Cem Yılmaz tartışması! O mu değişti, biz mi değiştik?

Ünlü komedyen Cem Yılmaz, yeni stand-up gösterisi Diamond Elite Platinum Plus ile görücüye çıktı. Yılbaşı gecesi yayına giren bir buçuk saatlik stand-up gösterisi, izleyenleri de ikiye böldü.

1990'ların başında Leman Kültür Merkezi'nde sahne alarak kısa sürede efsaneye dönüşen ünlü sanatçının son gösterisini 'komik' bulmayanlar sosyal medyada düşüncelerini dile getirdi. Bir diğer kesim ise "Cem değil biz yani mizah anlayışımız değişti. Gayet keyifli bir gösteri" görüşünde.

‘’BİRİ ÇIKIP ÇOK GÜLDÜRENİ GÖSTERSİN O ZAMAN’’

Cem Yılmaz’ın artık daha az güldürdüğünü düşünenlere yönelik Hürriyet.com.tr'nin sorusunu yanıtlayan ünlü sanatçı Zafer Algöz "Madem az güldürüyor, o zaman biri de çıkıp çok güldüreni göstersin. Ben Cem Yılmaz’dan fazla güldüren birini görmedim. Cem, yaklaşık 30 yıldır bu sektörde rakipsiz bir şekilde birbirinden güzel işler çıkartıyor" dedi.

Cem Yılmaz'la birlikte önemli işlere imza atan ünlü sanatçı Zafer Algöz arkadaşına "Kendine güvenen çıksın sahneye" diye sahip çıktı.

Cem Yılmaz'la birlikte önemli işlere imza atan ünlü sanatçı Zafer Algöz arkadaşına "Kendine güvenen çıksın sahneye" diye sahip çıktı.

"KISKANMAK YERİNE TAKDİR ETMEK LAZIM"

Olumsuz eleştiriler için "Sosyal medyada üç-beş kişinin yazdığı yorumla Cem Yılmaz’ın yaptığı işler karalanamaz" diyen Algöz şunları söyledi;

"Seyircinin hükmü kesindir, temyize gitmez. Yapılan işler ve Cem’in izleyicisi ortada. Yıllardan beri kapalı gişe oynama başarısına sahip birini kıskanmak yerine takdir etmek lazım.

Gösteri yapmasının yanında sinema filmleri yapıyor, beraber yaptığımız ‘Erşan Kuneri’ dizisi de var. Kısaca Cem; sürekli çalışan, bir şeyler üretmek isteyen, Türkiye’nin kıymetli bir sanatçısıdır. Çok sevdiğim bir söz vardır; ‘Yapabilenler yapar, yapamayanlar da nasıl yapılacağını anlatır’ Bu işin eskisi yeni nesli yok. Sahneye çıkıp tek başına bir gösteri yapmak, herhangi bir metne bağlı kalmadan yaklaşık 3 saat güldürebilmek çok büyük bir başarıdır. Güvenen çıkıp göstersin kendini."

"YENİ ÇIKAN İSİMLER DUDAĞIMI BİLE KIPIRDATMIYOR"

Türkiye'nin ilk stand-up'çılarından Cem Özer de meslektaşına sahip çıktı. Cem Yılmaz'ın performans düşüklüğü yaşamadığını belirten Özer "Neticede Cem Yılmaz, Cem Yılmaz’dır’’ dedi.

YENİ NESİL KOMEDYENLER İÇİN: CÜBBELİ BİLE DAHA KOMİK

Cem Yılmaz’ın gündemi yakalayamadığına yönelik eleştirilere de değinen Özer şöyle konuştu "Ben yeni çıkan isimlere açıkçası hiç gülemiyorum. Dün mesela bu jenerasyonun çok beğendiği bir ismi izledim, bırakın gülmeyi dudağım bile kıpırdamadı. Cübbeli Ahmet hocayı bile daha esprili buluyorum. Cem Yılmaz bir klasiktir, bu kadar kolay harcanmamalı"

"BU NE MAYMUN İŞTAHLILIKTIR"

Özer şunları söyledi:

"Hemen ne kadar çabuk sıkılıyoruz, kolay mı yetişiyor Cem Yılmaz gibi isimler. Ne yollar gidiliyor ne çalışmalar yapılıyor. Dünyaya baktığımızda ustalara saygıyla yaklaşıyor. Amerika eskitemiyor sanatçılarını biz de nedense hemen bir sanatçı demode oluyor. Bu ne çabuk sıkılmaktır bu ne maymun iştahlılıktır."

