Doktora cüppesinin altından çıkan genç

CUMA günü sabahı, ben ve bütün Hürriyetçiler mutlu bir gün yaşadık.İstanbul Üniversitesi'nde düzenlenen bir törenle Oktay Ekşi'ye ‘‘Fahri Doktora’’ unvanı verildi. Bence bu doktorayla Oktay Ekşi kadar İstanbul Üniversitesi de onurlandırıldı.Çok sevdiğim bir söz vardır:Şeref-ül mekán bil-mekin. Türkçe'ye şöyle çevirebiliriz: Mekánın şerefi mekin (oturan) iledir.Üniversitenin seçimi de, fahri doktoraların en isabetlisini verdiği için mutlu olmalıdır.Oktay Ekşi de hak ettiği için.Doktora unvanından sonra yaptığı konuşmayı, bütün nostaljik etik solistlerinin ve koristlerinin dinlemesini isterdim.Bu etik goygoycuları, basın tarihini bilmeden, incelemeden, hiçbir belgeye bakmadan, kulaktan dolma bilgilerle, bugün basının durumu kötüdür diye, kazan kaldırır gibi sayfa kaldırırlar.* * *GEÇMİŞTE paralı basın tarihinin nasıl işlediğini, gazetecilerin iktidardan nasıl para sızdırdıklarını, nasıl satıldıklarını örneklerle anlattı, yaptığı konuşmada.Bugün bunları öğrenenler, basının bugünü için söylediklerinden utanmayacaklar mı?Ya cahilliklerini kabul edecekler, köşe yazılarını bırakıp köşeye çekilecekler, ya da kötü niyetli olduklarını kabul edip kara gözlüklerinin ardında topluma görünmeyecekler, kaçacaklar.Eski gazeteci şantajcılarını okuyanlar, bugün için acaba ne düşünecekler?Bazılarının çok övdüğü yakın geçmişte de beter örnekler var.Artık bugün gazeteler, gazeteciler lütuf beklemiyor. Padişahın sayfalarına atacağı birkaç altının zilletine baş eğmiyorlar.Artık basında şantaj yok, diyebilir miyiz?Bugün bunu yapanlar yok mu? Var, ama bugün bakın kendi kendini eleştiriyor.Oktay Ekşi'nin yazısına aldığı bir olay, tipik bir karalama:Sedat Simavi, Cihat Baban'ın gazetesinden teknik adam alınca, Baban gazetesi Tasvir'de Hürriyet için şöyle bir haber yayınlar: Yahudi sermayesi. Güya Hürriyet, Yahudi sermayesi ile çıkıyormuş. Erol Simavi Bey, muhasebe müdürünü odaya kapatır, kilitler, evladı üstüne yemin ettirip, gerçeği öğrenir.Makineleri Burla Biraderler getirmiştir, sadece o kadar.Cihat Baban'ın ‘‘Sana öyle bir çamur atarım ki, temizleyemezsin’’ sözünün anlamı o zaman anlaşılır.Oktay Ekşi, bugün Türk basınının, kendini irdeleme bilinci ve uygulaması yönünden çok ciddi adımlar attığını söylüyor.Bu önemli, cesur, dürüst konuşmasıyla bir haksızlığı gidermiş oldu Oktay Ekşi.* * *KÖTÜ NİYETLİ ve bilgisiz olanların dışındaki herkes elini vicdanı üzerine koyup yemin ederek şu soruyu cevaplandırmalıdır:‘‘Kaldı ki, gazetecilik dahil her şey eskisinden kötüye gidiyorsa, sonuç olarak Türkiye olarak biz niçin eskisinden daha iyiyiz?’’