‘Diktatörlük’ uyarısı Meclis’te tartışma yarattı
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Ekim 19, 2011 00:00
TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu’nun, 24’üncü dönemde ilk defa TBMM Genel Kurulu’nun oturumu yönetmesi nedeniyle yaptığı eleştirili konuşması tartışma yarattı.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in “O kürsüden bu eleştiriler yapılamaz” tepkisini gösterdiği Mumcu, özetle şöyle dedi:
Demokratik anayasa
“Parlamentonun yargıyla birlikte yerine getirdiği işlev, yürütme erkini elinde bulunduranların keyfiliğe, diktatörlüğe yönelmesini önlemek acısından özellikle önemlidir. Günümüzde, gücünü tanrıdan aldıklarını söyleyen ve iktidarları babadan oğula geçen krallar, sultanlar yoktur. Ama onların yerine seçimle gelen krallar da gelmemelidir. Bu nedenledir ki ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ sözü, kesinlikle egemenlik kayıtsız şartsız seçimle gelen sultanlarındır anlamına gelmez. Yargıyı yeniden düzenleyen son Anayasa değişikliklerinin, kuvvetler ayrılığı ilkesi ve demokrasi ile bağdaşıp bağdaşmadığını önemle dikkatinize sunarım... Kanun hükmünde kararnamelerle ülke yönetmenin, yasama yetkisinin yürütme tarafından gaspı demek olduğu açıktır.” Mumcu’nun konuşmasına AK Parti sıralarından itirazlar ve masaya vurarak protestolar geldi. Adalet Bakanı Ergin de, “Sayın başkan yargıya yönelik o kürsüden telkinlerde bulundu. Hükümeti eleştiren değerlendirmeler yaptı. Sayın Başkan kusura bakmayan o kürsüden yapılamaz bu eleştiriler. Orada oturan başkan genel kurulu tarafsız yönetmek zorundadır” tepkisini gösterdi.
Deniz Feneri savcıları gerginliği
Tartışma bu kadarla kalmadı. Gündem dışı konuşma yapan CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan da şöyle dedi: “Geçen gün bir yargıç istifa etti, 25 yıl daha çalışabilirdi. Bir diğeri ise dün istifa etti. Mesleğinden koparıldı. Tedbir olan tutuklama, şüpheli ile yargıç arasında hesaplaşmaya dönüştü. 12 Eylül 1980 darbesinin simgesi Mamak ve Diyarbakır cezaevleriydi. 12 Eylül 2010 darbesinin simgesi ise Silivri cezaevidir. Postmodern darbe dönemlerinin, postmodern işkence metotları uygulanıyor orada. Bu diktatörlüktür.” Tarhan’a, Adalet Bakanı Sadullah Ergin yanıt verdi: “Bakın bu ülkede biten şey; ‘yargı kalemiz’ diyenlerin ideolojik hegemonyasıdır. Bu ülkede biten şey; bakkal dükkanı kapatır gibi parti kapatma anlayışıdır. Soruşturma savcılarının görevlerinin değiştirilmesi, dosyalarının elinden alınması uygulaması bir tek Deniz Feneri savcıları için uygulanmış bir yöntem değildir. Kaldı ki Balyoz Savcıları görevden alınırken onların hakkında en ufak bir iddia, inceleme, soruşturma yoktu.”
Demokratik anayasa
“Parlamentonun yargıyla birlikte yerine getirdiği işlev, yürütme erkini elinde bulunduranların keyfiliğe, diktatörlüğe yönelmesini önlemek acısından özellikle önemlidir. Günümüzde, gücünü tanrıdan aldıklarını söyleyen ve iktidarları babadan oğula geçen krallar, sultanlar yoktur. Ama onların yerine seçimle gelen krallar da gelmemelidir. Bu nedenledir ki ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ sözü, kesinlikle egemenlik kayıtsız şartsız seçimle gelen sultanlarındır anlamına gelmez. Yargıyı yeniden düzenleyen son Anayasa değişikliklerinin, kuvvetler ayrılığı ilkesi ve demokrasi ile bağdaşıp bağdaşmadığını önemle dikkatinize sunarım... Kanun hükmünde kararnamelerle ülke yönetmenin, yasama yetkisinin yürütme tarafından gaspı demek olduğu açıktır.” Mumcu’nun konuşmasına AK Parti sıralarından itirazlar ve masaya vurarak protestolar geldi. Adalet Bakanı Ergin de, “Sayın başkan yargıya yönelik o kürsüden telkinlerde bulundu. Hükümeti eleştiren değerlendirmeler yaptı. Sayın Başkan kusura bakmayan o kürsüden yapılamaz bu eleştiriler. Orada oturan başkan genel kurulu tarafsız yönetmek zorundadır” tepkisini gösterdi.
Deniz Feneri savcıları gerginliği
Tartışma bu kadarla kalmadı. Gündem dışı konuşma yapan CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan da şöyle dedi: “Geçen gün bir yargıç istifa etti, 25 yıl daha çalışabilirdi. Bir diğeri ise dün istifa etti. Mesleğinden koparıldı. Tedbir olan tutuklama, şüpheli ile yargıç arasında hesaplaşmaya dönüştü. 12 Eylül 1980 darbesinin simgesi Mamak ve Diyarbakır cezaevleriydi. 12 Eylül 2010 darbesinin simgesi ise Silivri cezaevidir. Postmodern darbe dönemlerinin, postmodern işkence metotları uygulanıyor orada. Bu diktatörlüktür.” Tarhan’a, Adalet Bakanı Sadullah Ergin yanıt verdi: “Bakın bu ülkede biten şey; ‘yargı kalemiz’ diyenlerin ideolojik hegemonyasıdır. Bu ülkede biten şey; bakkal dükkanı kapatır gibi parti kapatma anlayışıdır. Soruşturma savcılarının görevlerinin değiştirilmesi, dosyalarının elinden alınması uygulaması bir tek Deniz Feneri savcıları için uygulanmış bir yöntem değildir. Kaldı ki Balyoz Savcıları görevden alınırken onların hakkında en ufak bir iddia, inceleme, soruşturma yoktu.”