Cem Özer "Cem Yılmaz zekasında olmak farklı bir şeydir ve zeka asla gerilemez. Cem Yılmaz bir klasiktir, bu kadar kolay harcanmamalı" dedi.

Cem Özer "Cem Yılmaz zekasında olmak farklı bir şeydir ve zeka asla gerilemez. Cem Yılmaz bir klasiktir, bu kadar kolay harcanmamalı" dedi.

"Komedyenler için 'Hemen yenisi çıksın, hadi' diyorlar. Telefonumuz bozulmadan hemen yeni cihaz almak istiyorsak aynı tutum ve davranışı sanat için de yapıyorlar. Hemen ‘Hep aynı şarkıları söylüyor, hep aynı espri’ yorumunu yapıştırıveriyoruz"

"HÂLÂ DEVEKUŞU KABERE'YE GÜLÜYORUZ"

Mizahın modasının olmayacağını dolayısıyla da günün güldürüsü yarının şakası gibi kavramların yanlış olduğunu belirten Özer, "Hâlâ Devekuşu Kabare’yi izlediğimizde gülüyoruz. Mizahın modası olmaz, bunu anlamak lazım. ‘Suç ve Ceza’ demode oluyor mu? Klasik, klasiktir. Şimdi katıla katıla güldükleri isimlerden de bir süre sonra sıkılacaklar. Çok çabuk insan harcıyoruz’’ dedi.

"ÜLKEDE KÜFREDEN STAND-UP’ÇI OLUYOR’’

Özer, Cem Yılmaz’ın rakipsiz olmasından kaynaklı kendini artık geliştiremediğine yönelik yorumlara ilişkin ise şunları söyledi:

"Rakibi yok diyorlar da karşılarındaki isimler zayıf. Ortalıkta şu an stand-up’çıyım diye geçinen bir sürü isim var. Bu isimleri kimse tutmuyor çıkıp yapsınlar o zaman. Bir kere sanat ile sporu karıştırmamak gerekiyor. Sporcunun birçok rakibi vardır ancak sanatçının rakibi sadece kendisidir. ‘Zeki mi daha iyi Metin mi’’ daha iyi diye soramazsınız. Herkesin bir tarzı ve bunu talep edenler vardır. Her gün 10 tane sözde stand-up’çı çıkıyor. Resmen ülkede küfreden stand-up’çı oluyor. Öyle bir yere geldi ki, iyi küfrediyorsan bir de güzel şive yapıyorsan hop stand-up’çısın. Cem Yılmaz zekasında olmak farklı bir şeydir ve zeka asla gerilemez"

"ARTIK TÜM KİTLEYİ TATMİN ETMEK MÜMKÜN DEĞİL"

Yeni nesil komedyenlerden genç stand-up'çı Çağla Aklan ise tartışmalarla ilgili çarpıcı bir tespitte bulundu.

İçerik üreten insan sayısının ve dağıtım kanallarının artmış olması nedeniyle mizahın çeşitlendiğini ve Cem Yılmaz’ın yaptığı gibi tek bir kişinin çok büyük kitleleri memnun edebilmesinin artık zorlaştığını belirten Aklan "Stand-up’ın yurtdışında son 20 senede geçirdiği evrimin bizde de yansımaları var. Dışarıdan bakan tarzda, gözlemsel stand-up’ın yerini daha çok risk alan, kendiyle dalga geçen, eleştirdiği şeyin tavrına bürünen tarzda bir komedi almaya başladı. Ama bu yeni tarzı tercih edenler olduğu gibi eski gözlemsel komediyi tercih edenler de olacaktır" dedi.

