En sanatsever borucu

Güncelleme Tarihi:

En sanatsever borucu
Oluşturulma Tarihi: Ocak 29, 1998 00:00

Haberin Devamı

Borusan Grubu, Oda Orkestrası, Kültür Merkezi ve yayınlarıyla sanatı desteklemeye devam ediyor

ODA ORKESTRASI

25 yıldır İstanbul Festivali'ne sponsorluk yapan Borusan'ın dört yıldır bir oda orkestrası var. Borusan Oda Orkestrası'nın elemanları yeni mezun olan gençler ve yabancı ülkelerden gelen müzisyenlerden oluşuyor. Borusan Kültür ve Sanat Merkezi'nin dördüncü katı Profesör Saim Akşener tarafından yönetilen orkestra için ayrılmış. Orkestra, Türkiye'nin her yerinde konserler veriyor.

MÜZİK KÜTÜPHANESİ

Beyoğlu'ndaki Borusan Kültür ve Sanat Merkezi'nin ikinci katında İstanbul'un tek özel müzik kütüphanesi bulunuyor. Binden fazla Türkçe ve İngilizce kitap, 500 tane nota ve iki bin kadar da CD bulunan kütüphane de bilgisayarlar sayesinde müzik de dinleniyor. Ayrıca isteyenler ücretsiz olarak İnternet'e bağlanabiliyor.

SANAT GALERİSİ

Ülkemiz sanatçılarının sergi olanaklarından yararlanmalarını sağlamak, ünlü ve değerli uluslararası sanatçıların ülkemizde tanıtılmasına katkıda bulunmak amacı ile ekim ayında açılan Borusan Sanat Galerisi'nin üçüncü sergisi ‘‘Çoğaltılmışlar’’ adını taşıyor. 20 Şubat'a kadar açık olan sergide 11 ünlü sanatçının tasarladığı, ürettiği ve imzaladığı yapıtlar özellikle çocuklar ve gençler için sergileniyor.

SON PRESTİJ KİTABI

Borusan Kültür ve Sanat Merkezi, bugüne kadar ‘‘Yedi Tepeli İstanbul’’, ‘‘Sultanlar'a İpekler’’, ‘‘Cennetin Yansımaları’’ adlı kitapları yayınladı. Kültürel varlığımızı tanıtmayı amaçlayan bu prestij kitaplarından sonuncusu ‘‘Ayasofya’’yı konu alıyor. Çinileri tanıtan beşinci kitap ise nisanda çıkacak. Ayasofya'yı, dünyaca ünlü tarihçi Profesör Cyril Mango yazmış, fotoğraflarını Mimar Ahmet Ertuğ çekmiş. Kitap, Ertuğ ve Kocabıyık Yayınları tarafından İngilizce olarak basıldı.

Mozaiklere dokunun

‘‘Hagıa Sophia- A vision for Empires’’ (Ayasofya-İmparatorluklara Bir Bakış)

Bu kitaba, Ayasofya'nın bugüne kadar yayınlanmış en görkemli kitabı diyebiliriz. Müthiş zengin bir görsel malzemeden oluşuyor. 41x30 cm ebadında, 230 sayfa. Bir referans kitabı niteliğinde. Ayasofya içinde kolay algılanamayacak mekanları, mimari detayları, mozaiklere dokunma hissi yaratacak kadar ‘‘yakından’’ anlatıyor. Ayasofya'yı çeşitli dönemlerde incelemiş Corleius Loos, Guillaume-Joseph Grelot gibi seyyahlar ve Alexandre Raymond, Henri Prost, Gaspare Fossati gibi mimarların yaptığı, bazıları ilk defa yayınlanan çizimler ve gravürleri de içeriyor.

TURİSTLERİN İLGİ ODAĞI

Ayasofya'nın görkemini olduğu gibi yansıtan fotoğraflar, özel ışık sistemleri ile çekilmiş. Renk ayrımları ve baskı yurtdışında yapılmış. Okuyucuyu adeta mekanların içine çeken bu kitapta özel mürekkep ve vernikleme yöntemleri de kullanılmış. Yapının eski eser niteliğine uyum sağlaması için, kaliteli fildişi renkli Alman ve İtalyan kağıtlarına basılan kitabın cilt kumaşı, özel olarak Fransa'da hazırlanmış muare ipekten.

Kutsal ilim ya da Tanrı'nın ilmi anlamına gelen Ayasofya, ilk olarak dördüncü yüzyılda, bir efsaneye göre eski Bizans yeni Boğaziçi'ne yerleşen ve Roma'nın ilk Hıristiyan İmparatoru olarak anılan Constantius tarafından yaptırıldı. Dünyanın en önemli kültürel miraslarından biri sayılan Ayasofya, gizemi ve olağanüstü boyutlarıyla dördüncü yüzyıldan beri imparatorlukların güç simgesi oldu hep. Mimarisi ve kubbeleriyle, adeta İstanbul'un tacı şeklinde tasarlanmış; asırlar boyunca kentte yapılan diğer anıtların mimarisi onun bu özelliğine saygı göstermiş.

