Dehşet satmak...

Güncelleme Tarihi:

Dehşet satmak...
Oluşturulma Tarihi: Ekim 18, 2002 00:00

AMERİKAN polis filmlerini hiç kaçırmam...Genelde köşesine çekilmiş eski polisi göreve çağırırlar, o ‘‘Hayır...’’ der ve göreve başlar...Acemi kadın polisi azarladığında ise ona áşık olacağını bilirim...Sonra kesekáğıdından hamburgerlerini yerler...Camları boyalı bir minübüste biri zenci, biri şişman iki polis telefonları dinlerken, göbekli polis şefi kimi görevden çekip tabancasını-rozetini alıyorsa, katili onun bulacağını anlarım...Şef cinayet yerine gelip herkese seslenir:‘‘Pekalaa...’’*Ve silahlar...Böylece yeryüzündeki bütün insanların beynine işlenen hamburger ve cola yanında, çocuklar Amerikan silahlarını kendi kalem ve silgilerinden daha iyi tanır oldular...Ki daha asıl oğlan polisin elinde tabanca gözükür gözükmez ben koltuğumdan bağırırım:‘‘38'lik...’’Her zaman kaç yaşında gözüktüğünü soran karımın annesi bundan çok mutlu olur...Ve her yerden uçtuğu halde hiçbir zaman dört tekeri ayrılmayan Amerikan arabaları...İnanılmaz bir teknoloji...Silahlar...Silahlar...*Ama öyle değil...Hayalet nişancı neredeyse tüm Amerikalıları evlerine kapattı, on bir kişiyi herkesin gözü önünde vurdu da...ABD polisi kaç gündür şaşkın...Dünkü gazetelerde katilin askeri uçakla aranacağı ve ordunun devreye girdiği haberleri vardı...İkiz kulelerin uçurulmasından sonra bu olay, ABD'nin propagandaya dayalı havasını silip süpürdü, ama asıl önemlisi silah sanayiinin para kazanması uğruna tüm yeryüzü gençliğine dehşeti pazarlamanın faturasıdır bu...Adam öldürmenin bin çeşidini ABD filmlerinden öğrenen, beynine silah ve dehşet kazınan çocuklar büyüdüler...Önce ABD'yi vuruyorlar.Ortada ne hamburger yiyen şef var, ne kadın-erkek polis ortaklar, ne uçan arabalar ve şapadanak yakalanan katil...Dehşet içindeler...O kadar...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!