Bosch Türkiye'de yatırımlarla büyüyor
Güncelleme Tarihi:
A.A.
Oluşturulma Tarihi: Aralık 29, 2005 12:42
Bosch Sanayi ve Ticaret A.Ş. Genel Müdürü Gürcan Karakaş, Türkiye'de uzun vadeli yatırımlarla büyümeye kararlı olduklarını bildirdi. Karakaş, “Bursa'daki fabrikamız üretimin ötesinde dizel konusunda bir Ar-Ge üssü olarak da dünya çapında önemli bir konuma sahip” dedi.
Gazetecilerle sohbet toplantısında bir araya gelen Karakaş, Bursa'da 3 fabrika ile otomotiv sektöründe faaliyetini sürdüren Bosch'un, yatırımlarına devam ettiğini ve 4. fabrikasının temelini attığını anımsattı.
Karakaş, 2006 yılı Nisan ayında hizmete girmesi planlanan 15.5 milyon avro tutarındaki yatırım ile inşa edilen yeni fabrikada, en son teknoloji ürünü “3. nesil Common Rail Enjektör” üretimi yapılacağını kaydederek, enjektör, enjektör kütüğü kombinasyonu ve “Common Rail” sistemlerinde kullanılan enjektörlerin Bursa Organize Sanayi Bölgesi'ndeki (OSB) dizel sistemleri fabrikasında üretildiğini, 2002'de aynı yerde faaliyete geçen ikinci fabrikanın dizel püskürtme sistemleri odaklı üretim yaptığını, Bosch fren sistemlerine ait 3. fabrikanın ise hidrolik fren sistemleri imal ettiğini belirtti.
Bosch olarak bugün gelinen noktada, otomotiv teknolojileri, Blaupunkt araç multimedya sistemleri, elektrikli el aletleri ve güvenlik sistemlerinin satış ve pazarlamasını gerçekleştirdiklerini anlatan Karakaş, ayrıca Blaupunkt markası ile Ortadoğu'daki 14 ülkenin servis sorumluluğu ve 2003 yılından bu yana Bosch'un İran'daki otomotiv teknolojileri sorumluluğunu üstlendiklerini kaydetti.
Karakaş, Bosch'un Türkiye'de 7 bin 500 çalışanı olduğunu ve 1.5 milyar avro civarında ciro gerçekleştirdiğin değinerek, Bursa'da ise 2005 yılında binin üzerinde yeni istihdam yarattıklarını, gelecek yıl bu rakama 500 dolayında kişinin daha ekleneceğini bildirdi.
-OTOMOTİV TEKNOLOJİLERİ ÜSSÜ-
Bursa'daki yatırımların tamamının otomotiv teknolojilerine yönelik olduğuna işaret eden Karakaş, ürün gamında yer alan mamullerin ileri teknolojiyle üretildiğini vurguladı.
Karakaş, Bosch'un, kuruluşundan bu yana Türkiye'ye güvendiğine dikkati çekerek, firma olarak 1995-2004 yılları arasında 528 milyon avro yatırım yaptıklarını, 2005 yılı için 100 milyon avro olarak planlanan yatırım tutarının da yaklaşık 130 milyon avro olarak gerçekleştirildiğini kaydetti.
Karakaş, Bosch'un gelecekte de Türkiye'deki büyümesini sürdüreceğini ifade ederek, şunları söyledi:
“Türkiye'de uzun vadeli yatırımlarla büyümeye kararlıyız. Önemli bir hedefimiz, bölgesel sorumluluklarımızı geliştirmek. Bosch grubu içinde Türkiye'yi yakın bölgelerdeki ülkeler için bir merkez haline getirmeyi vizyonumuz olarak benimsedik. Bursa'da otomotiv teknolojileri üssü kurduk. Bursa'daki fabrikamız üretimin de ötesinde dizel konusunda bir Ar-Ge üssü olarak da dünya çapında önemli bir konuma sahip. Ürün geliştirmede önemli bir yere sahibiz. Geçen sene için 2 bin 791 patentimiz var. Bu saat başı bir patent demek... Bursa'dan Türkiye'deki araç üreticilerinin yanı sıra dünyadaki 30 üreticiye proje hazırlıyoruz ve üretim gerçekleştiriyoruz. Tamamen yeni ürünlerle büyüyoruz. Yeni yatırım ile Türkiye'ye 2 önemli teknolojik yenilik geliyor. Biri ürünün kendisi, diğeri de kaplama tabir ettiğimiz oldukça sofistike bir sertleştirme metodu var (Karbon kaplama) onu Türkiye'ye getiriyoruz.”
