ErdoÄŸan: Korkularla Türkiye'nin önü kesilmesin

Güncelleme Tarihi:

Erdoğan: Korkularla Türkiyenin önü kesilmesin
OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 19, 2004 00:00

BaÅŸbakan Recep Tayyip ErdoÄŸan, ''bugün hiç kimsenin, ayrılmaz bir bütün haline gelmiÅŸ Cumhuriyetimiz ile demokrasimizi çatıştırmaya, birbirleriyle kıyaslamaya hakkı yoktur. Cumhuriyet'in cumhuru ile demokrasinin demosu aynı meÅŸruiyet kaynağına, yani millete iÅŸaret etmektedir'' dedi. ErdoÄŸan, yeni korkular üreterek ülkenin hızını kesmeye kimsenin hakkı olmadığını söyledi. BAÅžBAKAN ERDOÄžAN: YÖK, KENDÄ°SÄ°NÄ° YÃœRÃœTME ORGANININ YERÄ°NÄ° KOYUYORBaÅŸbakan Recep Tayyip ErdoÄŸan, YÖK'ün kendilerine gönderdiÄŸi taslakta kendisini yürme organının yerine koyduÄŸunu belirterek tepki gösterdi. ErdoÄŸan, TBMM'de düzenlenen "Milli Egemenlik ve Siyaset" konulu sempozyumda liderler dinleyicilerin sorularını yanıtladı. Sempozyunda CHP lideri Deniz Baykal da hazır bulundu. YÖK BaÅŸkanı ErdoÄŸan Teziç'in, "Biz devletiz, onlar hükümet" ÅŸeklindeki sözlerini nasıl deÄŸerlendirildiÄŸinin sorulması üzerine Baykal, Teziç'in devlet yerine anayasa kavramını kullanmasının daha doÄŸru olacağı yanıtını verdi. Bu sorunun ardından yeniden söz alan BaÅŸbakan ErdoÄŸan, Prof. Dr. Teziç ile arasındaki tartışmada, "Parayı hükümet veriyor, istediÄŸimizi yaparız" ÅŸeklinde hiç bir beyanı olmadığını belirterek, "Batıda bir söz vardır, parayı veren akıbetine hakim olur diye. Parayı hükümet verecek nereye gittiÄŸine hakim olamayacak. Ben böyle bir anlayış olmaz dedim" diye konuÅŸtu.  Bu sözlerinin üzerine pek çok özel üniversiteden telefon aldığını, hatta son olarak konuyla ilgili iÅŸadamı Sakıp Sabancı'dan bir mektup aldığını anlatan ErdoÄŸan, akademisyenlerin üniversitelerin iÅŸletmesini yapamayacağını söyledi. ErdoÄŸan, YÖK tarafından kendilerine gönderilen taslakta YÖK'ün kendisini yürütme organının yerine koyduÄŸunu da belirterek, "YÖK ne zamandan beri  ülkede yürütme organı olmuÅŸtur. Taslağın son maddesinde 'Bakanlar Kurulu ve YÖK yürütür' deniliyor. Böyle ÅŸey olur mu?" diye tepki gösterdi. (ANKA)ErdoÄŸan, Milli Egemenlik Haftası dolayısıyla TBMM Eski Senato Salonu'nda düzenlenen ''Milli Egemenlik ve Siyaset'' konulu sempozyumda yaptığı konuÅŸmada, 84 yıl önce kurulan TBMM'nin, aradan geçen zaman boyunca milli egemenliÄŸin, Cumhuriyet deÄŸerlerinin ve çaÄŸdaÅŸ uygarlık yolundaki yürüyüşün sembolü olduÄŸunu söyledi.   ÂAtatürk'ün ''Hakimiyet kayıtsız ÅŸartsız milletindir'' sözünü, TBMM'nin demokrasinin kalbi olduÄŸunun açık delili olarak nitelendiren ErdoÄŸan, ÅŸunları kaydetti:     ''Milletin iradesi bu çatı altında tecessüm etmektedir. Bu çatı altında bulunanlar, milletin ortak iradesini ve vicdanını temsil etmektedir. Siyasi meÅŸruiyetin biricik kaynağının millet olduÄŸunu ifade eden milli egemenlik fikri, demokrasinin, üniter devletin ve laikliÄŸin de temelini oluÅŸturmaktadır.      