‘’SEYİRCİNİN DİKKAT SÜRESİ AZALDI’’

Aklan "Ayrıca seyircinin dikkat süresi de ciddi derecede azaldı. Stand-up’ta gösteri süresi de azalacak ve format çeşitlenecek diye tahmin ediyorum. Fakat günün sonunda Cem Yılmaz’ın çok geniş bir kitleyle gönül bağı var, internette yazılanların bunu etkileme ihtimali olduğunu düşünmüyorum" diye konuştu.

‘’YAŞADIKLARIMIZ MİZAH ANLAYIŞIMIZI DEĞİŞTİRİYOR’’

Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Gökben Hızlı Sayar ise mizah duygusunun bireyden bireye değişebileceği gibi ülkeden ülkeye de farklılık gösterebileceğine işaret etti.

Yaşanan olaylar karşısında bireyin ve dolayısıyla da toplumun mizah anlayışında farklılıklar olabileceğini söyleyen Sayar, ‘’Koronavirüs süreciyle birlikte ülkemizi göz önünde bulundurduğumuzda mizah anlayışımızda bir değişiklik olduğunu görüyorum. Bu dönemde daha da mizaha yatkın bir millet haline geldik. Her tarafından sıkılan bir balonu düşünelim. Mizah aslında bu gergin balonu bir nebze olsun gevşetmek gibi düşünülebilir. Dünyanın canına okuyan Koronavirüs, mizahla buluştuğunda artık gülerek tepki vermeye başladığımız bir hal alıyor. Hiç baş edemeyeceğin bir durum karşısında mizahı kullanmak bize kontrol sağlıyor’’ tespitinde bulundu.

‘UYUMSUZLUK’ MİZAHINA İLGİ ARTIYOR

Türk toplumunda ‘uyumsuzluk’ mizahına karşı ilginin arttığını açıklayan Sayar, güldürü tarzlarını şöyle açıkladı:

"Mizahla ilgili tarzlardan en bilindik olanı alaycı yaklaşımdır. Ya kendini eski halleriyle ya da başkalarıyla kendini kıyaslayarak üstün görebilir. Etrafımıza baktığımızda artık kendimizi üstün görememeye başladık. Bu mizaha yansıdığında ‘Sen ne kadar şişmansın, çirkinsin’ diyerek gülmeye başlıyoruz. Esasında bu kötü yaklaşımı doğru olmayan mizah türüdür. Bir de uyumsuzluk mizahı var. Bu da bir şeyin beklenmedik bir tarafından vurma şeklinde karşımıza çıkıyor"

Sayar, salgın döneminde yalnız kalma süremizin arttığını ve bunun için de halktan beslenen bir isim olarak Cem Yılmaz’ın uyum yakalayamamış olabileceğini söyledi.

Mizahın zaman içerisinde değişim gösterebileceğine değinen Sayar "Gün içerisinde hayatın bana adil davranmadığını düşünüyorsam, eskiden ‘Ya ne güzel buldu. Tam da ben’ dediğimiz şeyler komik gelmemeye başlıyor. Bir de zaman içerisinde gülme dürtümüzü bile o kadar çok baskı altına aldık ki, ‘ben şimdi buna gülersem başıma ne gelir’ diye düşünebiliyoruz. Mesela Cem Yılmaz’ın gösterindeki homofobi kısmına eleştiriler geldi. Evet buna 5 yıl önce gülüyorduk ama geçen sürede bizim bazı konulara bakış açılarımız, düşüncelerimiz değişti’’ diye konuştu.

Cem Yılmaz, son gösterisinde hicivsel bir dille Türklerin yurt dışı tatillerini ve kendi çocukluğu hakkında hikâyeleri anlatıyor.

 

Cem Yılmaz, son gösterisinde hicivsel bir dille Türklerin yurt dışı tatillerini ve kendi çocukluğu hakkında hikâyeleri anlatıyor.