-ÇALIŞANI ÖDÜLLENDİRME-
Karakaş, fabrikada beyaz ve mavi yakalıların da sürekli iyileştirme çalışmalarına katıldıklarını ve aldıkları hediye puanları karşılığında ödüllendirildiklerini belirterek, “Örneğin, benim evimde bir su ısıtıcısı var. Verdiğim iyileştirme programıyla geçen sene aldım. Eşim her çay koyuşunda aklıma geliyor. Bu benim fikrimdi diyorum. Önemli olan maddi getirisinden ziyade bu motivasyonu sağlamak. Milyonda 2 hata payı ile çalışıyoruz. Hedefimiz bu oranı sıfıra indirmek” diye konuştu.
-TÜRKİYE'DE DİZEL PAZARI BÜYÜYECEK-
Türkiye'deki dizel pazarına ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine Karakaş, şöyle devam etti:
“Bu soruyu bana 2 sene önce sorsaydınız, (Yüzde 10'u geçmez) derdim. Ama, şu anda yüzde 30'lara ulaşmış vaziyette, önümüzdeki dönemde de yüzde 40'lara rahatlıkla ulaşacak gibi duruyor. Geriye dönüp baktığınızda Türkiye'de dizele olan negatif imajın çok hızlı bir şekilde silindiğini görüyoruz. Tüketicilerimiz, Avrupa tüketicisinin bilinciyle hareket ediyor. Yeni teknoloji dizele baktığınızda gerek sürüş konforu olsun gerek yakıt sarfiyatı olsun benzinli aracı hiç aratmıyor, hatta çok daha iyi bir sürüş keyfi veriyor. Ben kendim mesela dizel araç kullanıyorum ve çok da memnunum. Önümüzdeki dönemde Türkiye'de hatta dizel motorlu araç üretiminin de geleceğini düşünüyorum. Şimdiye kadar hep ithal araçlar dizeldi.”
-“YATIRIMLAR KAÇAR”-
Karakaş, yatırım teşviklerinin tek başına belirleyici olmamakla birlikte, yerli ve yabancı sermaye için cazibe yarattığını ifade ederek, şu görüşlere yer verdi:
“Türkiye'nin geçmiş dönemde yatırım teşvikleriyle beraber değerlendirildiğinde, ciddi bir cazibesi vardı. Fakat, eski doğu bloğu ülkelerinin başta Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Slovenya olmak üzere AB'ye girmeden önce başlattıkları yatırım teşvikleriyle bazı avantajlar elde ettiler. Örneğin arsasını bedava veriyor, belirli bir süre 5-10 yıl vergi tatili sağlıyor, bazı spesifik Ar-Ge gibi harcamalara avantajlar sağlıyor. Eğer biz yatırım teşviğinde önümüzdeki dönemlerde orta-uzun vadede geçmişte olduğu gibi bazı imkanlar sağlamazsak, küresel bazdaki yatırımlar başka ülkelere kayar.”
Kurumlar Vergisi'ndeki indirimin çok olumlu bir gelişme olduğunu ve memnuniyetle karşıladıklarını, ancak yatırım ve üretim yapan ile yapmayanın aynı kategoride değerlendirilmesinin yanlış olduğunu dile getiren Karakaş, şunları kaydetti:
“TAYSAD Yönetim Kurulu Üyesi olarak söylüyorum; yatırım yapan sanayiye teşviğin en azında 5 sene daha gelmesi gerekiyor. Çünkü, Türkiye tam rekabet ortamını yakaladı, belli bir büyüme ivmesi kazandı ve altyapısını oluşturdu. Yatırım dalgaları her sene gelmiyor. Yani Ford Otosan'ın yatırımı 1 milyar dolarlık yatırım her sene olur mu? (Olmaz) Dolayısıyla basında adı geçen yatırımlar da eğer bu sene giderse belki 10 sene sonra gelir.”
