CHP'lilerden komisyon raporuna muhalefet şerhi

Güncelleme Tarihi:

CHPlilerden komisyon raporuna muhalefet şerhi
Oluşturulma Tarihi: Nisan 14, 2010 12:48

CHP'li üyeler, Anayasa değişikliği konusunda Anayasa Komisyonu raporuna muhalefet şerhi koydu.

Haberin Devamı

Antalya Milletvekili Atilla Emek, İstanbul Milletvekili Mehmet Ali Özpolat, Konya Milletvekili Atilla Kart, Manisa Milletvekili Şahin Mengü ve Mersin Milletvekili İsa Gök'ün imzalarını taşıyan muhalefet şerhinde, ilk olarak “eylemli İçtüzük ihlali” iddiası temellendirildi.

Bir kanun teklifindeki imzanın, teklif TBMM Genel Kurul gündemine gelene kadar geri alınabileceği belirtilerek, komisyonun eksilen imzalar yüzünden geçersiz hale düşen önergeye sahip çıkamayacağı, ancak bu durumda süreçle ilgili değerlendirmeyi yapma ve karar verme yetkisinin komisyona ait olduğu ifade edildi.

“Süreç artık Komisyon Başkanının münferiden değerlendirme yapabileceği bir konu olmaktan çıkmıştır” görüşüne yer verilen muhalefet şerhinde, komisyon yerine Komisyon Başkanının kendi başına hüküm kurumayacağı görüşü dile getirildi.

Anayasa Mahkemesinin CHP olağanüstü kongresiyle ilgili yaptığı değerlendirmenin de bu görüşü doğruladığı belirtilerek, mahkeme kararında, belli bir aşamadan sonra “kolektif irade” kavramının devreye girdiğinin ifade edildiği anımsatıldı. Muhalefet şerhinde şu görüşlere yer verildi:
“Toplu irade beyanıyla oluşan değişiklik teklifinin geri alınması da yine toplu irade beyanıyla mümkün olacaktır. Komisyon, eksilen imzaların tamamlatılması ya da mevcut imzaların tümünden yeni bir irade istihsalini sağlamak zorundadır. Komisyonun bu gerçeği öngörüp buna göre değerlendirme yapması zorunluluğu vardır. Ancak Komisyon Başkanı bu prosedürü işletmekten kaçınmıştır. Tarafımızdan bu yönde yapılan uyarılara rağmen ihlali sürdürmüştür. Esasen 7 imzayla verilen ilk teklif yok hükmündedir. Bu konuda komisyon iradesi oluşmamıştır. Başkan bu süreci engellemiştir. Teklifin 61 imza geri çekilerek geçersiz hale getirilmesi mümkün değildir.

Öte yandan, yoklama evraklarının-stok imza kataloglarının 7 kişilik teklifin arkasına eklenerek anayasa değişikliği teklifi haline getirilmiş olması, Meclis Başkanının ve Komisyon Başkanının bu sürece icrai ya da ihmali hareketleriyle iştirak etmeleri, İçtüzük ihlalinin ötesinde suç ilişkileri içeren unsurlar taşımaktadır.

Bu süreçte Meclis Başkanının en hafif deyimiyle görevi kötüye kullanma anlamına gelen bu davranışı yanında, Başbakanın imza sahteciliği konusunda 'velevki olsa ne olur', Cumhurbaşkanı'nın da 'olsun, gerekirse çizik atarız' yolunda söylemde bulunmaları, Türkiye Cumhuriyetini en üst seviyede yöneten 3 kişinin devlet adamı kimliği adına vahim bir tabloyu bir kez daha ortaya çıkarmıştır.”

“İmza sahteciliğine ilişkin suç bulgularının henüz ortada olduğu” iddia edilen muhalefet şerhinde, birinci teklifin varlığını koruduğu, ikinci teklifin incelenme sürecinin de buna göre gerçekleştirilmesi gerektiği savunuldu.
Şerhte, Komisyon Başkanının işlem ve uygulamalıyla “eylemli İçtüzük ihlali yapıldığı” öne sürüldü.

“HUKUKUN ARKASINDAN DOLANILMAKTADIR”

Muhalefet şerhinde, siyasal iktidarın “kendi kontrolünde olan bir yargı yapılanmasını gerçekleştirmek istediği” savunuldu. Bu amaca ulaşabilmek için için de “taslağın boyandığı, toplumun muhtelif kesimlerinin ilgisini çekecek hükümler serpiştiriliği” iddia edilen muhalefet şerhinde, “Kuvvetler ayrılığı ilkesi bu şekilde ayaklar altına ılınırken, bir taraftan da anayasanın değiştirilemeyecek hükümleri arasında bulunan hukuk devleti ilkesi ortadan kaldırılmak istenilmektedir. Hukukun arkasından dolanılmaktadır” görüşüne yer verildi.

