Enflasyon gıdayla yükseliyor alttakiler daha çok hissediyor
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 08, 2008 00:00
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, dünyadaki tarım ürünlerindeki fiyat artış eğiliminin ithalat yoluyla Türkiye’yi etkilediğini belirterek, yeni dönemde Türkiye’nin de tarım politikasını gözden geçirmek zorunda olduğunu söyledi.
"Türkiye’de Tarım ve Gıda: Gelişmeler, Politikalar ve Öneriler" raporun tanıtımı nedeniyle düzenlenen toplantıda konuşan Arzuhan Doğan Yalçındağ, "Türkiye’de toplam hane halkı tüketiminin yüzde 25’i gıda, içki ve tütün sektörlerinde harcanıyor. Gelir düzeyi düştükçe bu oran artarak yüzde 40’ları buluyor. Türkiye yükselen tarım ve gıda fiyatlarından ötürü enflasyon artışı gibi bir bedel ödüyor" diye konuştu. Prof. Dr. Halis Akder, Prof. Dr. Erol Çakmak, Prof.Dr. Filiz Karaosmanoğlu ve Doç. Dr. Haluk Levent tarafından hazırlanan raporun tanıtımında konuşan Arzuhan Doğan Yalçındağ, bu artışın özellikle alt gelir gruplarında daha yoğun hissedildiğini söyledi.
Üretim fiyatı artışı hızlandı
Tarım sektöründe üretim fiyatlarındaki artışın 2007’nin ikinci yarısından itibaren ciddi şekilde hızlanarak Nisan 2008’de yüzde 19’a ulaştığına dikkat çeken Arzuhan Doğan Yalçındağ, bunun 2005’ten beri görülen en yüksek seviye olduğunu belirtti. Arzuhan Doğan Yalçındağ, son dönemde karşılaşılan sıkıntıların temelinde Türkiye tarımının uzun yıllardır çözülememiş yapısal sorunlarının yattığını söyledi.
Yeni bir fırsat yakaladık
Türkiye’nin bugün tarım politikalarındaki eski yaklaşımı değiştirme konusunda yeni bir fırsat yakaladığını söyleyen Arzuhan Doğan Yalçındağ, şöyle devam etti: "Yurtiçinde görülen fiyat artışlarına rağmen dünyadaki artışlar çok daha sert olduğu için dünya ve Türkiye arasındaki fiyat farkı büyük ölçüde azaldı. Türkiye’de tarımsal girdi maliyetlerinin yüksekliği ve devletin piyasaya müdahalesi gibi sebeplerden dolayı tarım ürünlerinin birçoğu dünya ortalamalarının üzerinde fiyatlandırılıyordu. Bu durum sektörün dış pazarlarda rekabet gücünü azaltarak ithalat-ihracat yapısının da bozulmasına neden oluyordu. Dünyada oluşan yeni fiyat seviyeleri Türkiye’ye uluslararası piyasalardaki rekabet gücünü iyileştirme imkanı sağladı."
Fiyat farkı AB düzeyinde olmalı
Yapılan tahminlerin fiyatların yeniden bir miktar düşeceğine işaret ettiğini belirten Arzuhan Doğan Yalçındağ, "Türkiye rekabet gücünü korumak için fiyatların geldiği seviyede kalması konusunda ısrarcı olmamalı ve uluslararası piyasalardaki fiyat hareketlerine uyum sağlamaya çalışmalı. Dünya ve yurtiçi piyasalar arasındaki fiyat farkını en azından AB düzeyinde tutmalıdır" diye konuştu.
40 yılda gıdaya talep üçe katlanacak
ÖNÜMÜZDEKİ 40 yılda gıdaya olan küresel talebin iki ya da üçe katlanacağının tahmin edildiğini söyleyen Arzuhan Doğan Yalçındağ, "Bu tahmin, artan dünya nüfusunun beslenmesini geleceğin en önemli meselesi haline getiriyor. Bu meselenin çözümü, tüm dünyada tarım politikalarının değişiminde yatıyor" dedi.
TÜSİAD’ın tarımsal çözüm önerileri
Hedef, rekabetçi bir tarım sektörünün oluşturulması.
Tarım destekleme politikaları, bu hedef doğrultusunda biçimlendirilmeli.
Petrole olabildiğince daha az bağımlı bir tarımın, hem daha az yakıt kullanan traktör, hem daha az traktör girdisi gerektiren ürün türlerinin tercihi özendirilmeli.
Küresel iklim değişikliği çerçevesinde kuraklığa dayanıklı bitki türleri yaygınlaştırılmalı, sulama ekonomisini artıracak teknikler teşvik edilmeli.
Alternatif üretim teknolojileri konusunda araştırmalara daha fazla kaynak ayrılmalı.
Tarımın yüksek teknolojili, bilgi temelli bir sektör haline dönüştürülmesi hedeflenmeli.
Bu politikalar, AB’ye uyum politikasıyla desteklenmeli ve paralel yürütülmeli.
Kuraklık etkilemedi hububat üretimi yüzde 10 artacak
TARIM ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, kuraklığın Türkiye’de Güneydoğu dışında olumsuz etkileri olmadığı belirterek, "Yağışlarımız geçen yıldan daha iyi. Bu yıl tüm ürünler bazında artış bekliyoruz. Bu hububatta yüzde 10’lar seviyesinde" dedi. TÜSİAD tarafından hazırlanan "Tarım ve Gıda: Gelişmeler, Politikalar ve Öneriler" konulu raporun tanıtım toplantısında konuşan Bakan Eker, Güneydoğu’da yaşanan kuraklığın bir süre daha devam etmesi halinde buradaki üreticiye çeşitli yardımlarda bulunacaklarını söyledi. Tarım Bakanı Eker, tarım ürünlerinde yaşanan global gelişmelerin fiyat artışlarının süreceği beklentisiyle emtia piyasalarına yönelen fonların sayısını ve spekülasyon girişimlerini artırdığını da söyledi. Eker, 2006’ya göre 2007’de ne buğday ne de pirinç üretiminde azalma olmadığını, aksine artış yaşandığını kaydetti. Eker, 2010 yılına kadar biyoyakıtların oranının yüzde 5’lere yükseltilmesini belirleyen ülkeler olduğunu, bunun da milyonlarca ton gıda maddesine tekabül ettiğini ifade etti.