Karakaş, 2006 yılı Nisan ayında hizmete girmesi planlanan 15.5 milyon avro tutarındaki yatırım ile inşa edilen yeni fabrikada, en son teknoloji ürünü “3. nesil Common Rail Enjektör” üretimi yapılacağını kaydederek, enjektör, enjektör kütüğü kombinasyonu ve “Common Rail” sistemlerinde kullanılan enjektörlerin Bursa Organize Sanayi Bölgesi'ndeki (OSB) dizel sistemleri fabrikasında üretildiğini, 2002'de aynı yerde faaliyete geçen ikinci fabrikanın dizel püskürtme sistemleri odaklı üretim yaptığını, Bosch fren sistemlerine ait 3. fabrikanın ise hidrolik fren sistemleri imal ettiğini belirtti.
Bosch olarak bugün gelinen noktada, otomotiv teknolojileri, Blaupunkt araç multimedya sistemleri, elektrikli el aletleri ve güvenlik sistemlerinin satış ve pazarlamasını gerçekleştirdiklerini anlatan Karakaş, ayrıca Blaupunkt markası ile Ortadoğu'daki 14 ülkenin servis sorumluluğu ve 2003 yılından bu yana Bosch'un İran'daki otomotiv teknolojileri sorumluluğunu üstlendiklerini kaydetti.
Karakaş, Bosch'un Türkiye'de 7 bin 500 çalışanı olduğunu ve 1.5 milyar avro civarında ciro gerçekleştirdiğin değinerek, Bursa'da ise 2005 yılında binin üzerinde yeni istihdam yarattıklarını, gelecek yıl bu rakama 500 dolayında kişinin daha ekleneceğini bildirdi.
-OTOMOTİV TEKNOLOJİLERİ ÜSSÜ-
Bursa'daki yatırımların tamamının otomotiv teknolojilerine yönelik olduğuna işaret eden Karakaş, ürün gamında yer alan mamullerin ileri teknolojiyle üretildiğini vurguladı.
Karakaş, Bosch'un, kuruluşundan bu yana Türkiye'ye güvendiğine dikkati çekerek, firma olarak 1995-2004 yılları arasında 528 milyon avro yatırım yaptıklarını, 2005 yılı için 100 milyon avro olarak planlanan yatırım tutarının da yaklaşık 130 milyon avro olarak gerçekleştirildiğini kaydetti.
Karakaş, Bosch'un gelecekte de Türkiye'deki büyümesini sürdüreceğini ifade ederek, şunları söyledi:
“Türkiye'de uzun vadeli yatırımlarla büyümeye kararlıyız. Önemli bir hedefimiz, bölgesel sorumluluklarımızı geliştirmek. Bosch grubu içinde Türkiye'yi yakın bölgelerdeki ülkeler için bir merkez haline getirmeyi vizyonumuz olarak benimsedik. Bursa'da otomotiv teknolojileri üssü kurduk. Bursa'daki fabrikamız üretimin de ötesinde dizel konusunda bir Ar-Ge üssü olarak da dünya çapında önemli bir konuma sahip. Ürün geliştirmede önemli bir yere sahibiz. Geçen sene için 2 bin 791 patentimiz var. Bu saat başı bir patent demek... Bursa'dan Türkiye'deki araç üreticilerinin yanı sıra dünyadaki 30 üreticiye proje hazırlıyoruz ve üretim gerçekleştiriyoruz. Tamamen yeni ürünlerle büyüyoruz. Yeni yatırım ile Türkiye'ye 2 önemli teknolojik yenilik geliyor. Biri ürünün kendisi, diğeri de kaplama tabir ettiğimiz oldukça sofistike bir sertleştirme metodu var (Karbon kaplama) onu Türkiye'ye getiriyoruz.”