Teklifin anayasanın Cumhuriyetin temel ilkelerini düzenleyen 2. ve Anayasanın “değiştirilemeyecek ve değiştirilmesi teklif edilemeyecek” hükümlerini düzenleyen 4. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülerek, “Anayasa Komisyonunun, anayasanın temel hükümlerine ve varlık sebebine aykırı olan bu teklifin esasına girmeden reddine karar vermesi gerektiği açık ve tartışmasız olmasına rağmen, böylesine amir ve açık olan hükümlere rağmen Anayasaya aykırı düzenleme yapılmıştır” denildi.

“TOPLUMUN GERÇEK GÜNDEMİNİN KONUŞULMASI...”

“İktidarın, vatandaşın gerçek sorunlarına çözüm üretemediği, devletin sosyal niteliğini yok ettiği, halkı yoksullaştırdığı, yolsuzlukların kurumsal hale geldiği, uygulanan yanlış politikalar nedeniyle toplumun pek çok kesiminde ayrışma sürecinin başladığı” iddia edilen muhalefet şerhinde, şu görüşler dile getirildi:
“Böyle bir ortamda, siyasal iktidar, kurumsal çatışma, anayasal tartışmalar, yetki çatışması yoluyla adeta bir fetret dönemi yaratmak suretiyle, anayasa değişikliğini dayatmacı bir anlayışla gerçekleştirmek istemektedir. Toplumun gerçek gündeminin konuşulması engellenmektedir.

Samimi bir şekilde toplumsal uzlaşma arayışına girmeden 'oldu, bitti' yoluyla anayasa değişikliği bir an evvel tamamlatılmak istenilmektedir. AKP yönetiminin kişisel ve siyasi kaygıları da gözönüne alındığında yapılmak istenilen anayasal değişikliğin temel amacının, kendi yargısını ve yargıcını oluşturmaya yönelik olduğu anlaşılmaktadır.”
Maddelere ilişkin değerlendirmeler yapılan muhalefet şerhinde, Mecliste çoğunluğu elinde bulunduran partiye tüzel kişilik olarak “dokunulmazlık zırhı” getirildiği, siyasi partilerin sınıf veya zümre diktatörlüğünü ya da herhangi bir tür diktatörlüğü savunması ve yerleştirmesinin önünün açıldığı iddia edilerek, demokrasinin “TBMM'de katledilmesi sonucunun doğacağı” savunuldu.

Anaya Mahkemesinin yeniden yapılandırılmasına ilişkin hükmün de eleştirildiği muhalefet şerhinde, Anayasa Mahkemesinin Yüce Divan yapılanması kontrol altına alınarak, siyasal ve kişisel kaygıların giderilmek istendiği iddia edildi. Muhalefet şerhinde, benzer eleştiriler HSYK'nın yeniden yapılandırılmasına ilişkin hükümler için de sıralandı.

HUKUK DEVLETİ İLKESİ

Teklifin halk oylamasına sunulması durumunda tümünün oylanması düzenlemesi de eleştirilen muhalefet şerhinde, bu “fahiş ölçüde hata” olarak nitelendirildi. “Siyasal iktidarın getirdiği değişiklik teklifi ile temel hak ve özgürlükleri sınamak yoluna” gittiği öne sürülen muhalefet şerhinde, “Her konuda referanduma başvurulmasının sakıncaları sayılamayacak kadar çoktur. Halk oylaması tümüyle ve birlikte yapılmak suretiyle seçmen iradesi baskı altına alınmakta” ifadesi kullanıldı.

Muhalefet şerhinde, komisyon raporuna, siyasi partilerin kapatılması ile ilgili 8, Anayasa Mahkemesi ve HSYK'nın yeniden yapılandırılmasıyla ilgili 17. ve 23, halk oylamasının tümüyle yapılmasına dair 27. maddeleri ile bağlantılı 10, 15, 18, 19, 20. ve çerçeve 26. maddeler yönünden şerh konulduğu kaydedildi. Şerhte, bu maddelerin “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 2. maddesinde düzenlenmiş olan hukuk devleti ilkesini ortadan kaldırmaya yönelmiş olduğu ve bu suretle değiştirilmesi teklif dahi edilemez nitelikte olan 2 ve 4. maddelerin açıkça ihlal edildiği” ileri sürüldü.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!