Bulutlar gizlerle dolu dev kimya laboratuvarı gibi

Güncelleme Tarihi:

Bulutlar gizlerle dolu dev kimya laboratuvarı gibi
Oluşturulma Tarihi: Aralık 03, 2004 00:00

Bulutlar, televizyonlarımızda hava raporlarını sunan meteoroloji mühendislerinin gözdeleri durumunda. Çünkü bulutların gökyüzünde kıtalararası yolculuÄŸunu izleyerek hava tahminleri yapıyorlar. Bulutlar nereden nereye akıyor? Ne taşıyorlar? Ne kadar nem var içlerinde?Hava durumu raporları televizyonlarımızda haber programları öncesinin en ciddi ele alınan ve izlenen programlarından biri oldu. Artık mankenlerden iÅŸin erbaplarına bırakılmaya baÅŸlandı bu programların hazırlanması ve sunulması.. Hava nasıl? Bünyamin’i mi dinlesek yoksa NTV’nin bora gibi kükreyen yeni meteoroloji mühendisi sunucusunu mu? Bulutlar ve bulutların gökyüzünde kıtalararası yolculuÄŸu hava raporlarının en önemli göstergeleri.. Nereden nereye akıyorlar? Ne taşıyorlar? Ne kadar nem var içlerinde? Alçak basınç ile büyürlerse ne olacak? YaÄŸmuru da, karı da, doluyu da nemi de taşıyanların hepsi bulutlar.Biz koltuklarımıza kurulmuÅŸ ekranlarımızda bulutların gidiÅŸatını incelerken, bazı atmosfer fizikçileri, hayatlarını bulutları anlamaya çalışmakla geçiriyor.Laboratuvarlarında yapay bulutlar oluÅŸturuyor ve sırlarını çözmeye çalışıyor. Alman atmosfer fizikçisi, dünyaca ünlü Stephan Borrmann da bunlardan biri. SaÄŸanak yaÄŸmur yaratmak istediÄŸinde yeÅŸil bir enjektör alıyor ve sapını hafifçe bastırınca içindeki su inci taneleri gibi fışkırıyor. Spiegel’de yayımlanan yazıda (35/04) "Åžu anda 6000 m yüksekteyiz" diyen fizikçi, damlacıkları bir camın arkasından izliyor. Enjektör dikey bir rüzgar kanalının bir parçası olan dikdörtgen bir geçidin içinde salınıyor. Äž30 derecelik havanın basıncı damlacığı tüpün içinde yukarı doÄŸru itilince birden bire donan damlacık sertleÅŸiveriyor. Laboratuvardaki bulutlar"Åžimdi bir kümülonimbus (cumulonimbus) bulutu içindeki koÅŸulları araÅŸtırabiliriz" diyor Borrmann. AraÅŸtırmacı bir regülatörle insanların bulut oluÅŸumu üzerindeki etkilerini de ilave edebiliyor. Bu durumda amonyak, kükürtdioksit veya kurum püskürüyor laboratuvar kabının içine. Max-Planck Kimya Enstitüsü profesörü, aerosol olarak da bilenen bu havada asılı parçacıkların suyu çektiÄŸini ve bulutlar için bir tür tohum (yoÄŸuÅŸma çekirdeÄŸi) görevini gördüklerini anlatıyor. Borrmann, önündeki düğmelerden birine bastığında plastik bir hortumdan su buharı akıyor laboratuvar bulutunun içine. Bu ÅŸekilde damlacık birkaç milimetre birden büyüyor; artık yere düşecek kadar olgunlaÅŸtı. Bulut laboratuvarı her ne kadar çok açıklayıcı gibi görünse de gökyüzü ve dünya arasında geçenler bu kadar basit deÄŸil. Gerçi olayın anahatları uzun süredir bilinmekte: Sıcak ve suya doymuÅŸ hava yükselip soÄŸuduÄŸunda nem yoÄŸuÅŸmakta. Suyla birleÅŸen minik asılı parçacıklar bulut oluÅŸumunu hızlandırırlar. Ancak bu sürecin ayrıntıları sürprizlerle dolu. "Bu olayda önemli rol oynayan süreçleri yeni yeni anlamaya baÅŸladık ve bulutlar hakkında yeni bilgiler edindikçe sorular da çoÄŸalıyor" diyor Borrmann. Yeni bilgilerBulutlardaki gizler bir iki günlük hava durumu tahmini yapmak isteyenler kadar, önümüzdeki yüzyılın iklimini öncelemeye çalışan uzmanları da zorlamakta. Bu iki disiplin için de geçerli olan en büyük zorluk, bulutlarda gizli olarak büyük bir güvensizlik faktörünün bulunması. Bir bulutun dolu