Bu bir namus cinayeti

Güncelleme Tarihi:

Bu bir namus cinayeti
Oluşturulma Tarihi: Haziran 26, 1999 00:00

Haberin Devamı

Kadın kuruluşları, 32 yaşındaki Şükran Gönenç'in kendini yakarak öldürmesini, Türkiye'deki binlerce namus cinayetinden biri olarak değerlendirdiler. Kadına şiddetin Türkiye'de devlet politikası olduğunu belirten Avukat Canan Arın, ‘‘Işılay Saygın'a saygılarla... Yeni Ceza Kanunu hazırlıyorum diyen Prof. Sulhi Dönmezer de bu haberi çerçeveletip assın’’ dedi.

Şükran Gönenç'in 32 yaşında kendini yakarak, yaşamına son vermesi, geleneklerle kuşatılmış kadınların üzerindeki baskıyı bir kez daha gözler önüne serdi. Çeşitli kadın kuruluşlarının başkanları, kadının bir cinsellik objesi olarak görülmesi ve ikinci sınıf vatandaşlıktan kurtulması için insanlarımızın eğitilmesi gerektiğini söylediler. Kadın kuruluşları temsilcileri şunları söylediler:

ÇAĞDIŞI

ÇYDD Genel Başkanı Prof. Türkan Saylan Kadınlara Karşı Her türlü Ayrımcılığın Giderilmesi Uluslararası Sözleşmesi'ni imzalayan ülkemizin, yasalarda, geleneklerde, eğitimde ayrımcılığın her türlü kaldırılmasına yönelik taahhütleri var. Buna rağmen gelenekler, kadın-erkek ayrımı ve bekáret konusu başta olmak üzere kadınları aşağılayan, çağdışı görüşlerle sürüyor. Bu yalnızca erkekler için geçerli değil. Kadınlar da kendilerinin, ikinci sınıf insan olduklarını neredeyse kabul etmiş durumdalar. Ülkemizin çağdaşlaşması için kadın-erkek el ele vererek, bekáret, namus cinayetleri, kuma, berder edilme (Ölen erkeklerin kardeşiyle evlendirilme) gibi çağdışı, kadınları yok sayan, cariye sayan her türlü cumhuriyete yakışmayan davranışın yok edilmesi için savaş vermek zorundayız. Bu olay binlerce namus cinayetinden bir tanesidir. İntihar değil, bir cinayettir.

BİREY SAYILMIYOR

Barolar Birliği Kadın Komisyonu Başkanı Avukat Nazan Moroğlu Bu gibi üzücü olaylar, kadınların birey olduğunu kabul etmeyen, sadece cinselliği göz önünde tutan anlayışın dışa vurumu. Ülkedeki kadınlar üzerindeki bu anlayışın sona ermesi en büyük dileğimiz. Bunun için erkek ve kadın arasında, yaşamın her alanındaki eşitsizliğin kaldırılması politikaları bir an önce yaşama geçirilmeli. Erkekler, kadının da kendileriyle eşit bir birey oduğunu öğrenmeli.

TRAJEDİ

İstanbul Üniversitesi Kadın Sorunları Aşartırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Necla Arat Şükran Gönenç'in yaşamına son vermesi, toplumun bekáret konusundaki, hastalıklı saplantısının yarattığı bir trajedidir. Daha önce de bekáret kontrolü yaptırılan genç kızlardan, ihtihar edenler olmuştu. Töre, gelenek ya da namus adı altında genç kızlara ve kadınlara yönelik çağdışı saldırıların bitmesi, toplumun bilinç altına yerleşmiş ilkel ve acımasız, sözde kültürel kalıpların mutlaka değişmesi gerekiyor. Bu da ancak eğitimin ve kafaların çağdaşlaşması ile sağlanabilir.

IŞILAY'A SAYGILARLA...

Avukat Canan Arın Işılay Saygın'a saygılarla... Yeni Ceza Kanunu hazırlıyorum diyen Prof. Sulhi Dönmezer de bu haberi çerçeveletip assın. Kadına yönelik şiddet, Türkiye'nin devlet politikasıdır. Kabineye bir tek kadın dahi almayan hükümetten kadın hakları, kadına yönelik şiddetin engellenmesi için ne beklersiniz? Şükran Gönenç olayı bir cinayettir. Gönenç'in öldürülmesiyle ilgili olarak, bu evliliğe engel olmaya kalkıp, daha önceki evliliğini hakaret olarak kullananlara karşı, hem ceza, hem tazminat davası açmak gerektiğini düşünüyorum.

Geride kalan

Aşkı uğruna, üzerine döktüğü benzini ateşleyip, ölümü seçen Şükran Gönenç 32 yaşında, bir çocuk annesiydi... Yaşamı boyunca darbe üzerine darbe yemişti... Yaşamıyla, ölümü arasındaki tek şey, sevgilisi Mehmet Gündüz'dü. Gündüz'ün Ailesi, 'Bakire gelin isteriz' deyince, ipi kopardı. Son darbeyi de sevdiği erkekten yemişti. Terkedildi, dışlandı. Bu kadarını kaldıramadı. Geride, kendisini öldüren alevlerin kavurduğu bir çift ayakkabı, üç yanmık kalem ve birkaç lira bozuk para bırakarak, korkunç bir ölüme gitti.

Uzman görüşü

Tipik bir psişik depresyon intiharı

SSK Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Dr. Özcan Eryüce, daha önce de iki kez intihar teşebbüsünde bulunan Şükran Gönenç'in kendini yakmasını ‘Tipik bir psişik depresyon intiharı’ olarak niteledi. Gönenç'in son günlerde art arda yaşadığı olayların intiharı hızlandırmış olabileceğini belirten Dr. Eryüce, ‘‘Bu tür hastalar, tedavi görmedikleri zaman küçük bir nedenle bile intihara gidebilirler. Gönenç'in yaşadığı olaylar da intiharında etken olabilir’’ dedi. Dr, Eryüce, ‘‘Daha önce iki kez intihara teşebbüs ettiği belirtilen Gönenç'in zaman zaman ruhsal problemler yaşadığı belli oluyor. Bu tür depresyonu olan hastaların muhakkak tedavi görmesi gerekir. Ruhsal gerginlik yaşayan kişiler, kesinlikle bir uzmana başvurarak, yardım almalılar’’ diye konuştu.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!