Güncelleme Tarihi:
Türkiye, aile içi şiddette Pakistan, İran ve Hindistan'dan sonra dördüncü sırada yer alıyor. Her dört öğretmenden biri, öğrencisini dövüyor. Yine her yüz çocuktan kırkı, okulda dayakla karşılaşıyor.
Eğitim Sen İstanbul 2 Nolu Şube Başkanı Alaaddin Dinçer'in yaptığı 'Eğitim Sistemi ve Şiddet' araştırmasının sonuçları, eğitimde şiddeti gözler önüne seriyor. Öğretmenlerin saç, kulak çekme, tebeşir, silgi fırlatma, tek ayak üstünde ve çöp sepetinde bekletme gibi şiddet içeren cezalara zaman zaman başvurduğunu belirten Dinçer, ‘‘İçinde bulunduğumuz eğitim sistemi insanları ezen, kişiliklerini bozan, kendine güveni, yaratıcılığı yok eden, olumsuz insanların yetişmesine olanak tanıyan bir kurum’’ dedi.
Çocukların duygusal ve kişilik gelişimlerinde okul yaşamının büyük önemi olduğunu söyleyen Alaaddin Dinçer, ‘‘Okulun ve öğretmenlerin çocuğun ilişkilerinde, kişilik gelişiminde çok önemli bir etkisi bulunmaktadır. Dayatmanın bir model olarak benimsendiği eğitim sisteminde dayak, baskı, yasak ve ezbercilik bilinçli bir tercih olarak kullanılmaktadır’’ diyerek, eğitimcileri uyardı.
Kendisi de ilkokul öğretmeni olan Dinçer, eğitimde şiddete karşı çıkarak, şunları söyledi:
‘‘Okul eğitimi yasakçı olmamalıdır. Okula çocukları uydurmaktan çok, okulu çocuğa uydurmanın araçlarını yaratmak gerekiyor. Çocuklarımıza vereceğimiz eğitimde, onların bir iş sahibi olmalarını, para kazanmalarını ve ekonomik yaşamlarını kurtarma fikrini öne çıkarmamak gerekiyor. Onlara vereceğimiz en iyi eğitim, yaşamın bütün zorluklarına karşı direnebilecek kişilikte insanlar yetiştirmek olmalıdır’’
Eğitim bilincine ulaşmamış, eğitim psikolojini bilmeyen öğretmenlerin meslekte çok fazla kalmasının şiddeti artırdığını vurgulayan Dinçer, ‘‘Bu olumsuzluğu en aza indirmeye çalışan öğretmen sayısı ne yazık ki, çok az’’ diye konuştu.
Yapılan araştırmada Türkiye'nin aile içi şiddet sıralamasında Pakistan, İran ve Hindistan'dan sonra dürdüncü sırada yer aldığını belirten Dinçer, ‘‘Aile içinde şiddet bir terbiye yöntemi olarak algılanmaktadır. Aileler arasında yapılan anketlerde 100 aileden 34'ünde şiddete başvurulmaktadır. Her iki aileden birinde çocuklar dövülmektedir’’ dedi.
Dayağın bıraktığı psikolojik izler
Araştırmalara göre, küçükken utanca boğulan, aşağılanan, horlanan ve dayak yiyen çocukta, şu etkiler görülüyor:
İnsanlara güvenmez
Herşeye olumsuz bakar
Dürüst davranmaz
Sürekli yalan söylemeye yönelir
Aile içi iletişim kaybolur
Yetişkinlerden korkarak büyür
Çocukta kişilik ve kimlik kaybı olur
Tepkisiz, yalnızlık, çaresizlik, kararsızlık, güçsüzlük, deprasyon gibi psikolojik ve fiziksel bozukluk geliştirir
Ruhsal bunalıma girer
Uyum bozuklukları belirir
Altını ıslatmaya başlar
Kekemelik, parmak emme gibi davranışlara girer.