Erdoğan: AB’nin tavrı diplomatik ahlaka sığmaz

 Başbakan Bush'un resepsiyonuna katıldı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin AB ile müzakerelere başlaması için kendisinden istenilenleri yerine getirdiğini belirterek, "Türkiye bunları geceli gündüzlü çalışarak yaptı. Yaptıktan sonra da hala ’müzakere sürece başlar mı başlamaz mı’ demek veya böyle hiç ilgisiz, alakasız bazı maddeleri Türkiye’nin önünü getirmek uluslararası diplomatik ahlaka sığmaz" dedi.

Bugün başlayacak Birleşmiş Milletler zirvesine katılmak üzere ABD’nin New York kentinde bulunan Başbakan Erdoğan, dün, temaslarının ilk gününde Dış İlişkiler Konseyi (Council on Foreign Relations) tarafından düzenlenen ”21. Yüzyılda Türk Dış Politikası: Küresel Katkı Amaçlayan İstikrar Yaratıcı Güç” konulu toplantısına katıldı.

Burada bir konuşma yapan Erdoğan, Avrupa Birliği’ne sitem etti. AB ile Türkiye’nin 1963’te başlayan sürecin sonucunda bugünkü noktaya geldiğini ifade eden Erdoğan şöyle devam etti:

’BİRBİRİMİZE ÇALIM ATARSAK GÜVENİ KAYBEDERİZ’

"Türkiye’ye karşı olumsuz davranacaktınız da, niçin 1996’da Türkiye’yi Gümrük Birliği’ne aldınız? Niçin Helsinki’de Türkiye’yi aday olarak kabul ettiniz? Niçin Türkiye’ye 2002’de Kopenhag zirvesinde ’şu siyasi kriterleri yerine getirmeniz halinde gecikmeksizin müzakerelere başlayacağız’ dediniz?

“DİPLOMATİK AHLAKA SIĞMIZ”

Türkiye bunları geceli gündüzlü çalışarak yaptı. Yaptıktan sonra da hala ’müzakere sürece başlar mı başlamaz mı’ demek veya böyle hiç ilgisiz, alakasız bazı maddeleri Türkiye’nin önünü getirmek uluslararası diplomatik ahlaka sığmaz.

Bu çok çirkin bir şey. Eğer biz uluslararası diplomasi de kendimize böyle çalımlar atarsak, birbirimize güvenimizi kaybederiz. Güvensizliği doğurmak çok yanlıştır."

’GÜNEY KIBRIS'IN AB ÜYELİĞİ YANLIŞ’

Son zamanlarda Türkiye’nin önüne getirilen Güney Kıbrıs konusunu, ’çok çirkin bir olay’ olarak nitelendiren Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin Kıbrıs’la ilgili her şeyi ortaya koyduğunu vurguladı. Erdoğan şöyle devam etti:

"Bir defa Güney Kıbrıs’ın Avrupa Birliği’ne alınması yanlıştır. Niye yanlıştır? Kopenhag siyasi kriterlerini yerine getirmediler ki siz onu 1 Mayıs’ta üye yaptınız. Annan Planı’nı kabul etmemek suretiyle bir kere Kıbrıs’ın tümünde barışı reddetti. Uluslararası siyasette bir gerçeği reddetti.

Bize o zaman Avrupa Birliği üyesi dostlarımız şunu söyledi:

'BEDELİNİ KENDİLERİ ÖDESİN'

Dediler ki; ’Kuzey Kıbrıs’ta Annan Planı’na ’Evet’ çıkması halinde gerisine karışmayın.’ Biz her şeye rağmen büyük mücadele verdik. İç siyasette birçok olumsuzluğa rağmen mücadele ettik ve yüzde 65 ’Evet’ çıktı, ama Güney Kıbrıs’taki siyasiler halkın ’Hayır’ demesi için gayret ettiler.

