış” diye konuştu.
Şu anda 46. mitingini yaptığını ifade eden Erdoğan, “Tekirdağ bugün buradan bir şey söylüyor. Ne diyor, ak, ak, ak” dedi.
Başbakan Erdoğan, bazılarının afra tafra yaptığını vurgulayarak, şunları söyledi:
“Aman yarabbim, gururdan yanından geçilmez. Ben bugün burada gerçekleri konuşacağım. Hakaret, makaret, bu işler benim kitabımda yok. Ben hakaretle uğraşmam, ama yanlışlarını söylerim. Yanlışlarını söyleyeceğim ki milletim bilsin. Ama benden Sayın Baykal'a, Sayın Bahçeli'ye hakaret duymayacaksınız. Sadece gerçekleri söyleyeceğim ki bunu milletim bilsin. Kardeşlerim, ne olacak? Bugün varız, yarın yokuz. Sonunda gideceğimiz yer neresi? Kara toprak değil mi? Oraya bizi gömmeyecekler mi? Benim boyum 1.85. Benimki biraz daha büyük olur. Bayramdan bayrama hatırlarlarsa öp de başına koy. Hoca efendi ne der? Cumhurbaşkanı, başbakan, bakan, milletvekili, belediye başkanı niyetine demez. 'Er kişi, hatun kişi niyetine' der, oraya gömer. Kefenin boyu da aynı, değişen bir şey yok. Öyleyse bu kibir niye, bu gurur niye? İnsanlara böyle tepeden bakılır mı? Tevazuda toprak gibi olacaksın toprak. Mesele bu.
İşte ben Tekirdağ'dan bunu seslenmek istiyorum. 6.5 yılda Türkiye'yi nereden aldık, nereye getirdik. Biz ülkemizi 780 bin kilometrekareyle düşünen, milletimizi 71.5 milyonu ayırt etmeden düşünen bir anlayışın temsilcileriyiz. Bizde ayrımcılık, ayrı gayrı yok. Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Boşnakıyla biz biriz ve beraberiz. Yunus'un diliyle 'Yaratılanı yaratandan ötürü severiz' anlayışımız bu. Mesele bu. Aslolan bu.”
“DÜN BAŞBAKANLIKTA 6. YILIMI DOLDURDUM”
Başbakan Erdoğan, hükümeti DSP, MHP, ANAP iktidarından aldıklarını, şu anda o iktidardan siyasette olanın sadece MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli olduğunu belirterek, “Bak hepsi gitti, değil mi? GSYİH biz aldığımızda ne kadardı biliyor musunuz? 230 milyar dolar. Yani 79 senede 230 milyar dolara ulaşmışız. Dün Başbakanlıkta ben altıncı yılımı doldurdum. Yaklaşık AK Parti olarak da 6.5 yıldır iktidardayız” dedi.
Mitinge katılanların “Kıskananlar çatlasın” tezahüratları üzerine de Erdoğan, “'Çatlamasın, çatlamasın. İnşallah onları da bu çatının altına alalım” diye konuştu.
Erdoğan, 79 senedeki 230 milyar doların üzerine 6.5 yılda 520 milyar dolar ilave ettiklerini belirterek, şöyle devam etti:
“Sayın Bahçeli ne diyor? '750 milyar oldu da senin cebine ne girdi' diyor? Böyle şey olur mu? Sayın Bahçeli, senin kılavuzun kim, Allah aşkına. Bu kılavuzu değiştir, yanlış kılavuz seçmişsin kendine. Ekonomi denilen bir şey var. Bir ekonominin büyüklüğü GSYİH ile ölçülür. Güçlü devlet olmak onunla ölçülür. Herhalde bunları bilmen lazım. 'Borç, borç, borç' diyorlar. Biz göreve geldiğimizde GSYİH'ya göre 100 liranın 64 lirası borçtu. Yani yüzde 64. Şimdi ne biliyor musunuz? Yüzde 25. Bak nereden nereye düştü. Bu hesap bununla yapılır. Şimdi diyor ki 'Borçlandılar' hayır bizim borcumuz azalıyor, ama Türkiye'nin GSYİH'sı büyüyor, buna bak. Onun için atalarımız ne demiş, 'Borç yiğidin kamçısıdır' demiş. Ne demek yiğit? Gelirin, gücün iyiyse borç önemli değil demek.
Eğer Sayın Bahçeli'nin, Sayın Baykal'ın söylediğine bakarsak dünyanın en borçlu ülkesi Amerika. 9 trilyon dolar borcu var Amerika'nın. Ama kimse ona
diyebiliyor mu 'Sen borçlusun' diye. Niye? En güçlü ülke. Onun GSYİH'si devasa da onun için. 'Hiç önemli değil' diyor. Hesabı kitabı millete iyi anlatalım, milleti aldatmayalım, dürüst davranalım. Yüzde kaç faiz vardı Sayın Bahçeli'nin döneminde? Yüzde 63. Devletin borçlanma faizi. Bana desin ki 'doğru konuşmuyorsun.' Şimdi 13-14. Aradaki farka bak, yüzde 50. Kimin cebinden çıkıyordu bu faiz? Benim milletimin cebinden çıkıyordu... Şimdi bu cebinde kalıyor benim vatandaşımın, cebinde. İşte bizim yaptığımız olumlu hareket bu.”