 

GENÇLER NE DÜŞÜNÜYOR?

Cem Yılmaz'la başlayan tartışma için Hürriyet.com.tr'nin sorularını yanıtlayan gençler ise şu tespitlerde bulundular:

Osman Yıldırım (21): Cem Yılmaz’ı dinlemeyi seviyorum ama bir süre sonra bayıyor. Ayrıca bize yani yeni nesile pek yetişemiyor. Çok demode kaldı. Gençler artık ona değil, kendilerini anlayanlara yöneliyor. Bunu en iyi yapanlar da Twich ve TikToker'lar. Zaten gençler zamanlarının çoğunu burada geçirdikleri için de Cem Yılmaz’a zaman ayıramaz.

Necmettin Erzengin (26): Bence Cem Yılmaz önce olduğu kadar şimdi de o kadar komik. Son dönem çektiği ‘Karakomik’ filmleri istenilen seviyede olmasa da iş kazası olarak görüyorum. Bir de ‘çok belaltı kullanıyor’ eleştirilerine katılmıyorum. Yani 2 saatlik komedisinde 1 defa söylese, ‘yine belaltı vurdu’ diyecek milyonlar var. Laf edecekseniz gelmeyin arkadaşım.

Ayşe Güral (25) : Ben Cem Yılmaz'ın yaşlandığını düşünüyorum. Gösteriyi izlerken sanki zamana ayak uyduramamış gibi geldi. Evet komikti ve sıkılmadan da izledim ama yapılan espriler daha çok önceki kuşakların hoşuna gider gibi geldi. Çünkü şakalar sürekli 'bizim zamanımızda böyleydi' diye başladı. Özellikle de kelime şakalarının çoğu Twitter şakası.

Melih Alataş (25): Cem Yılmaz, her zamanki özgüvenini hissettirdi. Ama kendi koyduğu çıtanın üstüne artık çıkamıyor. Komik değilmiş gibi gelmesinin sebebi de kendisinin daha önce bu sınırı çoktan aşmış olması. Gerçi artık hiçbir stand-up gösterisi önceki yıllardaki gibi değil. Çünkü sosyal medyada çok daha hızlı ve bu mecraların güncel bir espri anlayışı var. Olabilecek bütün espriler saatler içerisinde sosyal medyada tüketiliyor. Bu sebeple de hepimizin espri tüketimi, anlayışı değişti. 'Gündelik' hayatta yaşadığımız durumları başkalarının da yaşaması ve bunun üzerinden espri yapması daha komik geliyor. Yeni nesil stand-upçı'lar da bunlara odaklanıyor.

Fatih Cihat İlgar (27): Cem Yılmaz'ın yeni gösterisini izledim. Daha önce yaptığı gösterilerdeki gibi halkın komedyeni tanımından sıyrılmış. Birkaç espri haricinde geri kalan tüm esprileri belli bir zümrenin anlayabileceği hikayeler yaşamaya başlamış. Özellikle 'spor salonu' esprileri, herkesin tecrübe ettiği bir şey olmadığı için vatandaşta tam karşılığını bulamıyor. Ama bana sorarsanız gösteride asıl hedeflenen şey de bu. Ekonomik, psikolojik ve sosyolojik makasın vatandaş arasında gözle görülür bir biçimde açılmış olduğunu, anlatılan hikayelerin ne kadar 'zengin' hikayesi gibi görünse de aslında gayet basit şeyler olduğunu göstermek istiyor. Yer yer açık hicivler ve göndermeler ise bunun ispatı niteliğinde. 2008 yılındaki gibi dertli tasalı komedyen, şapkadan tavşan çıkaran espriler yok. Ama yine de bu işin akla gelen ilk ismi ve ofansif mizahın ustası olduğu gerçeği hiç değişmemiş. 

Gözden KaçmasınSahada kalbi durdu, ölümden döndü, İtalya 'Oynatmam' dedi: Eriksen için şimdi sırada ne var?Haberi görüntüle