Down Cafe'de sevgi var, aşk var…

Güncelleme Tarihi:

Down Cafede sevgi var, aşk var…
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 29, 2012 17:14

Adana'da yaşıyorsunuz… Çok bunaldınız, bir yerlere kaçıp kafa dağıtıp, stres mi atmak istiyorsunuz? O halde Gazipaşa, Kazım Büfe'nin eski yerinden başlayıp aynı hizada yolunuza devam edip 3. Sokaktan sola dönüyorsunuz… Bahar Sokak, Köşem Apartmanı altı Down Cafe en doğru adreslerden biri… Ve onlar da sizi ağırlamaktan mutlu olacak!

Haberin Devamı

Kadın Eli Dernek Başkanı Psikolog Serap Zeynep Baltacı'nın hazırladığı bu proje İç İşleri Bakanlığı tarafından kabul görülüp 2011 Aralık ayında da cafe hizmete açılmış… Birçok kişinin emeği var… Başta Serap Hanım, sonra Kadın Eli Dernek Üyeleri, Down Sendromlu çocuklar ve aileleri…

Burada Down Sendromlu çocuklar sosyalleşirken Adanalılar da müthiş tatlarla midesini şenlendiriyor!
Öyle bir atmosfer ki, iki dakikada her şeyi unutuyorsunuz… Siz onlara küçücük gülümsüyorsunuz onlar size kocaman olan sevgi depolarını hemen boşaltmaya başlıyorlar. Ama yeter ki onlara içten davranın!

/images/100/0x0/55eb4c33f018fbb8f8b82caf
Â

Saygı da, servis de mükemmel ama biraz utangaçlar… Özellikle Koray… Başta yaklaşmadı yanımıza sonra da röportaj boyunca sağımda Koray, solumda Ekrem vardı…

Haberin Devamı

Her gün 3 çeşit yemek çıkıyor…  Ve karnınızı 7 TL ile doyurabiliyorsunuz… İnanılmaz hijyenik bir yer. Pasta, çay, kahve ne ararsanız var… Diğer kafelerden hiçbir eksiği yok hatta duruma göre fazlası bile var diyebiliriz…

Mesela Ayşegül de Down Sendromlu çocuklardan… Ama inanılmaz zeki, kendini müthiş geliştirmiş… Hatta Adana'nın Down Sendromlu olan tek üniversite mezunu… Bıcır bıcır, enerji dolu…

Down Cafe nasıl oldu? İstanbul ve Ankara'da da var, bu yerlerle bağlantınız var mı?
Hayır yok…  Bu tamamen ayrı,  Down Cafe diye proje üretip, İç işleri bakanlığına gönderdim, onayladılar ve 50 bin TL verdiler. Ama tabii bu yeterli değil. Kendi çabalarımızla, Çukurova Belediyesi,  Büyükşehir Belediyesi'nden desteğiyle de masa sandalye, buzdolabı gibi ihtiyaçlarımızı temin ettik sonra bu kafeyi hayata geçirdik.

Projenizin amacını bize biraz anlatır mısınız?
Çocuklarımızın sosyal ve psikolojik entegrasyonlarıydı yani gelişimleri ve toplumdaki ön yargıları kırmaktı. Ben psikoloğum ve okullarında da görev yaptım. Dışarda "Aman bir şey yapar mı, çocuğuma zarar verirler mi?" gibi ön yargı vardı şimdi bu olayı ortadan kaldırdık ve çok güzel aktiviteler yapıyoruz… Dans ediyoruz, oyunlar oynuyoruz çok eğleniyoruz.

/images/100/0x0/55eb4c33f018fbb8f8b82cb1


Çalışanlar sadece Down Sendromlular mı?
Evet, mutfak kısmında da Kadın Eli Derneği'nden arkadaşlarımız var. Bu arada Kadın Eli diyorum ama erkek üyelerimiz de var. Mesela Cihangir Tümtürk de burada duruyor.

Aileler?
Tabii ailelere de her daim açık kapımız. Diledikleri zaman gelip burada durabilirler. Hatta ben hepsine "Gelin burada siz de durun reçel yapın bir şeyler üretip burada satın para kazanın" diyorum ama sanırım bizim kadınlarımız biraz tembel, bunu açıkça dile getireceğim artık (Gülüyor)

Müşterilerin ilgisi nasıl?
Yerel yönetim, yerel basın ve ulusal basın sayesinde biraz bilinir olduk…  Hatta TRT'den Zuhal Topal da programına davet etti… Ama tam tanınmak, bilinmek için biraz zamana ihtiyacımız var.

