Dilenci değil sürgünüz

Güncelleme Tarihi:

Dilenci değil sürgünüz
Oluşturulma Tarihi: Haziran 23, 2015 10:09

Tatil beldesi Bodrum’un en işlek yolu üzerindeki parklar, Suriyeli Türkmen göçmenlerin yaşam alanı haline geldi. Çimlerin üzerinde uyuyup yardımlarla hayatta kalmaya çalışan göçmenlerin durumuna esnaf kızgın, denizciler tedirgin, turistler şaşkın, halk üzgün. Herkesin en büyük endişesi, sosyal bir patlama olması. “Dilenci değil, sürgünüz” diyen göçmenlerse çaresiz.

Haberin Devamı

Nüfusu yazın 1 milyonun üzerine çıkan Muğla’nın ilçesi Bodrum’da, Kale’den marinaya kadar olan sahil yolunda çok sayıda turist yürüyüş yapıyor. Bu, Bodrumluların her yaz görmeye alışık olduğu manzara. Alışık olmadıklarıysa, sahil boyunca uzanan parkta, yere serdikleri battaniyelerin üzerinde yaşam mücadelesi veren Suriyeli Türkmen göçmenler... Yanlarında bavullarıyla neredeyse her ağacın altında kadın ve çocuklar var. Kimileri elinde İngilizce ‘Suriye’den geliyoruz. Lütfen yardım edin’ yazılı kâğıtlar tutuyor.

Yaklaştığımız ilk gruptaki kadınlardan, adaşım Zeynep, ben daha bir şey söylemeden, “Bize dilenci diyorsunuz! Biz dilenci değil, sürgünüz!” diye sitem ediyor. Ancak daha sonra Bodrum’a nasıl geldiklerini anlatıyor: “Bir ay önce Halep’ten kaçarak Türkiye’ye geldik. Bir süre Mardin’de kampta kaldık, ancak koşullar çok kötüydü. İş var diyerek İstanbul’a geçtik ama orada tutunamadık. Otogardan bizi Bodrum’a yolladılar.”

Dilenci değil sürgünüz

Haberin Devamı

SINIRDAN GAZİANTEP’E OTOGARDAN BODRUM’A

Biraz ilerideki grupsa Tel Abyad’dan birkaç gün önce geldiğini söylüyor. Sınırdan Gaziantep’e geçtikten sonra bir kısmı otogardan doğruca Bodrum’a yönlendirilmiş, diğerleriyse İstanbul’a gittiklerini zannederken kendilerini Bodrum’da bulmuş. Kiraz, Emel ve Muhammed, “İyi insanlar bize yemek ve su getiriyor ama sigorta yok diyerek iş vermiyor. Suriye’de evlerimiz bombalanıyordu. Durum düzelse döneriz” diyor. Bodrum’dan sonraki istikametleri belirsiz. Muhammed, “Yunanistan’ı bilmiyoruz, Türkçe konuşulan yerde durmak istiyoruz” diyor. Ailelerin en büyük korkusu kamplara geri yollanmak.

‘İNSANİ DURUMUN FARKINDAYIZ AMA...’

Sahilde dükkânı bulunan esnaf, kızgın. Parkın kenarındaki taksi durağında sesler yükseliyor: “İnsani olarak üzülüyoruz ama burası yalnızca 2 ay iş yapabilen bir turizm kasabası ve görüntü işimizi etkiliyor. İnsanlar sokağın bu tarafında yürümek istemiyor.”

Haberin Devamı

Fırın sahibi Mustafa Oğuz Işık da şikâyet edenlerden: “Gıda ve su yardımı yaptık ama agresifleşebiliyorlar. Para veren turistleri zor kurtarıyoruz.”

Eğlence mekânları da rahatsız. Küba Bar’ın sahibi Bülent Şenol, “İnsani bir durum var, farkındayız. Ama hiçbir turizm kasabasında böyle görüntü olmaz. Yerel yönetim başka yerde barınma imkânı sağlasın. Hatta yemeklerini biz gönderelim. Artık her gece en az iki personeli nöbetçi tutmak zorunda kalıyoruz.”

Dilenci değil sürgünüz

Yunanistan’a en kolay yol

DENİZ Ticaret Odası Bodrum Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Gündüz Nalbantoğlu, tekne sahiplerinin endişelerini şöyle anlatıyor: “Akyarlar’la Yunanistan arası 4 mil. Sahil Güvenlik’in o hattı tutması zor. Denizcilerin korkusu, karşıya geçmek isteyenlerin bir kısmının silahlı olması. Ayrıca demirli teknelerin botlarını çalıp karşıya geçmek isteyenler olabilir. Bu durumlara karşı alınmış önlem yok.”

Haberin Devamı

Halk da yönetim de yardımda çekimser

BELEDİYE bilgi vermediğinden göçmenlerin sayısı ve izlenecek politikalarını öğrenemiyoruz. Bodrum Kadın Dayanışma’dan Feyha Karslı ile Figan Erozan şunları anlatıyor: “Göçmenler kışın da vardı ama görünmüyordu. Boş otellerde bir odada 30-40 kişi barınıyorlardı. Şimdi, en az 500 kişi olduğunu tahmin ediyoruz ve sayıları artıyor. İnsanlar buraya umutlarla geliyor. Barınabilecekleri, temiz su ve gıdaya erişim sağlayabilecekleri bir istasyon gerekiyor. Hükümetin yanlış politikasına tepki Suriyeliler üzerinden yürüyor ve halk açıktan yardım etmeye çekiniyor. Kaymakamlık ve Belediye, Suriyelileri boş okullara yerleştirip yerel unsurlarla karşı karşıya getirmekten kurtarabilir. Toplumsal barışın bozulmasından korkuyoruz.”

Dilenci değil sürgünüz

*Yerli ve yabancı turistlerin bir kısmı göçmenlere yalnızca şaşkınlıkla bakarken kimileri para veya gıda yardımı yapıyor. Bunlardan biri de Almanya’dan tatile gelen Şükran-Levent Gölpınar çifti. Şükran Hanım, “Her yıl Bodrum’a geliyoruz. Göçmenlerle ilk defa karşılaştık. Zor durumdaki insanlara yalnızca Türkiye kapı açtığından gururluyuz. Yardım için para verdik” diyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!