Canları acıyınca...

Güncelleme Tarihi:

Canları acıyınca...
Oluşturulma Tarihi: Mart 04, 2005 00:00

SİYASET dünyasında belli ki ‘iyi niyet’ yerine ‘yakın çıkar’ daha etkili. Daha doğrusu iyi niyetin yeri hemen hemen hiç yok.Bir süredir gazetelerde batıp çıkan bir haber var:Kendi kendisiyle kavgalı CHP ile son günlerde birbiri ardından meydana gelen ayrılmalar nedeniyle sıkıntılı Adalet ve Kalkınma Partisi, milletvekili istifalarını önlemek için işbirliği yapma eğilimindeymiş.Biz önce inanmadık ama CHP Lideri Deniz Baykal’ın işine gelince, parti içi demokrasiyi boğacak şekilde tüzük değişikliği yapmakta tereddüt etmediğini anımsayınca ‘Neden olmasın? Deniz Baykal’ın demokrasi diye bir derdi yok ki ona aykırı önerilere karşı çıksın’ demek gereğini duyduk.Henüz bilemiyoruz, Anayasa’da mı değişiklik yapmayı düşünüyorlar yoksa Siyasi Partiler Kanunu’nda mı bir çözüm arıyorlar? Ama iddiaya göre ‘istifa edip ayrılan milletvekili başka bir partiye geçerse milletvekilliği düşer’ gibi bir formülü tartışıyorlarmış.Düşünceler -en azından bizim bilgimize göre- henüz somut öneri haline gelmediği için daha fazla üzerinde durmak niyetinde değiliz ama sadece şunu söyleyelim:Ülkemizde uygulanan ve adına temsili demokrasi denen sistem böyle bir öneriye taban tabana zıttır. Çünkü bu sistem, milletvekilinin seçildiği tarihteki siyasi görüş ve kanaatlerini değiştirmesini, onun meşru hakkı sayar. O nedenle milletvekilinin iradesi ona oy verip seçenlerin iradesinden bağımsızdır.Belki de bu yüzden olacak Antalya CHP Milletvekili Osman Özcan’ın TBMM Başkanlığı’na verdiği ve Siyasi Partiler Yasası’nın Geçici 16’ncı maddesinin yürürlükten kaldırılmasını öngören yasa önerisi bugünlerde birden itibar kazanmış. Özcan ve arkadaşları, ‘Bir araya gelen 3 milletvekilinin kurduğu uyduruk tabela partilerine hazineden yardım verilmesini engellemeyi’ öneriyorlar.Öneri aslında haksız ve yersiz değil. Çünkü anımsanacaktır bir önceki seçimde bir DSP milletvekili, Meclis’te üyesi olmayan bir siyasi partinin kendisine yaptığı, ‘3 milletvekili olarak istifa edip bize gelin. Hem biz hazineden yardım alalım hem de sizin hakkınızı verelim’ türü bir ahlaksız teklife hayır dediğini açıklamıştı.Gerçi sözü edilen -ve ahlaki değerlere pek önem vermek iddiasında olan- siyasi parti, daha sonra üç milletvekili ‘ayarlayıp’ amacına ulaşmıştı.Demek ki bu açıdan bakınca CHP ile AKP’nin bu rezalete elbirliğiyle çözüm aramaları normaldir, gereklidir, makuldür.Tamam da... Siyasi Partiler Yasası’na ‘üç milletvekili olan partiye hazineden yardım yapılır’ anlamındaki hükmü koyarken bu belli değil miydi?Dahası... Şimdi AKP ve CHP’den istifalar bu partilerin liderlerini sıkıntıya sokmasaydı, bu önerinin ahlaki değeri akla gelecek miydi?Siyasiler eğer ahlaki değer kavramına o kadar önem veriyorlarsa neden ‘siyasi ahlak’ konulu yasa önerisini gündeme alıp yasalaştırmıyorlar?
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!