Damadın damadına da Süleymaniye

Güncelleme Tarihi:

Damadın damadına da Süleymaniye
Oluşturulma Tarihi: Şubat 07, 2001 00:00


Turan YILMAZ - Şehriban OĞHAN / ANKARA
Haberin Devamı

Hükümet, Nakşibendi Tarikatı Lideri Esat Coşan ve damadı Ali Yücel Uyarel'in Süleymaniye Camii bahçesine defnedilmesi için gereken Bakanlar Kurulu kararını jet hızıyla imzaya açtı.

Elden ele dolaştırılarak bakanlara imzalatılan kararnamenin yanı sıra cenazenin Türkiye'ye getirlimesinde çıkan pürüzler için de devreye giren hükümet, Dışişleri Bakanlığı'nı devreye soktu.

Hükümet, Nakşibendi Lider Prof.Dr. Esat Coşan'ın ve damadı Prof.Dr. Ali Yücel Uyarel'in ünlü Süleymaniye Camii'nin bahçesine gömülmesine izin veren kararnameyi dün jet hızıyla imzaya açtı. Kararname elden dolaştırılarak imzalatılmaya başlandı. Hükümet ayrıca, Avustralya Gümrük Yasaları'na takılan cenazenin Türkiye'ye getirilmesi konusunda da devreye girdi.

Esat Coşan'ın oğlu Nurettin Coşan'ın bu konudaki başvurusu koalisyon ortağı liderlerce uygun bulununca, Vakıflardan Sorumlu Devlet Bakanı Yüksel Yalova'nın isteği üzerine hazırlanan kararname Bakanlar Kurulu'nda dün imzaya açıldı.

Bakanlara elden iletilen kararnameye ilk imzayı Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler attı. Kültür Bakanı İstemihan Talay da ilk imza atan bakanlardan oldu. Devlet Bakanı Mustafa Yılmaz hem kendisi, hem de vekalet ettiği bakan arkadaşı Hasan Gemici adına kararnameyi imzaladı.

HÜKÜMET DEVREDE

Hükümet, Coşan'ın, Avustralya Gümrük Yasaları engeline takılan cenazesi için de devreye girdi. Bu konuda, uzun süre Coşan'ın başında bulunduğu ve eğitim, yayın ve sağlık faaliyetlerini yürüttüğü Hakyol Vakfı'nın ‘‘Mütevelli Heyeti’’nde görev yapan FP Genel Başkanı Recai Kutan da devreye girdi ve Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan ile görüştü. Coşan Ailesi, kendilerine yakın bazı politikacılar aracılığıyla Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz'dan da yardım istedi.

Bu gelişmelerin ardından devreye giren Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in girişimleri sonucunda, iç organları çıkarılmaksızın Avustralya'dan çıkışına izin verilmeyen Coşan'ın cenazesinin, ‘‘vücut bütünlüğü korunarak’’ Türkiye'ye getirilebilmesi konusunda bir çıkış yolunun bulunduğu bildirildi. Coşan'ın kaza anında değil, daha sonra kaldırıldığı hastanede öldüğü dikkate alınarak, ‘‘hastanede ölüm’’ nedeniyle ailesinin isteğine bağlı olarak iç organları çıkarılmaksızın ülke dışına çıkışına izin verilebileceği olasılığının doğduğu belirtildi.

CUMA GÜNÜ DEFNEDİLECEK

Bütün bu yasal engellerin tümüyle aşılması halinde Coşan'ın ve Uyarel'in cenazesi yarın uçakla İstanbul'a getirilecek, Cuma günü de, Eyüp Sultan Camii'nde kılınacak öğle namazının ardından Süleymaniye Camii'nin bahçesine, Nakşibendilerin kendisinden önceki lideri olan kayınpederi Mehmet Zait Kotku'nun yanına gömülecek.

Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın kardeşi Korkut Özal'ın ‘‘Bizim Şeyhimiz’’ dediği Kotku'nun Süleymaniye'deki mezarının yanına, daha önce de Özal'ın annesi Hafize Özal ile geçen ay ölen kardeşi Yusuf Bozkurt Özal gömülmüştü. Yusuf Bozkurt Özal'ın Süleymaniye'ye annesi ve Kotku'nun mezarının yanına gömülmesine ilişkin kararname, Cumhurbaşkanı Sezer tarafından da onaylandı.

Süleymaniye Nakşi Coşan Ailesi kabristanı gibi

Bakanlar Kurulu'nda imzaya açılan kararname, Nakşibendi lideri Prof.Dr. Esat Coşan'ın yanı sıra, aynı kazada yaşamını yitiren damadı Prof.Dr. Ali Yücel Uyarel'i de kapsıyor.

Kararname yürürlüğe girdiğinde, Coşan ile birlikte damadı Uyarel de Süleymaniye Camii'nin bahçesine, Coşan'ın kayınpederi ünlü Nakşibendi Lider Mehmet Zahid Kotku'nun yanına gömülecek.