yaÄŸdırırken diÄŸerinin neden dünyayı soÄŸuttuÄŸu veya ısıttığını bilim insanları bugüne dek tam olarak anlamış deÄŸiller. Neredeyse her hafta sürpriz bulgularla karşı karşıya kalıyorlar: - Alman bilim insanları bu yıl ilk kez güneÅŸ rüzgarlarındaki yüklü parçacıkların da bulut oluÅŸturabildiÄŸini saptadılar. - Potstdam araÅŸtırma merkezindeki iklimbilimciler Kuzey Kutbu üzerindeki esrarengiz sis perdesinin de, orta Avrupa iklimi üzerinde etkili olduÄŸunu buldular. - New Yorklu araÅŸtırmacılar ise dünya üzerindeki bulut tabakasının on yıllardan bu yana büyüdüğünü fark ettiler. Bulut tabakasının büyümesi, Ay’ın karanlık yüzünün, dünya üzerindeki bulut tabakasından geri yansıtılan güneÅŸ ışığının git gide aydınlanmasıyla anlaşıldı. Ãœstelik de on da %1,3 kadar. Ä°ki korkunç senaryoBilim insanları, politikacılar ve ekonomistlerce teÅŸvik edilmekte. Genelde karbondioksit ve diÄŸer sera gazlarının, dünya iklimi üzerindeki etkisini yansıtan bilgiler beklenmekte. Böyle bir etkinin varlığı konusunda tüm bilim insanları hemfikir. Peki ama bu etki daha ne kadar güçlenebilir? Hangi bölgeler daha büyük tehdit altında? Ve çevre felaketleri gelecekte daha çok nerelerde meydana gelebilir? Geçen aylarda geleceÄŸin iklimi üzerine kargaÅŸalar yaÅŸandı. Ä°ki korkunç senaryo kamuoyunu heyecanlandırdı. Stanford ve Berkeley üniversitelerinde yapılan hesaplara göre, 2050 yılına dek aşırı sıcaklar sekiz misli fazla yaÅŸanacak ve bu nedenle yedi misli insan yaÅŸamını yitirecek. Avrupa Çevre Ajansı tarafından açıklanan diÄŸer bir araÅŸtırma ise Avrupa iklimi için karamsar bir tablo çizmekte. Buna göre kuraklık dönemleri ve ÅŸiddetli yağışlar artacak. Olası bir iklim deÄŸiÅŸimiyle ilgili sonuçlar BirleÅŸmiÅŸ Milletler tarafından desteklenen son Hükümetlerarası Ä°klim DeÄŸiÅŸimi Paneli (IPCC) raporuyla sunuldu. Rapor, 2100 yılına dek bir buçuk ila altı derecelik bir ısınma öngörüyor. Üç yıl içinde daha kesin bir rapor sunulacak. Önceleme, o zaman daha vahim mi yoksa daha önemsiz mi olacak? Yanıt, su buharında gizliYanıtın anahtarı gökyüzündeki su buharında gizli. "Bulutlar atmosferin sera etkisini güçlendiriyorlar mu yoksa dünyamızı soÄŸutuyorlar mı? Bunları bile hálá doÄŸru dürüst bilmiyoruz" diyor uzmanlar. Meteoroloji ve iklim uzmanları bu bilinmezi ÅŸimdiye dek hep daha geliÅŸkin hesaplama yöntemleriyle aÅŸmaya çalıştılar. Bu amaçta geçmiÅŸteki ve gelecekteki iklimler için daha geliÅŸkin bilgisayar simülasyonlarıyla (benzetim programlarıyla) çalışıldı. Ama bazı uzmanlar, bilgisayar bulutlarının hatalı olmasına baÄŸlıyorlar ana sorunu. Bulut oluÅŸumundaki karmaşık baÄŸlantılar bilgisayarda tatmin edici bir ÅŸekilde tasarlanmıyor. Gökyüzünün uzaydan gözlemlenmesiyle de önemli atılımlar gerçekleÅŸtirilemedi. Yörüngede dönen uydular ancak çok kaba ve iri bulutları ayırt edebiliyorlar. Ne kadar nem içerdikleri ve ne kadar güneÅŸ ışını geçirdiklerini göremiyorlar. Önümüzdeki yıl, bir tür polarizasyon ve Doppler radarına sahip uydular gönderilecek yörüngeye. Tıpkı bilgisayar tomografisinde olduÄŸu gibi, bunlarla bulut tabakasının kesit görüntüleri elde edilebilecek ve bir iÅŸlemci bu kesitleri üçboyutlu görüntülere dönüştürecek. Bu aletler, çok fazla elektrik tükettikleri için sadece yeryüzünde kullanılıyordu. Bulutlara elektrik dalgasıBu sistemlerden biri Kanadalı atmosfer fizikçisi George Craig tarafından çalıştırılmakta. Sistem, döner çanağından