Başbakan Erdoğan, enflasyonun yüzde 30'dan yüzde 7.7'ye gerilediğini ifade ederek, enflasyon canavarının daha önce Ayşe bacının, Fatma bacının cebindeki parayı erittiğini anlattı. Erdoğan, “Biz bunu yaptık. Konuşsana bunu niye konuşmuyorsun, konuş. Dürüst davranalım, dürüst. Merkez Bankası'nın (MB) hatırlayın o gecelik faizlerini. Bir gecede yüzde 7 bin 500. Kim ödedi bunu? Benim halkım ödedi. Şimdi 11.5” dedi.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın da Bahçeli'nin de “Diyor ki IMF, IMF, IMF” diyerek verip veriştirdiklerini ifade eden Erdoğan, Bahçeli'nin hükümeti kendilerine devrettiğinde Türkiye'nin IMF'ye borcunun 23.5 milyar dolar olduğunu, bunun şimdi 8 milyar dolara gerilediğini söyledi. Erdoğan, “23.5 milyar dolar nire, 8.5 milyar dolar nire. Buraya düşürdük. Peki, MB'de ne vardı? MB'nin içi boşalmıştı. 26.5 milyar dolar vardı. Şimdi 67 milyar dolar var. Nereden nereye? Eğer bu yolsuzluğun hortumları kesilmeseydi bu borçlar ödenir, MB'nin parası böyle artar mıydı? Bu yatırımlar, duble yollar, okullar, hastaneler yapılabilir miydi, enerji hatları çekilebilir miydi?” diye konuştu.
DÜNYANIN İLK 10 BÜYÜK EKONOMİSİ
Türkiye'nin ihracatının 36 milyar dolardan 132 milyar dolara geldiğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Hiç şahit olmadığımız olayları bize yaşattılar, ama biz bunu hamdolsun tersine çevirdik. Bugün Türkiye dünyanın en büyük 26. ekonomisiyken bizim dönemimizde 17. sıraya çıktı. Avrupa'nın 6. büyük ekonomisi olduk, hamdolsun. Bazı köşe yazarları diyor ki 'Başbakan, hamdolsundan başka bir şey bilmiyor' Ben de o köşe yazarlarına diyorum ki 'Hamdolsun, böyle yazarlar oldukça hamdolsun' Bundan daha güzel ne olabilir?
Bak, müteahhitlikte dünyada neredeyiz biliyor musunuz? Üçüncü sıradayız. Çin'den, Amerika'dan sonra üçüncü sırada Türk müteahhitlik firmaları. Bunlar durup dururken mi oldu? Dünyayı fellik fellik dolaşarak oldu. Devlet başkanlarıyla, hükümet başkanlarıyla görüşerek oldu. Oralarda Türk müteahhitleri işler aldılar, hamdolsun büyük bir gayretle yürüyorlar. Bütçe açığını düşürdük, borç yükünü azalttık. AB kriterlerini hamdolsun karşılamaya başladık ve bütün bunlarla beraber popülizme tevessül etmedik. Rehavet içinde olmadık, asla şımarmadık. Başarılarımız bizi motive etti. Ulaştığımız seviyeler bizi mutlu etti. Bu milleti, bu ülkeyi inşallah çok daha iyi seviyelere getireceğiz. Azimle, kararlılıkla, istikrar içinde geleceğe doğru emin adımlarla ilerliyoruz. Bu ülkeyi dünyanın ilk 10 büyük ekonomisi arasında görmek istiyoruz. İnşallah bunu da başaracağız. 1 trilyon dolar GSYİH istiyoruz. İnşallah bunu da başaracağız. 500 milyar dolar ihracat istiyoruz. İnşallah bunu da başaracağız.”
“16 BANKAYI FONA DEVRETTİNİZ”
Başbakan Erdoğan, bugünlerde tüm dünyada şiddetli bir küresel krizin etkili olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
“Ben dedim ki 'Bu bizi teğet geçecek' Sayın Baykal, 'Ne teğeti' dedi. Bir diğeri aynı şekilde bunu kullandı. Dünyanın tüm ülkeleri bu krizden az ya da çok etkileniyor. Tüm dünyada borsalar iniyor, işsizlik artıyor, büyüme geriye doğru gidiyor, bankalar, finans, sigorta şirketleri tek tek iflas ediyor, el değiştiriyor. Bu küresel dalgaya, şoka rağmen Sayın Baykal, Sayın Bahçeli, Türkiye'de şu ana kadar bir banka battı mı? Sayın Bahçeli iktidarın döneminde 16 bankayı fona devrettiniz, fona. O zamanın rakamıyla 40 milyar dolara faiziyle beraber mal ettiniz. Bu parayı benim vatandaşım ödedi. Ama hamdolsun Türkiye güçlü ekonomisiyle sapasağlam ayakta duruyor, durmaya da devam edecek.
Dikkat edin CHP, MHP ve onların yandaş medyası bu krizi kendileri için bir fırsata çevirmenin gayreti içindeler. Kusura bakmayın. Biz tüyü bitmemiş yetimin hakkını yedirtmeyeceğiz. Ne yiyeceğiz, ne yedirteceğiz. Krizi istismar ederek, kriz üzerinden oy devşirmenin, rant sağlamanın gayreti içerisinde olanlar, bunu bulamayacaklar. Moralleri bozarak, karamsarlık pompalayarak milletten oy alacaklarını zannediyorlar. CHP'si, MHP'si, onların yandaş medyası hiçbir zaman bu ülkenin sevinciyle sevinemedi. Türkiye'nin şu son 6.5 yılda elde ettiği başarılar milletimizi sevindirdi, ama bunları sevindiremedi. Şimdi de kriz üzerinden kendilerine fırsat devşirmenin gayreti içerisindeler. Siz bunların zaten dönemini de çok iyi biliyorsunuz. Siz bunların çıkardıkları o krizleri çok iyi biliyorsunuz. Bu ülkeyi nasıl üç kuruşa muhtaç ettiklerini çok iyi biliyorsunuz.”