Refahyol döneminde çıkarılan bir kararnameyle de halen yaşayan baba Halil Necati Coşan'ın Süleymaniye Camii'ne gömülmesi için özel izin çıkarılmıştı. Bu durumda ünlü Süleymaniye, Coşan Ailesi'nin ‘‘Özel Aile Kabristanı’’ haline dönüşeek.

OĞUL COŞAN ECEVİT'E BAŞVURDU

Coşan ve damadıyla ilgili başvurunun, Coşan'ın veliaht oğlu Nurettin Coşan tarafından doğrudan Başbakan Bülent Ecevit'e yapıldığı ortaya çıktı. Konunun önceki günkü liderler zirvesinde de gündeme geldiği ve kabul gördüğü bildirildi. Bunun üzerine Vakıflar'dan sorumlu Devlet Bakanı Yüksel Yalova'nın Başbakanlığa ‘‘Defin İzni’’ yazısı yazıp kararnamenin hazırlanması için prosedürün başlamasını sağladığı da öğrenildi.

Vefat eden Çoşan'ın oğlu Nurettin Coşan'ın önceki gün Başbakanlığa ilettiği dilekçesi şöyle:

‘‘Avustralya-Sidney yakınlarında elim bir kaza sonucu hayatını kaybeden Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi emekli öğretim üyesi Prof.Dr. Mahmud Esat Coşan ve damadı Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi emekli öğretim üyesi Prof.Dr. Ali Yücel Uyarel beylerin aynı mekandan daha önceki Bakanlar Kurulu kararıyla defin izni verilmiş olan kayınpederi Mehmet Zahid Kotku'nun ve babaları Halil Necati Coşan'a olan yakınlıkları münasebetiyle Süleymaniye Camii Kabristanı'na defnedilmesi için gerekli izin ve emirlerin verilmesini saygılarımızla arz ederiz.’’

YALOVA'NIN TEKLİF YAZISI

Coşan ailesinin bu başvurusuyla ilgili Bakanlar Kurulu kararı çıkarılmasına ilişkin teklif ise Vakıflardan Sorumlu Devlet Bakanı Yüksel Yalova'dan geldi. Yalova'nın dün Başbakanlığa gönderdiği yazıda şöyle dedi:

‘‘Avustralya-Sidney'de vefat eden Prof.Dr. Mahmut Esat Coşan ile Prof.Dr. Ali Yücel Uyarel'in İstanbul ili Süleymaniye Camii haziresine defnedilmeleri hususunda gerekli Bakanlar Kurulu kararı alınmasını arzederim.’’

Bakanlar Kurulu kararı dün öğleden sonra imzaya açıldı. DSP'liler kararnameye soğuk yaklaşırken, kabinenin etkin bir bakanı, ‘‘Bütün arkadaşlar buna imza koyacaktır’’ dedi.

Hürrem Sultan ve Mimar Sinan'ın yanına gömüldüler

SÜLEYMANİYE Camii'nin avlusuna defin tartışmaları 1980'de, Turgut Özal'la başladı. Kanuni Sultan Süleyman'ın, eşi Hürrem Sultan'ın, Mimar Sinan'ın ve Osmanlı İmparatorluğu'nun önde gelen bazı devlet ve din adamlarının türbelerinin bulunduğu avluya çok uzun bir aradan sonra ilk defin 14 Kasım 1980'de yapıldı ve Mehmed Zait Kotku buraya gömüldü. Şeyh'in defin izni müridlerinden olan Turgut Özal'ın girişimiyle alındı ve 12 Eylül döneminde onaylandı.

Özal, Kotku'nun ölümünden bir süre önce Süleymaniye Camii'nin avlusunu gezdiği sırada Kanuni Süleyman'ın türbesinin hemen ilerisinden tek kişinin defnedilebileceği bir yer görmüş ve yakın çevresine ‘‘İleride emr-i hak vasıl olduğunda Efendi Hazretleri'ni buraya defnederiz. Böylelikle bize öğrettiklerine karşı şükranımızı da biran olsun ifade etmiş oluruz’’ demişti. Kotku'dan sonra, Özal'ın annesi Hafize Özal da şeyhinin yanına gömülmeyi vasiyet etti ve başbakan oğlu Turgut Özal tarafından çıkarılan bir Bakanlar Kurulu kararıyla yerine getirildi. Hafize Özal'ın ardından Süleymaniye'ye defnedilen son kişi Yusuf Bozkurt Özal oldu.

Osmanlı Hanedanı'nın mensupları da Bakanlar Kurulu kararı çıkarılmasından sonra Osmanlı İmparatorluğu'nda hükümdarlık etmiş olan büyükbabalarının türbelerine defnediliyorlar ancak bu iznin alınması sırasında büyük zorlukların yaşandığı da oluyor.

Örneğin, Sultan Abdülaziz'in 1981'de vefat eden torunlarından Fatma Gevheri Osmanoğlu'nun cenazesi, 12 Eylül yönetiminin gerekli izni vermemesi üzerine 10 gün kadar buzlukta bekletilmiş ve defin iznin büyük zorluklarla alınmasından sonra yapılabilmişti.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!