Üretim fiyatı artışı hızlandı
Tarım sektöründe üretim fiyatlarındaki artışın 2007’nin ikinci yarısından itibaren ciddi şekilde hızlanarak Nisan 2008’de yüzde 19’a ulaştığına dikkat çeken Arzuhan Doğan Yalçındağ, bunun 2005’ten beri görülen en yüksek seviye olduğunu belirtti. Arzuhan Doğan Yalçındağ, son dönemde karşılaşılan sıkıntıların temelinde Türkiye tarımının uzun yıllardır çözülememiş yapısal sorunlarının yattığını söyledi.
Yeni bir fırsat yakaladık
Türkiye’nin bugün tarım politikalarındaki eski yaklaşımı değiştirme konusunda yeni bir fırsat yakaladığını söyleyen Arzuhan Doğan Yalçındağ, şöyle devam etti: "Yurtiçinde görülen fiyat artışlarına rağmen dünyadaki artışlar çok daha sert olduğu için dünya ve Türkiye arasındaki fiyat farkı büyük ölçüde azaldı. Türkiye’de tarımsal girdi maliyetlerinin yüksekliği ve devletin piyasaya müdahalesi gibi sebeplerden dolayı tarım ürünlerinin birçoğu dünya ortalamalarının üzerinde fiyatlandırılıyordu. Bu durum sektörün dış pazarlarda rekabet gücünü azaltarak ithalat-ihracat yapısının da bozulmasına neden oluyordu. Dünyada oluşan yeni fiyat seviyeleri Türkiye’ye uluslararası piyasalardaki rekabet gücünü iyileştirme imkanı sağladı."
Fiyat farkı AB düzeyinde olmalı
Yapılan tahminlerin fiyatların yeniden bir miktar düşeceğine işaret ettiğini belirten Arzuhan Doğan Yalçındağ, "Türkiye rekabet gücünü korumak için fiyatların geldiği seviyede kalması konusunda ısrarcı olmamalı ve uluslararası piyasalardaki fiyat hareketlerine uyum sağlamaya çalışmalı. Dünya ve yurtiçi piyasalar arasındaki fiyat farkını en azından AB düzeyinde tutmalıdır" diye konuştu.
40 yılda gıdaya talep üçe katlanacak
ÖNÜMÜZDEKİ 40 yılda gıdaya olan küresel talebin iki ya da üçe katlanacağının tahmin edildiğini söyleyen Arzuhan Doğan Yalçındağ, "Bu tahmin, artan dünya nüfusunun beslenmesini geleceğin en önemli meselesi haline getiriyor. Bu meselenin çözümü, tüm dünyada tarım politikalarının değişiminde yatıyor" dedi.
TÜSİAD’ın tarımsal çözüm önerileri
Hedef, rekabetçi bir tarım sektörünün oluşturulması.
Tarım destekleme politikaları, bu hedef doğrultusunda biçimlendirilmeli.
Petrole olabildiğince daha az bağımlı bir tarımın, hem daha az yakıt kullanan traktör, hem daha az traktör girdisi gerektiren ürün türlerinin tercihi özendirilmeli.
Küresel iklim değişikliği çerçevesinde kuraklığa dayanıklı bitki türleri yaygınlaştırılmalı, sulama ekonomisini artıracak teknikler teşvik edilmeli.
Alternatif üretim teknolojileri konusunda araştırmalara daha fazla kaynak ayrılmalı.
Tarımın yüksek teknolojili, bilgi temelli bir sektör haline dönüştürülmesi hedeflenmeli.
Bu politikalar, AB’ye uyum politikasıyla desteklenmeli ve paralel yürütülmeli.
Kuraklık etkilemedi hububat üretimi yüzde 10 artacak
TARIM ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, kuraklığın Türkiye’de Güneydoğu dışında olumsuz etkileri olmadığı belirterek, "Yağışlarımız geçen yıldan daha iyi. Bu yıl tüm ürünler bazında artış bekliyoruz. Bu hububatta yüzde 10’lar seviyesinde" dedi. TÜSİAD tarafından hazırlanan "Tarım ve Gıda: Gelişmeler, Politikalar ve Öneriler" konulu raporun tanıtım toplantısında konuşan Bakan Eker, Güneydoğu’da yaşanan kuraklığın bir süre daha devam etmesi halinde buradaki üreticiye çeşitli yardımlarda bulunacaklarını söyledi. Tarım Bakanı Eker, tarım ürünlerinde yaşanan global gelişmelerin fiyat artışlarının süreceği beklentisiyle emtia piyasalarına yönelen fonların sayısını ve spekülasyon girişimlerini artırdığını da söyledi. Eker, 2006’ya göre 2007’de ne buğday ne de pirinç üretiminde azalma olmadığını, aksine artış yaşandığını kaydetti. Eker, 2010 yılına kadar biyoyakıtların oranının yüzde 5’lere yükseltilmesini belirleyen ülkeler olduğunu, bunun da milyonlarca ton gıda maddesine tekabül ettiğini ifade etti.