Cumhuriyetimizin temel deÄŸerleri, milli egemenlik zemini üzerinde ÅŸekillenmektedir. Demokrasi, demosun, yani halkın, milletin iktidarıdır. Demokrasinin kurucu öznesi millettir.      Dolayısıyla millete dayanmayan, meÅŸruiyetini milletten almayan hiçbir iktidar demokratik deÄŸildir. Ãœniter devlet bir millet tasavvuruna dayanır. Ortak bir tarih ve ortak bir ideale sahip bu milletin hukuki varlığı, vatandaÅŸlık müessesesiyle belirlenir. VatandaÅŸlık bağı, milletin her ferdini eÅŸit kılar. Ãœniter devletin kaynağı olan millet, baÅŸka hiç bir fark gözetilmeksizin, vatandaÅŸlık esasında birbirine eÅŸit fertlerden müteÅŸekkil bir bütündür.''      LAÄ°KLÄ°K      BaÅŸbakan ErdoÄŸan, laikliÄŸin dini inanç ve dünya görüşü farklılıklarını, milletin mevcudiyetine engel olarak görmeyen bir anlayışın ürünü olduÄŸunu ifade ederek, ''laik devlet sadece dini normlar tarafından belirlenmeyen devlet deÄŸildir. Milli egemenliÄŸin gereÄŸi olarak laik devlet, aynı zamanda, milletin yaÅŸattığı farklı inanç ve deÄŸerlere eÅŸit mesafede olan, bu inançlar arasında ayrım gözetmeyen ve inanç alanında özgürlükçü bir ortam tesis eden devlettir'' diye konuÅŸtu.      Tıpkı devlet gibi, milletin temsilcilerinin de bu görevlerini yerine getirirken, insanları din, dil, etnik köken, siyasi görüş gibi birbirinden farklı vasıflarına göre ayırt etmemelerini isteyen ErdoÄŸan, ''bu ilkeye baÄŸlılıkları, yüklendikleri temsil görevini layıkıyla yerine getirmelerinin de ön ÅŸartıdır. Milletimizin tüm fertleri, dini, siyasi, felsefi görüş ve inanışları her ne olursa olsun bizim için eÅŸit deÄŸerdedir. Öyle de olmalıdır ve olacaktır'' dedi.      CUMHURÄ°YET VE DEMOKRASİ     ErdoÄŸan, Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik prensipler üzerinde yükseldiÄŸini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:     ''Bugün hiç kimsenin, ayrılmaz bir bütün haline gelmiÅŸ Cumhuriyetimizle demokrasimizi çatıştırmaya, birbirleriyle kıyaslamaya hakkı yoktur. Zaten bunların kıyaslanması da mümkün deÄŸildir. Cumhuriyet bizim asla terk etmeyeceÄŸimiz yönetim biçimimizdir, demokrasi ise siyasal sistemimizin temelinde yatan unsurdur. Bu iki kavram birbirini bütünleyici bir mahiyete sahiptir ve birbirlerinin uÄŸruna asla feda edilemezler.      Cumhuriyetin cumhuru ile demokrasinin demosu aynı meÅŸruiyet kaynağına, yani millete iÅŸaret etmektedir. Cumhuriyetimizi koruyacak ve ilelebed payidar kılacak olan temel unsur, onun demokratik niteliÄŸidir. Dolayısıyla asıl üzerinde ısrar edeceÄŸimiz husus, demokrasimizi evrensel ve medeni standartlara uygun, örnek bir rejim haline getirmek olmalıdır.      