Ceza 5 yıl hapis! Ama...
Güncelleme Tarihi:
İstanbul Yeniköy’de sokak köpeklerini besleyen anne kız önce dövüldü sonra gözlerinin önünde bir köpek pompalı tüfekle öldürüldü. Öldüren şehir magandası, "Dikkat et size de gelmesin" diye tehdit savurmayı da ihmal etmedi. Yakalanan maganda aynı gece serbest bırakıldı. Şimdi TCK'ya göre yargılanacak ancak bir köpeği vurduğu için değil. Magandalıktan ve tehditten. Köpeği vurduğu için alacağı en büyük ceza ise 600 TL olacak. Peki herkesi tedirgin eden bu suçun cezası vicdanları rahatlatacak mı? Uzmanlar olayı değerlendirdi. Okuyun kararınızı siz verin...
Bekir Coşkun (Hürriyet Gazetesi yazarı): BÖYLE TOPLUMLAR HUZUR YÜZÜ GÖREMEZ
POMPALIYLA KÖPEĞİ VURDU / FOTO GALERİ
Bu katliamı yapan adamın benzerleri her mahallede, her sokakta ve her apartmanda var.
Ama asıl acı olanı bu adamın yaptığını devletin görevlilerinin de yapması. Belediyelere bağlı ekipler her akşam buna benzer katliamlar yapıyor.
Ancak onlar artık bu işte ustalaştıkları için bunu gece yani karanlıkta yapıyorlar. Kimse farkında değil.
Hayvan dostları yıllardır bunu anlatmaya çalışıyor. Fakat cinayeti devlet görevlileri işlediği için yanıt gelmiyor ve yaptırımı da yok.
Böyle insanların olduğu toplumlar, asla huzur yüzü göremezler…
Fatma Balkanlı (Çevre ve Sokak Hayvanları Derneği): BİZ DE DAVA AÇACAĞIZ
5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu gereği bu adamın serbest bırakılmaması gerekiyordu. Ama biri bunun takipçi olmalı.
Anne kızın dışında biz ayrıca dava açmak istiyoruz. Çünkü bu cinayetin altında ne bir kaza, ne de bir saldırı var. Bu köpek söz konusu adama saldırmışsa bile ki bu da normaldir. Köpekler doğası gereği havlar. Bakın Avrupa’da vahşi yaşamı kurtarmak için neler yapılıyor. Çetin kış koşullarında onların hayatlarını kurtarmak için çalışıyor.
Bu adamın hayvanlarla olan mücadelesinin altında psikolojik travma var bence, normal değil.
Dün Bekir Coşkun da yazmıştı: “Her şey bir canlıyı sevmekle başlar.” Bu kişinin hayatına küçükken bir kedi veya köpek katılabilseydi. Şimdi bu olayla karşılaşmayacaktık. Olay kişinin çocukluğuna ve ailesine kadar gidiyor. Teknolojiye gömülmek yerine insanlar biraz da doğa dönmeli. Ve çocuklarını doğayla barıştırmalı
Beni düşünün ben bir canlıyı kendi canlı türüme karşı savunmaya çalışıyorum. Hepimizin aynı düşünmesi gerekir.
Yaratanı yaratandan ötürü sevmenin salık verildiği bir toplumuz, dini hassasiyetler yükseldi, kurbanlar kesiliyor, ama şimdi bu ne? Sen Allahın verdiği canı nasıl alıyorsun, bu nasıl Müslümanlık?
Ali Pehlivan (Avukat): HAYVANLARI KORUMA KANUNU YETERSİZ
Bu olayın iki boyutu var. Birinci boyutu 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’na ve İkinci boyutu ise 5237 sayılı TCK’ya göre değerlendirilmelidir.
Hayvanları Kanunu’nun birinci maddesinde hayvanların korunması temel amaç olarak belirlenmiştir. Dördüncü maddesinin a,b,c ve d bentlerinde sahipsiz hayvanların hakları sıralanmıştır.
- A bendinde Bütün hayvanların yaşam hakkına sahip olduğu,
- B bendinde ise sahipsiz hayvanların da, sahipli hayvanlar gibi yaşamlarının desteklenmesi gerektiği öngörülmüştür.
Kanunun 6. maddesine göre “Sahipsiz ya da güçten düşmüş hayvanların, 3285 sayılı Hayvan Sağlığı Zabıtası Kanununda öngörülen durumlar dışında öldürülmeleri yasaktır.”
Hayvanları Koruma Kanunu çok yerinde düzenlemeler getirmesine rağmen bu hükümlerin yaşama geçirilmesi bakımından getirdiği cezai hükümler ne yazık ki yetersizdir. Kanun sadece idari para cezaları öngörmüş bunun dışında ise bir yaptırım türü öngörmemiştir.
Bu kanunun 6’ncı maddesine göre zös konusu eyleme 600 TL idari para cezası verilmelidir.
Olayın TCK açısından değerlendirilmesine gelince 170’inci Maddenin 1 fıkrasının c bendine göre (Silâhla ateş eden veya patlayıcı madde kullanan, Kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır) bu eylem 6 aydan üç yıla kadar hapis cezası gerektiren bir eylemdir.
İkinci olarak bu eylem, TCK 106’ya göre bu eylem tehdit suçunu teşkil etmektedir. Hatta tehdidin silahla işlenmiş olabilme ihtimali nedeniyle bu durum suçun ağırlaştırılmış halini teşkil etmektedir. Bu suç da iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası öngörüyor.
Kanımca burada iki farklı eylem bulunduğundan gerçek içtima durumu vardır Bu nedenle her iki suçtan da cezaya hükmedilmesi gerekir.
Ancak bir hususu belirtmek gerekir. Eylemin faili olduğu iddia edilen bu kişinin serbest bırakılmış olması bu eylemlerin suç teşkil etmediği ve bu kişi hakkında bir ceza davası açılmayacağı anlamına gelmemektedir. Tutukluma, ceza muhakemesi hukukunda bir koruma tedbiri olarak öngörülmüştür. Tutuklama tedbiri henüz kişinin suçluluğuna ilişkin kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı bulunmadığı halde; kişi özgürlüğü hakkını bütünüyle ortadan kaldırdığından bu tedbire mümkün mertebe başvurulmaması temel bir ilkedir. Bu itibarla Cumhuriyet Savcısının serbest bırakılması yönünde talimat vermesi kanımca 5271 sayılı CMK 100 ve devamı maddelerine uygundur. Ancak kişinin serbest kalması, işlendiği iddia edilen bu eylemlerle ilgili öncelikle bir ceza soruşturması, daha sonra bir ceza davası açılması ve en sonunda olası bir mahkumiyet kararının çıkmayacağı anlamına gelmez.