Annan Planı’na ’Hayır’ dediler ve 1 Mayıs’ta kalktılar üye yaptılar. Şimdi onun bedelini kendileri ödesin. Bunu Türkiye’ye ödetemezler. Bu iş bitti. Biz şimdi 3 Ekim’de müzakerelere başlamak için hazırlıklarımızı yaptık ve bir şekilde de müzakerelere hayırlısıyla başlayacağız ve Avrupa Birliği ailesinde yerimizi alma yolunda gayretle yürüyeceğiz."

’PKK’NIN KUZEY IRAK’TAKİ VARLIĞI CİDDİ BİR TEHDİT’

Konuşmasında PKK ilgili gelişmelere de değinen Erdoğan, PKK’nın Kuzey Irak’taki varlığının Türkiye’nin güvenliği bakımından ciddi bir tehdit oluşturduğunun altını çizdi.

Türkiye’nin içerde gerekli güvenlik önlemlerini zaten aldığını belirten Erdoğan, "Ancak Kuzey Irak’ta PKK’ya karşı gerekli önlemlerin alınması şüphesiz terörle mücadele konusundaki çabaların sonuca ulaşmasında tayin edici bir öneme sahiptir. Terör bir hastalıktır. Bu konuyu ABD’li dostlarımızla sürekli ele alıyoruz" dedi.

Terörün ortak mücadele halinde gücü kırılabilecek bir fenomen olduğunu savunan Başbakan, ortak mücadele olmazsa terörün hangi ülkeyi hedef alırsa orada tesirini ortaya koyacağına dikkat çekti.

’KERKÜK’TEKİ HUZURSUZLUK TÜM IRAK’I ATEŞE ATABİLİR’

Türkiye’nin Irak’taki gelişmeleri yakından izlediğini ve katkıda bulunmak için gayret gösterdiğini de söyleyen Erdoğan, Türkiye’nin demokratik, toprak ve ulusal bütünlüğü korunmuş, komşularıyla barış içinde yaşayan müreffeh bir Irak’tan yana olduğunu vurguladı.

Başbakan Erdoğan Kerkük’ün statüsü konusunda ise "Karmaşık etnik yapısı bakımından Irak’ın küçük ölçekli bir modeli olan Kerkük’ü münhasıran bir kesimin sahiplenmeye çalışmasının, Türkmenler de dahil olmak üzere bu bölgedeki diğer gruplar tarafından hoş karşılanmayacağı aşikardır. Ortaya çıkabilecek huzursuzluk sadece bu bölgeyle sınırlı kalmayıp, tüm Irak’ı ateşe atacak bir karmaşayı tetikleme riski taşımaktadır" dedi.

KATILIMCILAR

Başbakan Erdoğan'ın konuşma yaptığı toplantıya, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Devlet Bakanı Mehmet Aydın'ın yanı sıra, aralarında Ahmet Ertegün, David Rockefelller, Theodore Roosevelt IV, Stobe Talbott, Paul Soros'un da bulunduğu seçkin bir davetli topluluğu katıldı.

ERDOĞAN'IN TEMASLARI

Başbakan Erdoğan, BM’de yapılacak zirve öncesi çeşitli temaslarda bulundu.

Erdoğan, Dış İlişkiler Konseyi tarafından onuruna verilen öğle yemeğindeki konuşmasının ardından PBS Kanalı'nda yayınlanan Charlie Rose Show’a özel bir mülakat verdi. Erdoğan, ADL, B'nai B'rith ve Amerikan Musevi Örgütleri temsilcilerini kabul etti.�

Erdoğan, daha sonra Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül ile birlikte BM’de Anavutluk Cumhurbaşkanı Alfred Moisiu ile görüştü.

Daha sonra�Dışişleri Bakanı Gül, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan ve bazı AKP milletvekilleri ile Türkevi'ne gelen Başbakan Erdoğan, ABD’de yaşayan çok sayıda Türk işadamına hitaben bir konuşma yaptı.