Bu ÅŸiar asla aklımızdan çıkmamalıdır ve çıkmayacaktır. Toplumsal sevgi, barış ve uzlaşıyı meydana getirecek dinamikler de bunlardır. Gücümüzü ve heyecanımızı bu dinamiklerden alarak, ülkemizi güçlü ve müreffeh bir geleceÄŸe hazırlayacağız.      100. kuruluÅŸ yıldönümünü kutlamaya hazırlandığımız Cumhuriyetimiz için en büyük hedefimiz, demokrasimizi eksikliklerinden arındırarak, yürüdüğümüz çaÄŸdaÅŸ uygarlık seviyesine yakışır bir hale getirmek olmalıdır.''      ''MÄ°LLETÄ°N DÄ°KKATÄ°''      ErdoÄŸan, bir takım ''bize özgü durumları'' bahane ederek zaman kaybedilmemesini ve demokrasinin milletin hak ettiÄŸi bir seviyeye taşınmasını isteyerek, bugün dünyada çaÄŸdaÅŸlığın temel ölçüsünün, halkın yönetime katılımı ve temel özgürlüklerin tanınması kriterleri olduÄŸunu söyledi.     AB'ye hazırlanılan ÅŸu günlerde bu kriterlerden uzaklaÅŸmakta olan bir Türkiye manzarasıyla dünya kamuoyunun önüne çıkma ÅŸansı bulunmadığını kaydeden ErdoÄŸan, ''Bundan çok daha önemlisi, artık kusurlu bir demokratik anlayışla 70 milyonu aÅŸan genç ve gelecek adına talepleri olan bir Türkiye'nin karşısına da çıkamayız'' diye konuÅŸtu.     "KORKULAR ÃœRETEREK TÃœRKÄ°YE'NÄ°N HIZINI KESMEYE KÄ°MSENÄ°N HAKKI YOK" Durmadan korkular ve bahaneler üreterek bu yepyeni Türkiye'nin hızını kesmeye kimsenin hakkı olmadığını belirten ErdoÄŸan, şöyle konuÅŸtu:     ''Artık birbirimize güvenmeli, zenginliklerimizin kıymetini bilmeli, bir ve bütün olarak Cumhuriyetimizi 100. yılında en güzel ÅŸekilde taçlandıracak demokratik atılımları gerçekleÅŸtirmeliyiz. 2003 yılı bu açıdan baÅŸarılı bir yıl olmuÅŸtur.      Bunun için milletimiz hazırdır, biz de siyasetçiler olarak milletimizin bu iradesine en yüksek düzeyde katılmalıyız.      28 Mart'ta yapılan seçimler, milletimizin demokratik haklarını en bilinçli ÅŸekilde yaptığının, yönetime katılma noktasında dünya standartlarının üstünde bir demokratik olgunluÄŸa sahip olduÄŸunun açık iÅŸaretlerini ortaya koymuÅŸtur.     Milletimizin bu ülke için neyin iyi, neyin kötü olduÄŸu konusunda keskin dikkatinin hakkını herkes teslim etmelidir.      Bu tablonun, Milli Egemenlik Haftası kutlamalarına ayrı bir anlam ve coÅŸku kattığı kanaatindeyim. Türkiye kendi büyük potansiyeline ve insan kalitesine güvenerek bütün engelleri aÅŸacak ve çaÄŸdaÅŸ uygarlık seviyesini bir bütün olarak her alanda yakalayacaktır. Bugünlerin uzakta olmadığına inanıyorum. 84 yıl önce vatanı kurtarmak ve Cumhuriyeti kurmak üzere Anadolu'nun her yanında vücuda gelen milli irade, bu inancımın bugün de en temel dayanağıdır.     YaÅŸasın Türkiye, yaÅŸasın Cumhuriyet.''.  Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!