Emek'i kurtarın

Emek Sineması’nın yıkımına karşı sinemaseverlerin direnişine polisin sert müdahalesine tepkiler sürüyor. Pazar günü Beyoğlu’nda yapılan eylemde, aralarında 32’nci İstanbul Film Festivali konuğu yabancı yönetmenler ile Türkiye’den pek çok yönetmen ve oyuncuyla birlikte sinema severlerin de olduğu kalabalık, Emek Sineması’nın sokağında polisin biber gazı ve tazyikli suyla yaptığı müdahaleyle karşılaşmıştı. Biber gazından etkilenen yönetmen Erden Kıral fenalaşırken, sinema yazarı ve İstanbul Film Festivali FIBRESCI jüri üyesi Berke Göl ile birlikte 4 kişi gözaltına alınmış ve ifade vermek üzere kefaletle serbest bırakılmıştı. Polisin eylemcilere yoğun biber gazı ve tazyikli suyla müdahalesi dün de Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı önünde toplanan Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) üyeleri tarafından yapılan açıklamayla protesto edildi. SİYAD Yönetim Kurulu “Yaratılan bu utanç tablosu karşısında Kültür Bakanı Ömer Çelik derhal istifa etmeli’’ dedi. Gözaltına alınanlar ise polis şiddetine maruz kaldıklarını söylediler.  İstanbul Film Festivali’nin Yaşam Boyu Başarı Ödülü’nü almak üzere İstanbul’a gelip de pazar günkü Emek Sineması eyleminde polis müdahalesine tanık olan dünyaca ünlü yönetmen Costa-Gavras dün bir açıklama yaparak Başbakan Tayyip Erdoğan’a çağrıda bulundu. Gavras açıklamasında şunları söyledi: “Barışçıl bir toplantı sonrasında çıkan ve tam olarak neyin tetiklediği bilinmeyen şiddet olayları bize bu toplantının asıl sebebini unutturmamalı. Önemli bir sinema, bir kültür merkezi, tahrip edilmemelidir. Bu sanki geçmiş belleğimizden bir parçayı silmek ve gelecek için önemli bir mekânı ortadan kaldırmak gibidir. Bu da politik, sosyal ve sanatsal bir hata olur. Bulunduğu yerin gerektirdiği tüm saygı ile, Başbakan’a, İstanbul’un kültürel bütünlüğünün garantörüne seslenmek istiyorum. Ondan bu salonu kurtarmasını ve ticaretin kültürden üstün gelmemesi için harekete geçmesini rica ediyorum.”

ATİLLA DORSAY’DAN VEDA PROTESTOSU

Eylem sırasında polisin sıktığı gazdan etkilenen sinema eleştirmeni Atilla Dorsay, Sabah gazetesindeki köşesinde dün yayımlanan ‘Veda Zamanı’ başlıklı yazısında “Emek yoksa ben de yokum” diyerek, mesleği bıraktığını açıkladı. Daha önce Emek Sineması’na kazma vurulduğu an görevi bıracağını açıklayan Dorsay, veda yazısında şu ifadeleri kullandı: “Bugün artık Emek yok. Onun gerçek ve de simgesel önemini anlatamadık. Benim için artık ne sözün, ne de yazının önemi kaldı. Bu belki, artık sessiz kalmanın çığlık atmaktan daha önem kazandığı bir durumdu. Ve bırakmak kaçınılmaz oldu.”