En fazla kaç kişiyi ağırlayabilecek kapasiteniz var kafenizde?
50 kişi civarında…

Peki, neden daha işlek bir yerde bu cafeyi açmadınız?
Paramız ancak bu kadarına yetti. Geçen gün kiramızı toparlayabilmek için bir gece düzenledik bir kısmını toparladık.

Ne kadar?
15 bin TL…

Çukurova Belediye Başkanı Yıldıray Arıkan'ın size bir sözü vardı yer vermek adına, ne oldu?
Evet, ama yeni yer yaparlarsa verecekler. Başkanımıza da bu sözünü sık sık hatırlatıyoruz zaten. Aslında Büyükşehir Belediyesi merkez parkta çeşitli kuruluşlara, derneklere yer veriyor bize de orada yer verebilir ve orada şube açabiliriz çünkü o kadar çok Down'lu çocuğumuz var ki! Mesela bu yaz ben bütün engelliler okullarını gezip çocuk isteyeceğim. Ne kadar çok aile duyarsa o kadar insan duyacak ve bu işin daha çok duyulmasına ve iyice yerleşmesine de sebep olmuş olacağız.
/images/100/0x0/55eb4c33f018fbb8f8b82cb3

Haberin Devamı

Fiyatlarınız nasıl?
Cihangir Tümtürk: Bir öğle yemeği 6-7 TL arasında. 3 çeşit yemek… Etli ve etsiz olarak da ikiye ayrılıyor.
Serap Zeynep Baltacı: Ticari kaygı taşımadığımız için fiyatlarımızı özellikle ucuz tutuyoruz. Sadece kendini çevirsin yeter diye düşünüyoruz.

Çevre sakinlerinin ilgisi, tepkisi nasıl?
Destek olayı yok ama köstek de görmedik. STK'lardan bizi destekleyenler oluyor, velilerimiz kabul günlerini ya da organizasyonlarını burada yapıyorlar filan.
Burada bir organizasyon yapılacak olsa neler sunuyorsunuz ve ne kadar fiyat veriyorsunuz?
Cihangir Tümtürk: Dünya mutfaklarının tüm örneklerini sunabiliyoruz. Çay kahve pasta yemek her şey dahil ise eğer kişi başı 11 TL filan oluyor.

Günde 10 TL veriyorsunuz, çok az değil mi?
Öyle ama burada amaç para kazanmak değil, sosyal olmaları… O parayı da harçlık olarak veriyoruz… O harçlığı verdiğiniz zaman inanılmaz motive oluyorlar mutlu oluyorlar. Kendilerine ait bir dünyaları var ve o parayı çok büyük miktar olarak düşünüyorlar.

6 aydır ne gibi değişimler yaşandı?
Muhteşem değişimler oldu. Hakan eskiden konuşmazdı, asosyal bir çocuktu ama şimdi tutamıyoruz, evde sürekli konuşuyormuş. Bu arada evde de servis yapıyorlarmış, kahve yapıyorlarmış. Onların mutluluğu bizi her şeyden çok mutlu ediyor. Kifayet Olguner mesela gönüllü arkadaşımız ve her gün mesai yapar gibi buraya gelip gidiyor.

Birbirleriyle nasıl anlaşıyorlar?
Cihangir Tümtürk: Kavgaları olmuyor… Zaman zaman kırgınlıkları olabiliyor ama anında birbirlerine sarılıp barışıyorlar. 2 ay önce bir toplantıdaydık orada bulunanlar mesai arkadaşlarından şikayet ediyorlardı. "Ya durun neyi şikayet ediyorsunuz? Personelinizi Down Cafeye 2-3 gün gönderin burada Down Sendromlularla yaşasınlar sevgiyi saygıyı, şefkati, ilkeli ve prensipli yaşamayı verilen görevi eksiksiz yapmayı öğrensinler" dedim. Ufacık sevgi veriyorsunuz kocaman sevgiyle size geri dönüyorlar.

Serap Zeynep Baltacı: En büyük istedikleri de bu sevgi zaten. Çok da çalışkanlar verilen işi titizlikle yerine getiriyorlar. Mesela Almanya'da otomasyonda Down'lu çocuklar çalıştırılır. Önüne gelen parçayı çok dikkatli monte ettiği için, artı sigara çay molası talepleri olmadığı için %100 verim alıyorlar. Ama tabii çok çabuk yoruluyorlar o yüzden çok da yormamak gerekiyor.