güzel hava bulutlarına elektrik dalgaları gönderiyor. Bu oluÅŸumun potansiyelini öncelemek çok zordur. Sonuçta bu bulutlar, yaÄŸmur bulutuna dönüşebildikleri gibi dolu da yaÄŸdırabilirler. Veya yaz yaÄŸmuruna neden olabildikleri gibi dağılabilirler de. "TekniÄŸimiz her bulutun boyutunu ve hareketini kesin bir ÅŸekilde takip etmemize izin veriyor" diyor Craig. Fizikçi, ekran üzerinde bir bölgede kötü hava bulutlarını kırmızı ve eflatun renklerle iÅŸaretlemiÅŸ. Buralarda dolu için en uygun koÅŸullar geliÅŸmekte, diye açıklıyor. Bulut yığınları jumbo jetlerin uçuÅŸ seviyesine kadar dağılmış. İçlerinde dolu taneleri savrulurken, yanda buharlaÅŸmış nemin termiÄŸi yeniden yukarı çıkıyor. Bu süreç ne kadar çok tekrarlanırsa dolu taneleri o denli büyümekte; en kötü durumda ise tenis topu kadar olabiliyorlar. Havadaki asılı parçacıklarAlçak seviyedeki bulutlar uzaya daha fazla güneÅŸ ışını yansıttıkları için dünyayı soÄŸutuyorlar. Bulut tabakası yükseldikçe etki tersine dönmekte. 10.000m yükseklikteki bulutlar çok fazla güneÅŸ ışını geçiriyorlar. Dünyadan yükselen sıcaklık, bulutlar tarafından yere geri yansıtılıyor ve dünya ısınıyor. Havada asılı parçacıklar olmasaydı, bu iki süreçten sonuçlar çıkarmak aslında kolay olabilirdi. Bilim insanları, havadaki minik sıvı veya katı asılı parçacıkların ne kadar deÄŸiÅŸken davrandıklarını, gerek bulut laboratuarından gerekse DLR’nin (Alman Hava ve Uzay YolculuÄŸu Merkezi) araÅŸtırma uçağı Falcon’la yapılan ölçümlerden biliyorlar. Fakat havada asılı parçacıkların tam tersi bir etki de yaparak dünyayı ısıttıkları Amazonlardan bilinmekte. Amazon çiftçileri büyük ormanlık alanları yakarak Brezilya üzerinde bir duman bulutu oluÅŸturuyor. GüneÅŸ ışınları havada asılı parçacıkları ısıtarak, etraflarında biriken nemi yeniden buharlaÅŸtırıyor. Bu ÅŸekilde bulutlar dağılıyor, yaÄŸmur yaÄŸmıyor ve dünya ısınıyor. "Bilmecenin çözümü havada asılı parçacıkların oluÅŸumunda gizli" diyor uzmanlar. Dev kimya laboratuvarıÇok sayıda aerosol parçacıkları yüzünden bulutlarda sadece daha çok deÄŸil, çok daha küçük su damlacıkları oluÅŸmakta. Fakat daha küçük damlacıklar dünyaya daha ender olarak düşüyor. Bu da tarım için son derece önemli sonuçlar doÄŸurmakta, çünkü Muson yaÄŸmurları zayıflamakta. Bilim insanları bununla birlikte havada asılı parçacıkları kestirmeye kalktıklarında bocalıyorlar. Sadece kömür gibi bir maddenin yakılması sonucunda bile havada asılı parçacıkların dünyayı ısıtıp ısıtmadıklarını öncelemek çok zor. Hatta mikroskopla incelemek bile iÅŸe yaramıyor. Gerçi mikroskop altında havada asılı parçacıkların biçimleri ve suyla birleÅŸme yetileri görülebiliyor, ama atmosferde hiçbir madde tornadan çıkmış gibi kalmıyor. Alman uzman Borrmann, Spiegel’e verdiÄŸi demeçte diyor ki "Bulut dev bir kimya laboratuvarı". YoÄŸuÅŸma parçalarının içindeki çeÅŸitli maddeler temasa geçerek yeni birleÅŸimler oluÅŸturuyorlar. Kendisi son olarak Brezilya’daki sahil kenti Fortaleza üzerinde uçtuÄŸunda deÄŸiÅŸken bulut kümeleriyle karşılaÅŸmış. YaÄŸmur bulutlarından oluÅŸan kalın sütunlar, ince bir bulut tabakası üzerine kaymıştı. Daha önce görmediÄŸi biçimlerin ve renklerin bir araya geldiÄŸini gören uzman, dijital kamerasını otomatik konuma alarak yüzlerce poz çekmiÅŸ; fotoÄŸrafları izlerken kendisini bulutların içindeymiÅŸ gibi hissettiÄŸini söylüyor. Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!