Dink cinayeti davasına ara verildi

Güncelleme Tarihi:

Dink cinayeti davasına ara verildi
Oluşturulma Tarihi: Nisan 20, 2009 17:04

Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin görülen davada, Cumhuriyet Savcısı, tutuklu sanıklardan Ersin Yolcu ve Ahmet İskender'in tahliye edilmesini istedi. Duruşmaya, ara karar yazılması için ara verildi.

Haberin Devamı

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada söz alan müdahil avukatı Ergin Cinmen, davada Hrant Dink'in öldürülmesiyle ilgili sanıkların mensup oldukları yasa dışı yapılanmanın tam açıklanmadığının ortaya çıktığını söyledi.

Dosyada yer alan Başbakanlık Teftiş Kurulu raporu ekindeki kronolojide, dava sanıklarının 2004 yılından Dink'in öldürüldüğü 19 Ocak 2007'ye kadar takip edildikleri bilgisinin yer aldığını anlatan Cinmen, sanıklardan Erhan Tuncel'in, dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek'in bilgisinde Hrant Dink'in öldürüleceğine dair istihbarat verdiğini, Akyürek'in bu bilgiyi İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı'na gönderdiğini, dönemin İstihbarat Daire Başkanı Ahmet İlhan Güler'in de bu bilgiden haberinin olduğunu ifade etti.

“EMNİYET MÜDÜRLERİ VE ALBAY ÖZ TANIK OLARAK DİNLENSİN”

Avukat Cinmen, Hrant Dink'in, Yasin Hayal tarafından öldürüleceği ihbarının Coşkun İğci tarafından Trabzon Jandarma Komutanlığı'na bildirildiğini, dönemin komutanı Albay Ali Öz'ün de bu bilgiden haberi olduğunu savunarak, “Görevli en az 7 kişi, Hrant Dink'in öldürüleceği bilgisine sahip. Geçen celse bazı polis memurları tanık olarak dinlenildi. Ramazan Akyürek'ten sonra Trabzon Emniyet Müdürü olan Reşat Altay'ın da bu bilgiden haberi var. Sanıklardan Ogün Samast, otobüse binene kadar takip edilmiş. Devletin bütün teşkilatı bunu biliyormuş yani” diye konuştu.

Davanın kamu vicdanında aklanması için, İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, dönemin İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ahmet İlhan Güler, dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek, eski Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay ve dönemin Trabzon İl Jandarma Komutanı Albay Ali Öz'ün tanık sıfatıyla aynı celsede dinlenmesini talep eden Ergin Cinmen, bu kişilerin, olayla ilgili “Diğerlerinin sorumluluğu olduğunu” söylediklerini, Reşat Altay'ın hiç ifadesinin alınmadığını ve bu ifadelerin açığa çıkarılması gerektiğini söyledi.

Şahısların ifadelerinin talimat yoluyla alınmamasını isteyen Cinmen, mahkeme salonunda tanık olarak ifadesi alınacak söz konusu görevlilere yüzleştirme faaliyetinin de yaptırılabileceğini kaydetti.

TANIK TALEPLERİ

Müdahil avukatlardan Deniz Ünal da Veysel Şahin'in “Yasin Hayal'i daha önce gördüğü” yönünde ifadesinin olduğunu, Yavuz Çetinoğlu'nun anlatımına göre de “Ergenekon” davası sanıklarından Ercüment Ovalı ile Erhan Tuncel'in birbirlerini tanıdıklarını” belirterek, Şahin ve Çetinoğlu'nun mahkemede tanık olarak dinlenilmesi gerektiğini söyledi.
Avukat Ünal, Hrant Dink'in öldürüldüğü gün, çevredeki güvenlik kameralarına yansıyan bir görüntüde “bir şahsın telefonla görüştüğünün görüldüğünü” ifade ederek, baz istasyonları tespiti yapılarak telefon görüşmelerinin dosyaya gönderilmesini istedi.
Avukat Hakan Karadağ ise Türk Telekom İletişim Dairesi Başkanlığından, Erhan Tuncel ile istihbarat birimlerinin yaptığı telefon görüşmelerinin dökümünü istemelerine rağmen, sağlıklı bilgi alamadıklarını belirterek, bu bilgilerin en kısa sürede, talimat ve yönetmelik bilgileri yazılmadan basit bir şekilde gönderilmesi yönünde müzekkere yazılmasını talep etti.
Dink ailesinin avukatlarından Bahri Belen de davada dinlenilmesi gereken önemli bir gizli tanık olduğunu belirterek, bu tanığın davanın tüm sanıklarının salonda bulunduğu bir celsede dinlenmesini istedi.

SANIK AVUKATLARININ TALEPLERİ

Tutuklu sanık Ogün Samast'ın avukatı Levent Yıldırım, müvekkili Samast'ın “Yattığı süre, yaş küçüklüğü ve hukuka uygunluk” nedenleri göz önüne alınarak, tutuklu sanıklardan Erhan Tuncel'in avukatı Hasan Özçelik ise olaylarda muhbir olarak yer alan ve bilgilerini görevlilerle paylaşan müvekkili Tuncel'in, yattığı sürenin de dikkate alınarak tahliye edilmelerini talep etti.