Aileler için bir maddi zorluk teşkil ediyor mu? Sonuçta kendileri getirip götürüyorlar…
Serap Zeynep Baltacı:  Ailelere külfet değil ki, aksine zaten annelerine gidip çarşı pazar işlerinizi halledin, çocuklarınız burada güvende diyorum.
Cihangir Tümtürk: Yerel yönetimlerin iş birliği ile burası için bir servis aracı konusunda yardım edilse çok daha iyi olur …
Serap: Sadece servis aracı değil yerel yönetimlerin başlı başına destek vermesi gerekiyor aslında…

Haberin Devamı

İzlediğim kadarıyla gelen müşterilere, misafirlere yaklaşımları gayet iyi gibi…
Serap Zeynep Baltacı: Güzel bayanları, güzel insanları görünce çok severler… Siz geldiğinizde biraz çekindiler ama… Mesela Hakan sizi görünce "Ben utanırımmm" dedi ve kaçtı hemen (Gülüyor)

Sevgilileri var mı?
Hayali var (Gülüyor) Bir köşeye geçip telefonla konuşurlar, kahkaha atar sohbet ederler zannedersiniz ki gerçekten konuşuyorlar, oysa telefon kapalı!

Serdar ve Leman Down Sendromlu deÄŸiller mi?
Hayır, değiller. Öğrenme engelli çocuklarımız ama biz ayrım yapmıyoruz ve onların da çalışmalarına imkan sağlıyoruz. Keşke çok imkanımız olsa da hepsine yardımcı olabilsek. Sabancı Vakfı'na da bir proje yapmıştım, Adana'da engellilere yönelik projeydi, formatımıza uymadı dediler.

Sohbet arasında Ayşegül'ün üniversite mezunu olduğunu söylemiştiniz… Hangi bölüm?
Evet, Adana'da ilk Down Sendromlu üniversite mezunu… 2 yıllık kuaförlük-cilt bakımı bölümü…
Aslında kafenizin olduğu yer fena değil, içi de çok güzel… Sanki bir mimari işlemle daha da güzel olacak gibi… Renkleri siz mi seçtiniz?
Biz... (Gülüyor) Kendi imkanlarımızla ancak bu kadar yapabildik, bırakın mimarı bir çatal alan olmadı.
Az önce fotoğraf çekimlerinde duvarda bir fotoğraf asılıydı… Kim o?
Seda Akdoğan, Down Sendromlu bir çocuğumuzdu ama maalesef kaybettik… Ailesi de onun anısına bahçeyi düzenlendi ve Seda'nın anısına yapıldı…

Haberin Devamı

Sonra sohbetimize çocuklar da dahil oluyor ve sorulara onlar da cevap vermeye başlıyor… Serdar Taşan, Ayşegül Kara, Hakan Küçük, Koray Karaoğlu, Ekrem Sevimli, Leman Özgören ve Emine Mustang…
Mesela Serdar kazandığı parayı biriktiriyor… İyi bir yatırımcı diyebiliriz… Ve hayali cafe açmak…

Burada mutlu musunuz?
(Hep bir ağızdan) Evetttt…
Ayşegül Kara: Çok mutluyum, çok güzel arkadaşlarım oldu
Koray Karaoğlu: Down Cafe'de mutluyum, herkesi çok seviyorum. Sizi de çok seviyorum, Kadınlar Eli Derneğini seviyorum.
Ekrem Sevimli: Mutluyum
Emine Mustang: Ben de…
Leman Özgören: Mutluyum, çok güzel.
Hakan Küçük: Hocalarıma teşekkürler, çok seviyorum burayı. Çay veriyorum, kahve veriyorum yemek veriyorum ben burada… Az veriyorum ama

Haberin Devamı

Neden?
Hakan Küçük: İşte

Tipe göre mi?
Hakan Küçük: Sen de kilo alma diye az veririm yemek.

Her gün gelmek istiyor musunuz?
Koray K.: Her gün gelmek istiyoruz. Pazartesi'den pazara kadar… Açsınlar, Pazar da gelelim.

Bana hayallerinizi anlatır mısınız? Mesela en çok ne olsun istiyorsunuz?
Ayşegül K.: Devletin iş imkanı sağlaması.
Serap Zeynep Baltacı: Ayşegül KPSS sınavına da girdi! Zaten Belediye Başkanımızla da görüşmüştük. Aslında olsa ne kadar güzel olur, ilk olur.

Ayşegül cilt bakımı mezunusun… Birkaç tüyo verir misin bana, cilt bakımında neler yapmak lazım?
Ayşegül K.: Meslek sırrımı vermem…. Ya da sonra konuşalım şimdi olmaz!

