Danıştay: Mumcu'da devlet kusurlu

Danıştay, gazeteci Uğur Mumcu cinayetinde devletin ‘ağır hizmet kusuru’ bulunduğuna karar verdi. Ankara 8'inci İdare Mahkemesi'nin, Mumcu cinayetinde devletin kusurunun bulunmadığı yolundaki kararına yapılan itirazı inceleyen Danıştay 10'uncu Dairesi, ‘Devletin ağır hizmet kusurunun olduğuna’ hükmetti. Daire, İdare Mahkemesi'nin, Mumcu'nun eşi Güldal Mumcu, çocukları Özge ve Özgür ile kardeşleri avukat Beyhan Gürson ve avukat Ceyhan Mumcu'ya, 18 Amerikan Doları karşılığı 5 milyon Türk Lirası tazminat ödenmesi yönündeki kararını da onadı. Daire bu tazminata faiz işletilmesini de karara bağladı.

4 yıldır süren bu davayla ilgili bu son kararı değerlendiren Ceyhan Mumcu, ‘Ağır hizmet kurusu vardır’ demek, hepimizin kurumu olan devlet tüzel kişiliğini mahkum etmez. Devlet adına görev, sorumluluk ve yetki kullanıp, maaş alan görevlilerin hizmet cetvellerine leke getirir'' dedi.

Mumcu, devletin ağır hizmet kusurundan mahkum olmasına neden olan bürokratların, Ankara Valisi Erdoğan Şahinoğlu ile olay tarihinde Ankara Emniyet Müdürü olan Edirne Valisi Mehmet Canseven olduğunu savundu ve şöyle dedi:

‘‘Bu karardan sonra hükümete düşen görev, bu iki vali ve diğer personelin geçmiş hizmetlerini sorgulamak ve Edirne örneğinde olduğu gibi başka hizmet kusurlarına neden olunmaması için bu ve benzeri personeli ivedi olarak kamu hayatından uzaklaştırmaktır. Sistem tıkanıklığı teşhisi ile ‘Başkanlık Sistemi' önerenlere de bir çağrımız var. Hizmet kusurları Meclis ve yargı kararlarına bağlanmış Şahinoğlu ve Canseven gibi valiler, hiç bir şey olmamış gibi terfi edip, hizmet kusurlarına rağmen arkalarındaki güçlere dayalı olarak görevlerini sürdürecekler mi, yoksa Başkanlık Sistemi bu gibileri süratle tasfiye edip, ülkemizi faili meçhul cinayetlerin son bulduğu bir vatana mı dönüştürecek? Danıştay'ın uygun bulduğu 5 milyon liralık (18 dolar) tazminatın hiç bir önemi yok. Önemli olan başka cinayetlerin önünün alınması için sorumluların süratle tespit edilip tasfiye edilmesidir. Teröre kurban olacak bir canın kurtarılması dahi bizim için en büyük ödüldür.’’