Bir önerim var!

Güncelleme Tarihi:

Bir önerim var
Oluşturulma Tarihi: Eylül 15, 2001 00:00

EK vergiler alınmadan bu krizin atlatılamayacağı bazı köşe yazarları tarafından telaffuz edilmeye başlandı. Sadece 50 dolarlık harçla, % 1 KDV artışı ile devlete yeterli gelir sağlayamazsınız. Nasıl borç içindeki bir şirketi kurtarmak için ortaklarının sermeye artırımına gitmesi gerekiyor ise, bizim de devletimizi düze çıkarmak için borçlarını azaltacak ödemelerde bulunmamız zorunluluk haline gelmiştir.Devamlı olarak kayıtdışı ekonomiden bahsediliyor. Kayıt dışı ekonomi, sonuçta ‘kayıt dışı geliri’ doğuruyor, bu gelirden de devlet vergisini alamıyor. Ancak, gelirler kayıt dışı ama servetlerin hemen hemen tamamına yakını gayrimenkul, araba, banka mevduatı, repo, şirket hisseleri gibi, kayıt altında kabul edilebilir. Kayıt dışı gelir eninde sonunda kayıt içi bir servete dönüşmekte. O halde devlet, kayıt dışı geliri, kayıt içi servete dönüştürdüğü anda vergilemek durumundadır.Bu kriz döneminde önerim, bir defaya mahsus olarak, tüm tüzel ve gerçek kişilerin 31.12.2000'de sahip oldukları net varlıkların belli bir yüzdesi vergi veya faizsiz borç olarak alınıp devletin borçlarının azaltılmasında kullanılsın. Ancak daha önce vergi ödeyenlere, yani servetlerini kayıt içi gelirlerle elde edenlere haksızlık olmaması için, hesaplanacak tutardan, 2000 yılı için ödenmiş stopaj vergileri dahil, şirketlere ait kurumlar vergisi ve aile fertlerine ait ödenmemiş gelir vergileri düşülerek bakiyesi tahsil edilsin.Ailenin tek konutu, bankada, repoda asgari ücretin 12 aylık tutarı kadar varlığı olanlar istisna tutulabilir.Likit varlıklar için hesaplanan meblağ 3 taksitte altı ayda, gayrimenkullere isabet eden tutarlar ise 6 taksitte iki yıl içinde tahsil edilmelidir.Bu vatan hepimizin; yeterli vergi alınmadan, devletin borçlarını ödemek için yeniden borçlanması nereye kadar gidebilir?İ.O.ALTUĞ-İZMİRPOSTA'dan gelen bir mektupta, bazı ambalaj örneklerinin yanında iliştirilen notta şöyle diyor:‘‘Gerek Nestle ve gerekse Unilever, Türkiye'ye yatırıma değil, ithalata gelmişler sanki... Türkiye dondurma yapamaz mı? Türkiye, Corn Flexe imal edemez mi? Nedir halktaki bu vurdumduymazlık?Neler geldi, neler geçti felekten/Un elerken deve geçti felekten.Yazık bu ülkeye çok yazık.’’İnsan mı, teknoloji mi?AMERİKA'da yaşanan olay herkes gibi bizleri de derinden üzmüştür. Ancak dünyadaki son 15-20 yılın muhasebesini yaptığımız zaman bazı olayları göz ardı etmememiz gerekliliği ortaya çıkmıştır. Teknoloji devrimiyle başlayan her şeyin bilgisayar ortamına aktarılması, insan gücünün teknoloji gücüyle yer değiştirmesi, bütün bu gelişmeler insana yapılan yatırımı bir nebze olsun geriye atmış, teknolojinin nereye nasıl gideceği bile bunları yapanlar tarafından kestirilememiştir. Burada teknolojiyi geliştirenin insan gücü olduğunu da bilmekteyiz.Bu olayda teknoloji devi olan bir ülkenin yıllarca gerek savunma gerekse uzay çalışmalarına aktardığı milyarlarca doların bir kısmının boşa çıktığı ortaya çıkmıştır. Gerek iç gerekse dış düşmanlara karşı harcanan bunca paraya karşılık insanların yetişmesi ve yetiştirilmesi konusunda devletlerin memleketini seven, ahlaklı, kültürel olgunluğa ulaşmış ve dürüst insanlar yetiştirmek için çaba göstermeleri gerekmektedir. Zira bu olayda özellikle havalimanı güvenlik görevlileri biraz dikkatli ve uyanık olsalardı bu olaylar herhalde bu şekilde gelişmezdi.Burada teknolojik gelişmeleri kesinlikle destekliyorum. Şimdi Amerika bu teknolojiyi kullanarak suçlu veya suçluları bulup en ağır cezayı verecektir. Ancak bunun insan faktörüyle dengeli bir şekilde yürütülmesi ve insan faktörünün de ne kadar önemli olduğunun bir kez daha gözler önüne serilmesi gerekmektedir.Alp ESEN-İSTANBULİşte o ‘ama’...ABD de terörle tanıştı. Binlerce canı kaybetmenin acısı neymiş, anladı. ABD'nin eski Dışişleri Bakanı Henry Kissinger, Türkiye'nin Apo'ya yaptığını örnek alalım buyurmuşlar.Peki siz değil misiniz, Apo için dünyayı ayağa kaldıran? 