-ÇALIŞANI ÖDÜLLENDİRME-
Karakaş, fabrikada beyaz ve mavi yakalıların da sürekli iyileştirme çalışmalarına katıldıklarını ve aldıkları hediye puanları karşılığında ödüllendirildiklerini belirterek, “Örneğin, benim evimde bir su ısıtıcısı var. Verdiğim iyileştirme programıyla geçen sene aldım. Eşim her çay koyuşunda aklıma geliyor. Bu benim fikrimdi diyorum. Önemli olan maddi getirisinden ziyade bu motivasyonu sağlamak. Milyonda 2 hata payı ile çalışıyoruz. Hedefimiz bu oranı sıfıra indirmek” diye konuştu.
-TÜRKİYE'DE DİZEL PAZARI BÜYÜYECEK-
Türkiye'deki dizel pazarına ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine Karakaş, şöyle devam etti:
“Bu soruyu bana 2 sene önce sorsaydınız, (Yüzde 10'u geçmez) derdim. Ama, şu anda yüzde 30'lara ulaşmış vaziyette, önümüzdeki dönemde de yüzde 40'lara rahatlıkla ulaşacak gibi duruyor. Geriye dönüp baktığınızda Türkiye'de dizele olan negatif imajın çok hızlı bir şekilde silindiğini görüyoruz. Tüketicilerimiz, Avrupa tüketicisinin bilinciyle hareket ediyor. Yeni teknoloji dizele baktığınızda gerek sürüş konforu olsun gerek yakıt sarfiyatı olsun benzinli aracı hiç aratmıyor, hatta çok daha iyi bir sürüş keyfi veriyor. Ben kendim mesela dizel araç kullanıyorum ve çok da memnunum. Önümüzdeki dönemde Türkiye'de hatta dizel motorlu araç üretiminin de geleceğini düşünüyorum. Şimdiye kadar hep ithal araçlar dizeldi.”
-“YATIRIMLAR KAÇAR”-
Karakaş, yatırım teşviklerinin tek başına belirleyici olmamakla birlikte, yerli ve yabancı sermaye için cazibe yarattığını ifade ederek, şu görüşlere yer verdi:
“Türkiye'nin geçmiş dönemde yatırım teşvikleriyle beraber değerlendirildiğinde, ciddi bir cazibesi vardı. Fakat, eski doğu bloğu ülkelerinin başta Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Slovenya olmak üzere AB'ye girmeden önce başlattıkları yatırım teşvikleriyle bazı avantajlar elde ettiler. Örneğin arsasını bedava veriyor, belirli bir süre 5-10 yıl vergi tatili sağlıyor, bazı spesifik Ar-Ge gibi harcamalara avantajlar sağlıyor. Eğer biz yatırım teşviğinde önümüzdeki dönemlerde orta-uzun vadede geçmişte olduğu gibi bazı imkanlar sağlamazsak, küresel bazdaki yatırımlar başka ülkelere kayar.”
Kurumlar Vergisi'ndeki indirimin çok olumlu bir gelişme olduğunu ve memnuniyetle karşıladıklarını, ancak yatırım ve üretim yapan ile yapmayanın aynı kategoride değerlendirilmesinin yanlış olduğunu dile getiren Karakaş, şunları kaydetti:
“TAYSAD Yönetim Kurulu Üyesi olarak söylüyorum; yatırım yapan sanayiye teşviğin en azında 5 sene daha gelmesi gerekiyor. Çünkü, Türkiye tam rekabet ortamını yakaladı, belli bir büyüme ivmesi kazandı ve altyapısını oluşturdu. Yatırım dalgaları her sene gelmiyor. Yani Ford Otosan'ın yatırımı 1 milyar dolarlık yatırım her sene olur mu? (Olmaz) Dolayısıyla basında adı geçen yatırımlar da eğer bu sene giderse belki 10 sene sonra gelir.”