Ayasofya'nın iç süslemelerinin ihtişamı, mimari ölçülerinin bir kilise için alışılmamış büyüklükte oluşu ve hepsinin üstünde, orta mekanına hakim olan kubbenin yüksekliği ve çapının genişliği, daha yapıldığı yıllardan itibaren herkesi şaşırtmış ve hayranlık duymalarına yol açmış.

İlk açılış töreni 360'da yapılan Ayasofya, 553 ve 557'deki depremlerde büyük çatlaklar meydana gelmesi üzerine onarılıyor. İkinci açılış 23 Aralık 562 yılında Genç İsidoros tarafından gerçekleştiriliyor. İlk açıldığı günden beri kilise olarak kullanılan Ayasofya, Fatih Sultan Mehmet'in 1453'te Bizans'ı fethedip, şehre girmesinden sonra fetih işareti olarak camiye çevriliyor. Böylece, Ayasofya'nın Türk dönemi başlıyor. 1935 yılında ise Atatürk'ün isteği üzerine resmen müze oluyor.

O günden beri yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olan Sultanahmet'teki Ayasofya müzesi, zaman zaman bazı İslamcı kesimlerin ‘‘ibadete açılması’’ yolundaki kampanya ve gösterileriyle de gündeme geliyor.

İSTANBUL'UN TACI

Dünyanın en önemli kültürel miraslarından biri olan Ayasofya, gizemi ve olağanüstü boyutlarıyla dördüncü yüzyıldan beri imparatorlukların güç simgesi. Mimarisi ve kubbesiyle, adeta yedi tepe üzerine kurulu İstanbul'un tacı şeklinde tasarlanmış; asırlar boyunca kentte yapılan diğer anıtların mimarisi onun bu özelliğine saygı göstermişler.

Dört katlı sanat evi

Borusan Kültür ve Sanat Merkezi, her geçen gün yeni bir kültür merkezi, sinema ya da kafe açılan Beyoğlu'nda 15 Ekim'den beri faaliyette. Dört katlı binanın giriş katı galeri; sergilere ayrılmış. Sanat Yönetmenliğini Beral Madra'nın yaptığı galeride şu günlerde ‘‘Çoğaltılmışlar’’ adlı sergi var.

Üst katlar daha çok ‘‘Müzik Evi’’ olarak adlandırılabilir. Galerinin bir üst katında İstanbul'da eksikliği fazlası ile hissedilen belki de ilk müzik kütüphanesi bulunuyor. Burada ağırlıklı olarak İngilizce ve Türkçe yayınlardan oluşan bini aşkın kitap, 500'e yakın nota ve 2 bin kadar da CD var. ‘‘Türkçe yayınlar çok az. O yüzden materyalin yüzde 95'i yurt dışından getirildi. Ayrıca beş CD-rom referans kaynağı var ve isteyenler kütüphaneden ücretsiz İnternet'e bağlanabiliyor’’ diyor merkezin Genel Müdürü Sami Caner. Binanın üçüncü katında ise etkinlik salonu olarak tasarlanan ve haftanın belli günleri 19.00-21.00 arasında konferans, söyleşi, panel ya da canlı müzik gösterisi gerçekleştirilen bir performans salonu var.

Binanın en üst katı ise Borusan Oda Orkestrası'na ayrılmış. Profesör Saim Akşener şefliğinde çalışan orkestranın elemanları çoğunlukla konservatuar mezunu gençler. ‘‘Dört yıllık bir oda orkestramız var. Amacımız, özellikle gençlerin başka yoz müzikleri dinlemesini engellemek. Bunun için başta Klasik Batı Müziği olmak üzere çağdaş batı müziğini beğensinler ve benimsesinler istiyoruz’’ diye ekliyor Caner. Borusan Oda Orkestrası'nın dört yıllık bir geçmişi var ve bugün artık piyasada CD'lerini de görebiliyoruz. Borusan'ın sanata ve kültüre verdiği destek, Oda Orkestrası'ndan da anlaşıldığı gibi yeni değil. İstanbul Festivali kurulduğundan beri, yani 25 yıldır, festivale sponsorluk yapıyor Borusan Grubu.

BÜYÜK KİLİSE

Bizans sanatının en büyük eseri olan Ayasofya'nın yerinde daha önce Paganisma Dönemi mabetlerinden birinin bulunduğu sanılır. İlk yapıldığında ‘‘Büyük Kilise’’ olarak adlandırılan Ayasofya'ya ancak 5. yy'da sadece ‘Sophia’ denilmeye başlanmış. Hıristiyan üçlemesinin ikinci unsuru olan Kutsal Hikmet'e (Sofia) adandığından Ayia Sofia olarak tanınmış. Fakat, Bizans halkı buraya uzun süre ‘‘Büyük Kilise’’ demeye devam etmiş. Aynı ad fetihten sonra da Ayasofya biçimini alarak günümüze kadar yaşamış.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!