‘Erdoğan buzdolabını boşalttı’

Güncelleme Tarihi:

‘Erdoğan buzdolabını boşalttı’
Oluşturulma Tarihi: Haziran 09, 2018 23:10

CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, Sakarya’daki mitingde “Her eve eğer buzdolabı giriyorsa elhamdülillah demek ki bir refah seviyesi var” diyen Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’a yine Sakarya’dan yanıt verdi: “Buzdolabı medeniyet göstergesidir diyor. 40 sene önce bizim evde buzdolabı vardı. Erdoğan buzdolabının içini boşalttı.”

Haberin Devamı

ADAM ÖLDÜ, ÖLDÜ

“Erdal İnönü FETÖ’cüymüş. Arkasından gelsin konuşalım diyor. Adam öldü, öldü. Erdal İnönü gelemez istersen sen gidebilirsin yanına. İstersen git. İnönü ailesi beni aradı. Erdal Bey rahmetli oldu gelemez aile adına sen gidebilirsin dediler. Sakarya’dan sesleniyorum, Erdoğan ben Erdal İnönü adına sesinle konuşmaya varım. İstediğin televizyonda istediğin zaman yüreğin varsa cesaretin varsa çık karşıma. İnce diyor, ‘Seçimde birinci çıkamazsan siyaseti bırakacak mısın’ diyor. Erdoğan, söz bırakacağım. Ama benim de bir isteğim var, seninle bir televizyon kanalında ekonomi tartışmak istiyorum, gel karşıma.
Sen yüzde 51.79’la seçildin. Bunun altında oy aldığında sen siyaseti bırakacak mısın? Ben iddialı adamları severim. Ben de sana meydan okuyorum. Meydan boş değil. Her kuşun eti yenmez.

Haberin Devamı

Dünyada 3 büyük devrim oldu. Tarım, sanayi, bilişim ve iletişim devri. Bunlar dünyayı derinden etkiledi. Tarım devrimini kaçırmadık. Orta Asya’da at önemli silahtı. Süte mayayı biz çaldık. Füzesi yiyeceği de vardı tarım devrimini kaçırmadık. Ama sanayi devrimini kaçırdık. Süte mayayı çaldık. Makineyi akılla yapacağız. Endüstri 4.0 dönemindeyiz bunu kaçırsak yüz yıl yok oluruz. Erdoğan bu işleri gerçekten bilmiyor. O otomobil yapacağız diyor. O kaportasına talip ben otomobilin beynine talibim. FETÖ diyor, bizle FETÖ arasında bağlantı kuruyor. Ne diyor? FETÖ bizim dönemimizde büyüdü diyor. Biz gelmeden önce ambulansları köpekler çekiyormuş. Herhalde Sibirya belgeseli izledi. Buzdolabı medeniyet göstergesidir diyor. 40 sene önce bizim evde buzdolabı vardı. Erdoğan buzdolabının içini boşalttı.

BUNLAR ZAVALLI ZAVALLI

Bunlar sosyal medyaya bir şeyler yapıyor. Cami ile fotolarımı üst üste koyuyorlar. Samsun’a gittim sahneye gençler bir bisiklet getirdi, bindim. Almışlar camiye monte etmişler, camide bisiklete binmişmişim. Sözde camide zeybek oynuyorum. Bu oyun Aydın’da. Sakaryalı kardeşim, bunlar Müslüman mı? Bunlar sahtekâr. 81 milyonun içinde camiye traktörle giren adam olur mu? Bunlar zavallı. ‘Biz’ diyor ‘iktidara gelmeden önce MR tomografi mi vardı’. Biz fal baktırıyorduk. Böyle bir şey olabilir mi?

Haberin Devamı

Türkiye’yi bu kuşatılmışlıktan kurtaracağız. Dünyada 4 tane ülke var. 15 yılda 865 milyar dolar vergi topladılar. 60 milyar dolar özelleştirme yaptılar. 323 milyar dolar borç yaptılar. Arada yaptıkları iş 30-40 milyar dolarlık iş. Kalan para nerede? Kalan para hırsızlığa gitti. Allah’ın suyuna 5 çeşit vergi ödüyorsunuz. Erdoğan'ın damadı milletvekilliğine müracaat etti demek ki seçimi kaybedeceğini düşünüyor. Binali Yıldırım milletvekilliğine müracaat etti demek ki seçimi kaybedeceklerini düşünüyorlar. İkinci tura kalır diyordum ama bu 35 günde gördü ki birinci turda bu iş bitecek.” 

‘Erdoğan buzdolabını boşalttı’

‘1977 RÜZGÂRI CEZAEVİNE KADAR GİRDİ’

Haberin Devamı

“Enis Berberoğlu tutuklu değil rehinedir. Talimat almaktan hoşlanan bir hukuk düzeni var. Emir komuta zinciri içinde çalışan bir yargı sistemi var. Onun için arkadaşımız tutuklu değil rehinedir. Aynı sözleri söyledi Enis Berberoğlu ile Tuğrul Türkeş. Birisi milletvekili adayı ama serbest geziyor. Biri yine milletvekili adayı ama tutuklu. Tuğrul Türkeş’in söyledikleri ile Enis Berberoğlu’nun söyledikleri arasındaki fark nedir? İkisi de aynı şeyi söyledi.

İNŞALLAH SAYILI GÜNLER KALDI

Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla hareket eden yargının yanlış kararları sonucunda arkadaşımız tutsaktır. İnşallah sayılı günler kaldı. Yargı doğru kararı verecektir. 1977 seçimlerinde rahmetli Ecevit’in estirdiği bir rüzgâr var. Bugün bana aktardığını söylüyorum, ‘O yıllarda gençlik kollarında Taksim’deydim’ dedi. O rüzgârın benzerinin cezaevinin içine kadar girdiğini, 1977 rüzgârının cezaevinin içine kadar girdiğini kendisi söyledi. Ve değişim rüzgârının, umutların yeşerdiğini hapishanede hissettiğini iletmemi istedi. Ayrıca infaz koruma memurlarıyla da sohbet ettik. Onların da sorunları var. Orman muhafaza memurları, sağlık memurları, infaz koruma memurlarının 3600’e dahil edilmemesine ilişkin sıkıntılarını dinledim. Onlarla ilgili önümüzdeki günlerde çalışma yapacağız. Onların da sorunlarını çözeceğiz.” (Ayşegül USTA - İSTANBUL)

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!