Ekonomi tümüyle dış politikaya endekslendi

Güncelleme Tarihi:

Ekonomi tümüyle dış politikaya endekslendi
Oluşturulma Tarihi: Nisan 06, 2004 00:00

GAZETELERE baktığınızda Türkiye’nin gündeminde ‘CHP tartışması’ öne çıkıyor ama ekonominin gündeminde CHP’nin geleceği pek yer tutmuyor. CHP, ekonomik aktörlerin gündemine, ancak ‘AKP’ye alternatif arayışları’, bu çerçevede ‘Kemal Derviş ne yapar?’ sorularıyla geliyor. Derviş’in ‘lider olmayacağım’ demeçlerine rağmen, CHP’nin liberal bakışla yeniden organize olması ya da sağda yeni alternatif arayışı iş kesiminin de, ileriye dönük olsa da, gündeminde...Bu tartışmalar Türkiye’nin siyasi gelişimi, gerçekten çağdaş bir ülke olması açısından bence de çok önemli, ama ekonominin gözü kulağı, şu sıralarda dış gelişmelere kitlenmiş durumda.Herşeyden önce 24 Nisan’da Kıbrıs’ta, hem Rum hem Türk kesiminde yapılacak referandumlarda çıkacak sonuçlar merak ediliyor. En çok da Türk tarafındaki referandumdan ne çıkacağı. Rauf Denktaş’ın ‘hayır’ kampanyası yürüteceği, artık hemen hemen kesinleşti. Denktaş’ın ne kadar etkili olacağı, Kıbrıs’taki Türklerin AB üyesi olmak için ne kadar istekli olduğu, bu referandumda ortaya çıkacak. Ekonomik aktörlerin bu referanduma, özellikle de Türk tarafında yapılacak referanduma gözlerini çevirmesinin ardında ‘AB’yle tüm üyelik müzakerelerinin başlayıp başlamayacağı’nı kestirme merakı yatıyor. Rum tarafında yapılacak referandumda hayır çıksa bile Türkiye’nin üyelik müzakerelerine başlayacağı varsayımıyla hareket edildiği için, şimdi gözler Türk tarafında. Ekonominin aktörleri bu konuyu o kadar merak ediyorlar ki; bazı yabancı finans kuruluşlarının iktisatçıları Kıbrıs’ta, özellikle de Türk kesiminde ‘nabız tutma’ turlarına bile başladılar. Görüşebildikleri resmi yetkililerle görüşüp, muhalefeti dinleyip, halkın arasında gezip, bir anlamda kamuoyu araştırması yapıyorlar, raporları için izlenim ediniyorlar. Bütün bunlara bakarak Türkiye’ye yatırım yapacak, özellikle de kısa vadeli sermaye getirecek yatırımcılara yol gösterecek raporlar yazılacak. Bu izlenimler önemli, çünkü önümüzdeki dönemde TL’nin değerinin yani faizin ne olacağı, kurun ne olacağı, daha çok Kıbrıs ve dolayısıyla AB’ye ilişkin katedilecek gelişmelere bağlı olacak. Bence akıllı bir iş yapıyorlar.HÜKÜMET ‘EVET’İ ZORLAR Şu sıralarda gözden uzak tutulan bir başka önemli, hatta hayati dış gelişme de, haziranda İstanbul’daki NATO Zirvesi’nde yaşanacak. ABD’nin Türkiye’yi ‘Ortadoğu’ya sınır bir üs yapma’ niyeti, Almanya’daki NATO birliklerinin Türkiye’ye taşınma fikri, zaten belli. Bu kapsamda ABD’nin, Fransa başta olmak üzere Avrupa ülkelerini ikna etmesi gerekiyor. Bu yolda ilerlemeler olduğu, ABD’nin bu konuda kararlı olduğu, ‘Büyük Ortadoğu Projesi’ kapsamında Türkiye’ye önemli roller biçileceği de, netlik kazanmasa da, yazılıp çiziliyor.Bence AKP Hükümeti, bu hayati NATO Zirvesi ve Türkiye’nin burada netleşecek uluslar arası rolüne de bağlı olarak, Kıbrıs’ta, özellikle de Türk tarafında yapılacak referandumdan ‘evet’ çıkması için işi zorlamaya devam edecektir.Aynen İsviçre’de olduğu gibi, Kıbrıs sorunun çözümü için çabalamak zorunda. Bu zorlama nasıl olur, referandum öncesi çıkıp, ‘Evet oyu çıkmaz, AB’yle bütünleşme sağlanamazsa bizim bu ekonomik koşullarda size yardım olanağımız kalmadı’ mı denir, başka yollar mı bulunur, şimdilik bilinmiyor. Hükümet ‘biz taraf olmayacağız’ diyor ama, yöntemi ne olursa olsun bence taraf olmaya devam edip, referandumdan evet çıkmasını sağlamaya çalışacaktır.Çünkü NATO kanalıyla ABD’nin Türkiye’ye biçtiği rolün gerçekleşmesi için de, bu tür sorunların giderilmesi gerekiyor... Zaten ABD’nin, Yunanistan ve Rum kesimi üzerinde kurduğu baskının da önümüzdeki günlerde daha da artması bekleniyor. Bu aşamada Türkiye’nin sadece ABD’nin çizdiği rolle yetinmesi, ülkenin geleceği için büyük talihsizlik olur. Bırakın başka nedenleri, sırf ABD’yi dengelemek için bile, AB’ye üyeliğin daha da zorlanması, müzakere sürecinin başlatılması gerekiyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!