Dans müziğine Fransız öpücüğü

Güncelleme Tarihi:

Dans müziğine Fransız öpücüğü
Oluşturulma Tarihi: Ekim 20, 2001 22:26

Yaz boyu dinlediğimiz ‘‘Lady’’ (Hear Me Tonight) şarkısının sahibi Modjo ikilisi, nihayet bir albüm çıkardı. Modjo'yu oluşturan Fransız ikili Yann Destagnol ve Romain Tranchart, kendileriyle yapılan röportajda ‘‘Fransızca'yı seviyoruz, ama dünyadaki herkese ulaşmak için İngilizce söylüyoruz’’ diyor.

Nasıl tanıştınız?

Birbirimizi uzun zamandır tanıyorduk, hatta zaman zaman bir araya gelip müzik konuştuğumuz bile olurdu. Ama en son Caz Okulu'nda yeniden karşılaştık ve kendimizi yine müzik tartışırken bulduk.

Hangi enstrümanları çalıyorsunuz?

Yann:
Ben müziğe flüt çalarak başladım. Klarinet, davul, piyano ve çeşitli türlerde gitar çaldım.

Romain: Ben Yann kadar çeşit çeşit enstrüman çalmaktan hoşlanmıyorum. Gitar, bas, saksofon ve piyano çalıyorum.

Siz ikinizi ‘‘Modjo’’ adıyla birleştiren şey neydi?

Lady şarkısını yaptıktan sonra bir isim aramaya başladık, sonra Modjo'yu bulduk. Hem kulağa hoş geliyor, hem de ‘‘funky’’ ve cool bir isim. Bizi iyi tanımladığını düşünüyorum.

Lady şarkısının bir okul ödevi olduğu ve ortaya böyle çıktığı söylentileri doğru mu?

Romain:
Kesinlikle hayır. Lady kesinlikle okul dışı bir projedir. Ben Yann'a bir şeyler gösterdim ve onun üzerine çalışmaya başladık, çeşitli denemelerden sonra Lady ortaya çıktı.

Modjo nasıl şarkı yazıyor?

Önce birtakım denemeler yaptıktan sonra istediğimiz sound'a ulaşıyoruz. Melodileri piyano ve gitarla çalarak seslendiriyoruz. Önce melodiyi ve akorları buluyoruz, şarkı sözleri arkadan geliyor.

Fransa'daki plak şirketinizle yaptığınız sözleşme neredeyse bir savaş ilanı gibiydi...

Müzik şirketleri insana hep aynı klişeleri dayatıyor. Bu çok can sıkıcı. Daha sonra anlaşma yaptığımız Barclay şirketi bizimle kontrat yapmayı önerdiğinde sadece Lady şarkısıyla değil, her şeyimizle ilgilenmeye taahhüt etti.

Yaratıcılığınızın kontrol altına alınması sizin için çok büyük bir mesele değil mi?

Evet. Özellikle günümüz sanatçıları için çok büyük bir problem bu. Çünkü çok zengin ve ünlü olmak istiyorsan seni başkalarının yönetmesine izin veriyorsun. Bu özellikle genç insanlar için çok tehlikeli olabilir, sahte işler yapıp 'boy band'lerin durumuna düşebilirsin. Eğer bütün ipleri prodüktörlerin eline verirsen, onların izni olmadan sokağa bile çıkamazsın. Biz aynı zamanda kendi albümümüzün prodüktörlüğünü de üstlendiğimiz için çok şeyi kontrol edebiliyoruz.

Video klibinizden söz edebilir misiniz biraz?

Klipte her tarafımız kablolarla bağlanmış ve üzerimizde en az yirmi kiloluk takım elbiseler var. İnanın, bu iş göründüğü kadar kolay değil.

Yann, sen grubun arkasındaki adam pozisyonundasın. Sahnede arkada durmak senin için eğlenceli bir durum mu?

Yann:
Ben şahsen sahnede seyircilerin önüne çıkıp onlarla iletişim kurma konusunda çok istekli değilim. Gruplarda her zaman bu işi bir adam üstlenir. Yani birinin diğerinin önüne geçmesi zorunludur.

Lady'den sonra çıkaracağınız ikinci single'ın onun kadar başarılı olamayabileceği üzerinizde bir baskı yaratıyor mu?

Evet ama bizim bir sürü iyi dans parçamız var. Onlara da şans tanınması gerektiğini düşünüyoruz.

Daft Punk grubuyla ilişkinizden bahsedebilir miyiz biraz?

Onlar bizim arkadaşlarımız, zaman zaman bize yardım ettikleri oldu. Ama onlardan bazı tavsiyeler alacak kadar yakın ilişkimiz yok.

Dans müziğinde 'French Touch' (Fransız Dokunuşu) denilen bir hareket var. Kendinizi bunun bir parçası gibi hissediyor musunuz?

Bundan daha çok house müziğin bir parçası olarak olarak hissediyoruz kendimizi. Tabii bu durum bizi biraz daha avantajlı ve sofistike yapıyor. Yeni bir şeyler denemek ve kendi müziğimiz yapmak istiyoruz. Fransız olmak bize sanatsal olarak bazı farklılıklar getiriyor ama örneğin İngiltere'de bir sürü insan bizim Fransız olduğumuzu bilmiyordu.

Fransız müziğinin bir parçası olduğunuzu inkar etmiyorsunuz. Öyleyse neden İngilizce şarkı söylemeyi seçtiniz?

Fransızca'yı seviyoruz ama çok fazla insan anlamıyor. Şarkılarımızda aşktan ve insani duygulardan bahsediyoruz ve bunları sadece Fransızlar'a söylemek istemiyoruz. Siyah, beyaz, Çinli... Herkese ulaşmak istiyoruz, yani İngilizce bilen herkese.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!