Tutuklu sanıklardan Ahmet İskender ve Ersin Yolcu'nun avukatı Feyzullah Şama, önceki celsede 3 sanığın “Suç vasfının değişmesi” gerekçesiyle tahliye edildiğini ve müvekkillerinin de bu nedenle tahliye edilmesi gerektiğini savunarak, Pelitli'de “Psikopat” olarak tanınan Yasin Hayal'in, çevresine olduğu gibi müvekkillerine saldığı korkunun da gönül bağından ziyade arkadaşlıklarında bir unsur olduğunu görmek gerektiğini dile getirdi.

Örgütsel bir yapının olmadığını ve varsa bile bunun güçlü delillerle kanıtlanması gerektiğini anlatan Şama'nın, “Olayda haksız tahrik unsuru da var” sözleri ise Dink ailesi ile müdahil avukatlarının tepkisini çekti.

FRANSIZ AVUKAT TARTIŞMASI

Tutuksuz yargılanan sanık Mustafa Öztürk'ün avukatı Havva Sezen, duruşmaya cübbeleriyle katılan 5 Fransız avukatın, duruşmayı izlemek üzere İstanbul Barosu'ndan talepte bulunduklarını ve baronun da izin vermediğini duyduğunu ifade ederek, baronun talebi yanıtladığı yazıda, bu kişilerin Paris Barosu'na bağlı Ermeni asıllı Fransız Avukatlar Derneği'nin (AFAJA) üyeleri olduğunun ortaya çıktığını aktardı.

Avukat Sezen, baronun talebi “Katılımcı avukatların Hrant Dink ile aynı etnik kökene sahip olmasının ırk ayrımcılığı yasağına aykırı olduğu, davayı bu temelde izlemenin hukuki gözlem olmaktan ziyade siyasi bir nitelik taşıdığı ve iç işlerine müdahale anlamına gelebileceği” ifadelerini kullanarak geri çevirdiğini söyledi.
Baronun, Fransız avukatların davayı “Fransız vatandaşı olarak izleyebileceklerini” söylemesine rağmen, avukatların duruşma solonunda cübbeleriyle oturduklarını kaydeden Sezen, sanık avukatları olarak Fransızların cübbelerini çıkarmalarını, aksi halde mahkeme salonundan atılmalarını talep etti.
Bu talebe müdahil avukatları ile Dink'in ailesi tepki gösterdi.

Bunun üzerine söz alan müdahil avukat Bahri Belen ise, Fransız meslektaşlarının davaya herhangi bir müdahalede bulunmak için gelmediklerini ve kendi avukatlık hukuklarına uygun olarak davaya gözlemci sıfatıyla katıldıklarını belirterek, söz konusu avukatların İstanbul Barosu tarafından bilgilendirildiklerini, bütün avukatların siyasi cinayet davalarında dünyanın her yerinde duruşmalara girebileceklerini ve avukatların ırkçılığa karşı bütün avukatların işbirliği içinde olmasını amaçlayan konvansiyona dayanarak geldiklerini söyledi.

Belen, Yunanistan'da siyasi nedenlerle yargılanan bir Türk sanığın davasına İstanbul Barosu avukatlarının katıldığını hatırlatarak, “Hrant Dink biraz insan olduğu için, ama biraz da Ermeni olduğu için, Ermeni meselesi için, Ermeni meselesi konusunda düşünce ürettiği için öldürülmüştür” diye konuştu.
Duruşmaya dünyanın her yerinden avukatların gelebileceğini savunan Belen, avukatların Paris Barosu tarafından görevlendirildiklerini, kendi taleplerinin olmadığını ve bunu saygıyla karşılamak gerektiğini aktardı.

Müdahil avukatlarından Kemal Aytaç da duruşma salonunda her kıyafetten insan olduğunu ve Fransız avukatların burada bulunmalarından şeref duyduklarını ifade ederek, “İstanbul Barosu'na bağlı bir avukatın buna karşı gelmesinden, bunu söylemesinden hicap duyuyorum” dedi.

Söz alan Dink ailesi avukatlarından Fethiye Çetin de avukatlar olarak evrensel hukuk ilkelerini savunmak zorunda olduklarını ve dünyanın her yerinde davalara gözlemci olarak katılabileceklerini savunarak, “Onlar Havva hanımın dediği gibi kişiler değil, bizim meslektaşlarımızdır” görüşünü dile getirdi.

BAŞKAN UYARDI

Sanık Mustafa Öztürk'ün avukatı Havva Sezen'in “Onlar Ermeni” sözüne tepki gösteren avukatlara mahkeme başkanı Erkan Canak da katıldı. Canak, sanık avukatlarının olduğu yöne dönerek, “Etnik, sosyolojik konulara girmeyin. Fuat bey yok, maşallah yani... Burası Türkiye Cumhuriyeti isteyen istediği yerden gelir” diye konuştu.

Duruşmada görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı Ali Haydar, tutuklu sanıklardan Ersin Yolcu ve Ahmet İskender'in, tutuklu kaldıkları süre göz önüne alınarak, suçun vasfının değişmesi ihtimaline göre tahliye edilmesine, emniyet müdürleri ile dönemin Trabzon İl Jandarma Komutanı Albay Ali Öz'ün tanık olarak dinlenilme taleplerinin ise reddine karar verilmesini istedi.

Duruşmaya, ara karar yazılması için ara verildi.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!