Demokratik açılım kavgası

Güncelleme Tarihi:

Demokratik açılım kavgası
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 16, 2009 00:00

Başbakan Tayyip Erdoğan, dün Büyükada Anadolu Kulübü’nde yabancı cemaat temsilcileri ve kanaat önderleriyle buluştu.

Başbakan Yardımcısı Arınç ve dört bakanla azınlık vakıflarının sorunlarını dinleyen Erdoğan, demokratik açılımın mücadelesini, kavgasını verdiklerini belirterek, Erdoğan şunları söyledi:

Bunu aşmaya mecburuz

Şu anda bir demokratik açılımın mücadelesini veriyoruz, kavgasını veriyoruz. Eğer birilerinin ağzına bakacak olsak, bu adımı atmamız mümkün değil. Ancak biz bunun kararını verdik ve bunu da milletçe, tüm sivil toplum örgütlerimizle beraber, tüm partilerimizle beraber tüm bu ülkede bu konuda konuşacak kim varsa akademisyenlerimiz, gazetecilerimiz, gerek görsel, gerek yazılı, nerede olursa olsun hepsi ile beraber çözmek istiyoruz ki, bu sorunu aşalım. Bu sorunu aşmaya mecburuz. Çünkü bizim birliğe beraberliğe ihtiyacımız var. 71.5 milyon vatan evladının birbiriyle saygı içerisinde, sevgi içerisinde kucaklaşması artık bizim olmazsa olmazımız.

3 kırmızı çizgimiz var

8 yıl önce bu yola çıkarken 3 kırmızı çizgimiz olduğunu ve bölgesel, etnik ve dinsel milliyetçilik yapmayacağımızı söyledik. Bu, şu anda ilkelerimiz içerisinde mevcut ve aynen uygulamanın gayreti içindeyiz. Bölgesel milliyetçilik yapılarak Doğu’nun, Güneydoğu’nun, Doğu Karadeniz’in ve Ortadoğu’nun belli bir kısmı ihmal edilmiş, hep Batı’ya yatırım yapmanın gayreti içerisinde olunmuş. 780 bin kilometrekarelik vatan toprağının bir yeri tamamen ihmal edilirken bir yeri de ayağa kalkmış. Bu tabii büyük bir haksızlık. Bu tabii ister istemez tahrik ediyordu olumsuz istikamette. İşte bunu gidermenin gayreti içerisinde olduk. Hálá da şu anda bir gerçeği gören var, görmeyen var. O da şu, Güneydoğu, Doğu bütün buralarda sadece sorunlar psikolojik değil, sosyolojik değil, buralarda askeri, siyasi, diplomatik sorunlarımız var, ekonomik sorunlarımız var.

Herkese aynı mesafedeyiz

Etnik milliyetçiliğe karşıyız. Bu ülkede Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı, Çerkez’i, Gürcü’sü ve Abhaz’ının hiçbir zaman hiçbir ayrıma tabi olmaması gerekir. Dinsel milliyetçiliğe de karşıyız. Türkiye’de hangi dinin, hangi mezhebin mensubu olursa olsun herkese aynı mesafedeyiz. Çünkü Türkiye, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir. Uygulamada eksikler yok mu? Var. İşte bunları da yine hep beraber verilecek bu mücadele ile aşacağız ve inanıyorum ki, bu demokratik açılım birçok şeyi ülkemizde değiştirecek. Ama el ele verirsek, omuz omuza verirsek...

Konuşup dağılmayalım

Acemlerin bir sözü var, ’Oturdular, konuştular ve dağıldılar.’ Biz de oturup, konuşup, dağılanlardan olmamalıyız. Buradan bir netice çıkmalı. Bunları başarmamız, netice almamız gerekiyor ve inanıyorum ki bunun neticesinde hakikaten halkımız büyük bir mutluluğu yakalayacak ve Türkiye bir sıçramayı yakalayacaktır. Türkiye’nin bu gücü var. İnanın büyük bir potansiyele ve büyük bir güce sahibiz. Bizim petrolümüz yok, ama çok büyük kaynaklarımız var. Yeter ki, şu enerjimizi biz içeride değil, dışarıya harcayalım. Göreceksiniz çok farklı bir patlamayı yapacağız.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!