Peki, sizin hayalleriniz ne?
Hakan K.: Necla'yla evleniyoruz. Hediye aldım ona, evleneceğiz. Necla'ya ev alacağım, sonra düğün yapacağız.
Serdar T: Ben Şato'da da çalışıyorum. Ben de açacağım böyle yer. Herkesi çok seviyorum. Herkes gelsin buraya yemek yesin, çay içsin, pasta yesin…
Koray K.: Ben çok kısmetliyim biliyor musun!  İlkokulumu bitirdim, diplomamı da aldım. Okulumdan sıkılmıştım değiştirdim şimdi başka yerdeyim çok seviyorum.

Serap Zeynep Baltacı: Yamaç paraşütü de yaptı Koray.
Koray K.: Korktum biraz

Erkek adam korkar mı!
Ekrem S.: Kooorkmaaazzzzz !!!!
Hakan K.: Ben yalan mı söylüyorum? Yalan söylemedim, evleneceğiz biz… Koray yalancı diyor!

Yemek yapmayı biliyor musunuz?
Ayşegül: Bennn biliyorummmm!!!

"Her iş gelir elimden yani!" diyorsun Ayşegül öyle mi?
Ayşegül: Evet. Pastadan tut yemeğe kadar. (Gülüyor)

Ayşegül yemek de yapıyor ama sizler daha çok yemeyi seviyorsunuz sanırım?
Koray: Eveeet… Her yemeği çoook seviyorum. (Gülüyor)
Serdar: Makarna çok severim.

Siz para kazanıyorsunuz… Eve para götürüyorsunuz... Bu da sizi mutlu ediyor mu?
Çooooook (hep bir ağızdan)

İlk maaşınızla neler yaptınız?
Serdar T.: Çeyrek aldım! (Gülüyor)
Ayşegül K: Kendime yemek alıyorum bazen. Ama şimdi biriktiriyorum, telefon alacağım.
Hakan K: Anneme verdim sonra Necla'ya hediye aldım… Çiçek aldım… Sana da çiçek alacağım, maaşımı alayım da öyle…
Leman Ö.:  Biriktiriyorum, kolye alacağım. Vardı ama artık yok… Çaldılar…
Emine M.: Annem bana elbise aldı. Düz, çok güzel, değişik…
Koray: Bir şey almadım, biriktiriyorum. Büyük bahçeli, havuzlu ev alacağım. Ve büyüdüğümde düğünümü havuz başında yapacağım, açık hava düğünü olacak. Açık büfe yemek olacak ve Cihangir Bey, Serap Hoca, Kifayet Anne açık büfede olacak, herkes gelecek yemekler olacak. Kebapla lahmacun olacak.

Peki Koray ama sevgilin var mı?
(Suskunluk)

Ekrem Senin sevgilin var mı?
Ekrem S.: Sen! (Kahkahalar) Evlenicez…
Serap Zeynep Baltacı:  (Gülüyor) Aşık oldu! İşte böyle bir yer burası, bakın hepsinin hayali var.
Kifayet Olguner: Bir tane daha var o burada olsaydı şimdiye size mektup yazmıştı. Herkes onun balı (Gülüyor)

Herkesin buraya gelmesi, Adana'lıların size destek olması için onlara ne söylemek istersiniz?
Serdar T.:  Gelsinler, sohbet ederiz, çay içeriz, yemek yeriz… Eğleniriz, oynarız…
Ayşegül K.: Müşterilerimizin çok olmasına seviniriz. Mutluyuz burada, canları sıkılırsa onlar da gelebilirler.
Hakan K.: Herkes gelsin… Herkese yemek veriyorum ben, kahve de veriyorum.
Koray K.: Bütün herkes 100 kişi olarak, dünya kadar gelsinler. Onlara hoş geldin deriz, servis açarız… Burada doğum gününüzü de kutlarız.
Leman: Herkesi bekliyoruz.
Emine: Ben de herkesi bekliyorum.

Ekrem!?
Neee!!!!

Sen ne söylemek istersin?
Gelsinleeeeerrrrr…

Serap Hanım sizlerin son olarak eklemek istedikleri neler?
Hepimiz herkesi bekliyoruz… Diyorum ya Adana'nın Down Cafe ile tanışması lazım, boş zamanlarında gelsinler görsünler, bu çocuklarımızla vakit geçirsinler buranın mutluluğunu, huzurunu herkesin hissetmesini istiyoruz.
Cihangir Tümtürk: Bir adım da sen at diyoruz.
Serdar T.: Yemek hazırlamak istiyoruz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!