30 bin vatan evladının katilini koruyan siz değil misiniz?Şimdi sizin de canınız yandı, anladınız. Bizim yüreğimiz yıllardır yanıyor. Bir ana için fidan gibi evladının mezar taşını okşamak nedir gördünüz.Sakın beni ABD düşmanı sanmayın. 'Ama' ilk patlama haberinden bu yana hep bunları düşündüm. Yüreğimin bir yanı ölen binlerce insan için ağlarken, diğer bir yanıyla bunları düşündüm.Gamze SARAÇİSTANBULBiz hak etmedik11 Eylül faciasını içimizde hissettik. Biz kendimizin çok emin bir yerde olduğunu sanırdık. Artık değiliz!Bu saldırıyı gerçekleştirenler, bedelini ödeyecekler; hem örgütler, hem de devletler olarak. Bunu Amerikan halkı çok iyi anladı ve şimdi ceza için sabırsız.Ya şimdi bizim Türkler'in saygınlığı ne olacak?Araplar'ın nefretini üzerimizde taşımak mecburiyetinde miyiz?Artık Amerika'da bile rahat olamayacağız.Türklüğümüzle gururlanırken, Müslümanlığımızla utanacak duruma gelmeyi hak ettik mi?İrfan EROLConnecticut-ABDBu da E-5'in Yener'iOKULLARIN açıldığı gün Maltepe'den Kadıköy'e giderken 34 M 2329 plakalı minibüsün şoförü kendisini durak konusunda uyaran İETT otobüs şoförüne önce ağıza alınmayacak küfürler etti, ardından kocaman bir bıçağı çekerek şoförün üzerine yürüdü.Bu olayın en acı tarafı neydi biliyor musunuz? Okulların ilk günüydü ve o psikopat minibüs şoförü bıçağını çektiğinde otobüsün ön tarafında bir çocuk olabilirdi. Bunun vebalini kim ödeyecek? Böyle psikopat kişilerin trafiğe çıkmasını kim engelleyecek? Minibüs ve minibüsçü terörüne dur diyecek kimse yok mu?Başınıza düşsünBURSA-Gemlik-Yalova karayoluyla yolculuk edenler mutlaka görmüşlerdir. Gemlik çıkışından itibaren özellikle Orhangazi yönünde sol tarafında dağlar, tepeler, taş-mıcır çıkarmak uğruna köstebek yuvaları gibi oyuluyor. Adapazarı-İznik kavşağından itibaren yine karayolunun sol tarafında kalan yakın ve uzak tepeler de aynı akıbete uğruyor. Doğanın birkaç kişinin kazancı uğruna tahrip edilmesine acaba kimler izin veriyor ve bu izin verme hakkını kendilerinde nasıl buluyorlar? Buna Bursa Özel İdaresi izin veriyorsa, gerekçelerini ilgililer izah etsinler de bu bölgeden geçerken o taraflara bakıp üzüntü duymayalım.Erhan KARABEKİR / İSTANBULF.K-İSTANBULMESAJ SAĞMALCILAR Cezaevi'nde yapılan operasyonu TV'den izleyip acı acı güldüğünü söyleyen İstanbul'dan K.S adlı okurumuz ve ekliyor:‘‘Başka bir ülkenin insanı olsaydım bu görüntüler karşısında hayretler içinde kalmam gerekiyordu ama ben Türkiyeliydim, bu nedenle şaşırmadım. Çünkü izlediklerim yeni görüntüler değil, tanıdık, kanıksadığımız görüntülerdi. Kilolarca uyuşturucu, onlarca silah, cep telefonu... Bir örgüt evinde rastlanmayacak kadar mühimmat. Rezaletin ağa babası... Dışarıdan gelen kebaplar, lahmacunlar hatta kadınlar da işin cabası. Cezaevlerine kim dur diyecek?’’ diye soruyor.TEM'i Vatan Caddesi'nden Otogar ve Bayrampaşa'ya bağlayan karayolundaki rezalet dikkati çekmiyor mu? Bayrampaşa kesiminde indir-bindir yapılması doğru mudur? Her an kaza olabilir. Trafik polisi bu durakları kaldırsın.Ali M.AKSU-GÜNEŞLİESENBOĞA Dış Hatlar salonunda beklerken (8.9.2001) anons yapan bayanın ses tonu, hitabı o kadar rahatsız edici boyutlardaydı ki, yabancı konukların bile dikkatini çekti. DHMİ Nöbetçi Müdürlüğü'ne gidip durumu aktarmaya çalıştım. İlgili, anons yapan bayanın o gün çok rahatsız olduğunu, yerine koyabilecek başka elemanın bulunmadığını, son derece kibar şekilde söyledi. Bu sırada kendisinin müdür muavini olduğunu söyleyen kişi ise, kaba ve saygısızca yanıtlar vererek külhanbeyi tavırlar içerisinde ‘‘Gücün yetiyorsa beni şikáyet et’’ şeklinde hiç umulmadık ve saygı ölçülerinin dışında çirkin bir yaklaşım sergiledi. Bu kişiye, Esenboğa'nın önemli bir ayna noktası olduğunu birileri anlatmalı.A.A.-ANKARA
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!